Ben kimseye geri zekálı demem
SEVGİLİ Hıncal Abi. Sana geri zekálı dediğimi iddia etmişsin. Ben ‘‘geri zekálı’’ diye hiç kimseye demem.
Çünkü ‘‘zeka geriliği’’ bir özürdür ve hayatta kimsenin özrüyle alay etmedim. Hiçbir özrü hakaret olarak kullanmadım.
Ben ‘‘aptal’’ derim ama senin öyle olmadığını da en iyi ben bilirim.
Beni üzen, senin milleti ve beni ‘‘aptal’’ yerine koyman.
Bu tartışmayı noktalamışsın.
Sen noktalamasan, dünkü yazından sonra ben noktalayacaktım.
Çünkü dün diyorsun ki: ‘‘Dinç Bilgin'in beş kuruşu yok. Hortumladıysa bu para nerede?’’
Ben bu cümle karşısında pes ettim. Neredeyse diyeceksin ki, Etibank'a nazar değdi o yüzden battı.
Oysa dünyanın en pahalı yatlarına, lüks jetlerden bir filoya, Adnan Kaşıkçı'yı bile gölgede bırakacak bir ihtişama harcanan parayı Türk halkı yıllarca izledi.
Bu arada o gazetenin çalışanlarından bazıları da çok ama çok zengin oldu.
Kalan var ise nerede olduğunu bana değil, o çok sevdiğin ama yaklaşık 1 milyar doları ne yaptığını senin de bilmediğin patronun Dinç Bilgin'e sor.
Bu konuda kimseye bilgi vermiyor ama belki sana verir.
Sabah'ı batırmaya gelince. Sabah'ın yaşamasını ben senden çok isterim.
Çünkü hepimiz için bir kapıdır.
Bak en iyisi şöyle olsun.
Başarılı bir işadamı, hesabını kitabını iyi bilen bir adam olarak tanıdığım Turgay Ciner, otursun BDDK ile anlaşsın.
Sabah ve ATV'ye rayiç değerler üzerinden bir fiyat biçilsin.
Turgay Bey bu parayı uygun bir vadede BDDK'ya ödesin.
Bu para borçtan düşülsün.
Kalan borcu da Dinç Bilgin ödemeye çalışsın.
Böylece Sabah Gazetesi de yaşasın, devlet de alacağının en azından bir bölümünü tahsil etsin.
Ben buna varım Hıncal Abi. Ama Dinç Bilgin'in paraları ne yaptığını bana sorma. Yıllardır onun yakınında sen vardın. Ben değil.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:20