KAYNAK : Haber Vitrini
Dicle Üniversitesi (D.Ü) Fen- Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kılıç, GAP Bölgesi'ndeki yoğun tarım alanlarının hızla kirlendiğini bildirdi.
Konu ile ilgili olarak bilgi veren Doç. Dr. Kılıç, GAP Bölgesi'nde sulamanın başlamasıyla yaygınlaşan yoğun tarımda bilinçsiz gübre ve zirai ilaç kullanımının toprak ve zincirleme olarak bütün ekolojik hayatı olumsuz etkilediğini kaydetti.
Bölgedeki çiftçilerin yeterince bilinçlenmeden suya kavuştuklarını ve daha çok verim almak için aşırı gübreleme ile zirai ilaçlamanın yapıldığına değinen Doç. Dr. Kılıç, ''Aynı amaçla yapılan aşırı sulama da topraktaki tuzlanmayı artırarak, verimliliği düşürüyor. Bilinçsiz uygulamalar yüzünden GAP'taki su ve toprak hızla kirleniyor'' dedi.
Doç. Dr. Kılıç, toprağın kirlenmesinde en büyük etkenin eğitimsizlik olduğunu belirterek, dengesiz toprak dağılımı nedeniyle toprakların daha çok kiracılar eliyle işletildiği için kaygısızca kullanımın da önemli bir etken olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Kılıç, şunları söyledi:
''Bölgede dengesiz bir toprak dağılımı var. Geniş topraklara sahip olanlar arazilerini ya kiralıyor ya da ortakçılara veriyor. Bu geçici kullanıcılar da sadece daha çok verim almayı düşündüklerinden toprak aşırı sulanıp gübreleniyor. Aşırı su kullanımıyla toprağın kaymak tabakası olarak ifade edebileceğimiz kısmı, yüzeyde olan gübre ve ilaç ile birlikte dere ve ırmaklara akıyor. Dolayısıyla sulardaki canlı hayat ile bunlara bağlı olarak zincirleme bir şekilde diğer canlılar da olumsuz etkileniyor.'' Doç. Dr. Kılıç, GAP Bölgesi'nin Çukurova'nın kaderini paylaşmakta olduğunu ve şimdiden mümkün olan geri dönüşümün sağlanması için üreticilerin eğitilmesine önem verilmesi gerektiğini de belirterek, bugün başlanacak eğitim çalışmasının 3-5 yıl içinde sonuç vereceğiniifade etti. Doç. Dr. Kılıç, şöyle dedi:
''Yapılan araştırmalarda Dicle Nehri'ndeki balıklarda ağır metal oranı yüksek çıkıyor. Bölgedeki akarsuların çoğunda durum aynı.
Irmakların daha az yoğun tarım yapılan üst kısımları korunaklı küçük adacıklar haline gelmiş durumda.''
''HENÜZ ÇOK GEÇ DEĞİL''
Doç. Dr. Kılıç, yaptıkları araştırmalarda bölgedeki alanlarda henüz tam anlamıyla kirlenme meydana gelmediğini tespit ettiklerini de belirterek, eğitim çalışmalarıyla geri dönüşümün zor olmayacağını bildirdi.
Doğada olumlu biyolojik gösterge (biyoindikatör) olarak kabul edilen Isırgan Otu ile Yalıçapkını Kuşu'nun halen bölgede varolduğunu ve ısırganotu ile Yalıçapkını Kuşu'nu, Göksu, Devegeçidi, Dicle ve Kralkızı Baraj gölleri çevresinde tespit ettiklerine de değinen Doç.
Dr. Kılıç, bu iki canlının hassas özellikleri nedeniyle varlıkları bulundukları alanın tam olarak kirlenmediğine işaret ettiğini kaydetti.
Doç. Dr. Kılıç, Geç kalmamak için hemen harekete geçilmesi ve Orman Bakanlığı'nın başlattığı avcıları bilgilendirme seminerleri gibi doğal hayat ile birebir temasta olan vatandaşların eğitilmesi gerektiğine işaret ederek, ''Henüz çok geç değil...Hemen harekete geçilmesi lazım. Aksi takdirde yapılacak bilimsel çalışmaların amacına ulaşması da mümkün olmayacaktır'' dedi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:20