ADLİ Tıp Dergisi, bu sayısında ilginç bir konuya, fetişistlere ceza indirimi konusuna değiniyor. Bir de örnek olay var dergide. B.T. (temsili isim) 1962 doğumlu, iki çocuk babası bir psikoloji öğretmeni. 37 yaşındayken, evine kadar izlediği bir kadının kapı önüne bıraktığı parlak, siyah topuklu ayakkabıları çaldı. Yakalandı ve hırsızlık suçundan yasal işlem yapıldı.
Tedavi de gördü
BU tür ayakkabılara dayanamadığını, cinsel yönden uyarıldığını ve tatmin olduğunu söyleyen B.T., 1998’de "cinsel işlev bozukluğu - parafili, ayakkabı fetişizmi" tanısıyla tedavi görmüştü. Ne var ki 1999’da yine cinsel tatmin için ayakkabı çalmıştı. Mahkeme, 2000’de T.’yi Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’na sevk ederek ceza ehliyetinin olup olmadığını sordu.
En az 6 ay devam ederse
B.T. hakkında "fetişizm" tanısı konuldu. Mahkeme, bu sonuca göre B.T. hakkında TCK’nın ceza indirimini öngören 47’nci maddesinin en yüksek dereceden uygulanmasına karar verdi. Adli Tıp Kurumu’ndan uzman doktor Gürol Cantürk, fetişizm tanısı koyabilmek için bu eylemin en az altı ay devam etmesi gerektiğini söyledi.
Hukukçular ne diyor?
Adli Tıp raporu istenmeli
Prof. Dr. Süheyl Donay: Fetişizm tıbbi bir olay. Adli Tıp raporu mutlaka istenmeli. Kişi fetişizmin etkisi altında suçu işlemişse demek ki o anda akli melekelerinde bir bozukluk var. O zaman doğrudan doğruya akıl hastası kabul edip tedavi yoluna gitmek daha uygun. Kleptomani de, zihinsel bozukluktan kaynaklanan bir davranış biçimidir. Bu tür olaylarda da TCK 47 uygulanabilir.
Tahlilden sonra karar verilebilir
Doç. Dr. Fatih Mahmutoğlu: Yargıç, tahlil yapıldıktan sonra TCK 46, 47’nin uygulanıp uygulanmayacağına karar verebilir. Ceza Kanunu’ndaki tam ve kısmi akıl hastalığı ayrımına karşıyım. Bir insan kısmi de olsa akıl hastası ise ceza almayıp tedavi edilmelidir. Kleptomanide de aynı durum söz konusu. Bu hastalık kabul ediliyorsa, 46 - 47 anlamında bir değerlendirme yapılmalıdır.
(Milliyet)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:11