Eşcinsel rezalet! İşte Lut Kavmi'nin helakı
MÖ 1900 yıllarına kadar varlığını sürdüren Lût Kavmi, Ürdün-İsrail sınırında bulunan Lût Gölü yakınlarındaki 'Sodom' şehrinde yaşamıştı.
Sodomlular, azgın ve ahlâksız bir kavimdi. Bu kavim, geçmiş milletlerde görülmeyen her türlü ahlâksızlığı işleyen bir topluluktu. İğrenç ve çirkin eylemleri pervâsızca işlemeyi ve hattâ daha öteye gitmeyi âdeta meslek hâline getirmişlerdi. Kendilerine mânî olmak isteyenleri ise susturuyorlar ve 'Temizler aramızdan çıksın!' diyorlardı.
Bu kavimde iffet, hayâ ve nâmus unutulmuş, hayvan topluluklarında bile rastlanmayan bir denâet (alçaklık, âdîlik) baş göstermiş ve yüce Kur'ân'da buyrulan 'Bel-hüm edall: Hayvandan daha aşağı' bir seviyeye düşülmüştü.
Lût aleyhisselam böylesine bedbaht bir kavmi hidâyete dâvetle vazîfeliydi. Gece gündüz onların intibâhı için çırpınıyordu. Hazreti Lut'un çabası Kur'an'ı Kerim'de şöyle anlatılmıştı: Eş-Şuarâ, 161-166 "Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: '(Allâh’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Bilin ki, ben size gönderilmiş emin bir peygamberim. Artık Allâh’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin! Buna karşı ben sizden hiçbir ücret de talep etmiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir. Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinde erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz, sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!' "
Sodom halkı Lût aleyhisselâm’ı hemen yalanladı. Dâvetine uymadı. Bunun üzerine Lût aleyhisselâm, onlara yaptıkları ahlâksızlığın vehâmetini duyurdu: "(Onlara:) 'Dünyâda sizden önce hiç kimsenin yapmadığı bir hayâsızlığı mı yapıyorsunuz?' dedi." (el-A'râf, 80)
Lût aleyhisselâm bu perişan vaziyet karşısında Rabbine sığındı ve O’ndan yardım istedi. Allâh Teâlâ’ya yalvardı. "Rabbim! Beni ve âilemi, onların yapageldiklerinden kurtar!" (eş-Şuarâ, 169)
Hud Suresi 81: "(Melekler) dediler ki: 'Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana aslâ dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında âilenle (yola çıkıp) yürü! Hanımından başka, sizden hiçbiri geride kalmasın! Çünkü onlara gelecek olan (azâb) şüphesiz ona da isâbet edecektir. Onlara va’dolunan (helâk) zamanı, sabah vaktidir. Sabah vakti de yakın değil mi?' "
Sapık güruh son bir kez Lût aleyhisselâm’ın kapısına yüklendilerse de bir anda hepsinin gözleri kör ediliverdi. Âyet-i kerîmede bu hakîkat şöyle haber verilmektedir: "Celâlime yemin olsun ki (kavmi) Lût’tan, misâfirlerinden (murâd almak üzere) talepte bulundular; bunun üzerine Biz de onların gözlerini silme kör ettik. 'Haydi azâbımı ve îkazlarımı (mühimsememenin cezâsını) tadın!' dedik." (el-Kamer, 37)
Hud Suresi 82-83 "Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık. (O taşlar) Rabbin katında işâretlenerek (yağdırılmıştır). Onlar zâlimlerden uzak değildir."
YENİ AKİT