Liesbeth, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Beringen’deki Fatih Camisi’nin kasıtlı olarak bazı toplumlara ibadet izni vermediği ve farklı toplumların bireylerini birbirine karşı kışkırttığı ortaya çıkmıştır. Özellikle ‘Gülen hareketi’ destekçileri hedef alınmaktadır. ‘Gülen hareketi’ bizim ülkemizde huzur bozucu ve aşırıcı herhangi bir faaliyette bulunmamıştır.”

Fatih Camisi’nin tanınırlığının kaldırılmasına ilişkin süreç nisan ayında başlatılmıştı.

Sürecin resmi olarak başlatılmasının ardından cami yönetimi tepki göstermiş, Flaman Bakan Liesbeth’e konuya ilişkin açıklayıcı mektup göndermişti. Liesbeth, cami yönetiminin mektubunu kabul etmediğini bildirdi.

Cami yönetimi mektubunda şunları kaydetmişti:

“Sizin bahsettiğiniz ‘Gülen hareketi’, 15 Temmuz 2016’da Türkiye’deki darbe girişiminden sorumlu olan ve zararlı bir gruptur. Müslüman bir Belçika vatandaşı olarak insanların dini duygularını sömüren ve terör örgütü DEAŞ’tan farkı olmayan FETÖ hakkında toplumumuzu uyarmak bizim temel görevlerimizden biridir. Bu sadece Müslümanlar için değil, Belçika’nın iç güvenliği için önem teşkil etmektedir.”

Belçika Diyanet Vakfına bağlı Fatih Camisi’nin barışçıl şekilde ibadetini yapmak isteyen herkese kapısının açık olduğunu belirten cami yönetimi, mektupta, “Diğer taraftan insanların dini duygularını istismar etmek isteyen, şiddet eğilimli ve toplum refahına zarar veren tüm gruplarla mücadale etmek de bizim görevimizdir.” ifadesini kullanmıştı.

Caminin tanınırlığının kaldırılması, Belçika bölgesel yönetimi tarafından maddi desteğin kesilmesi anlamına geliyor.