TOKAT - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili olarak, ''Çoğulcu sistemlerde seçimler olur. Siyasi partiler yarışırlar. Ondan sonra da ümit ederim ki yeni bir anayasa yapma dönemi olur. Bu tip temel konular o zaman daha geniş bir şekilde tartışılır, konuşulur. Geçen sefer de söylemiştim, bunların tartışılması şu açıdan faydalıdır: Herkes ne istediğini, ne olduğunu bilir. Ona göre nihayetinde tercihler yapılırken o doğrultuda tercihler yapılır'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, başkanlık sistemini referanduma götürülebileceği yönündeki sözlerinin anımsatılması üzerine Gül, daha önce bu konudaki görüşlerini paylaştığını söyledi.
Şu anda Türkiye'nin gündemindeki bir konu olmadığını, Başbakan Erdoğan'ın da bir soru üzerine daha önceki düşüncelerini ifade ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin başarılı bir genel seçim yapmasını, kardeşlik içerisinde seçimlerin gerçekleştirilmesini ümit ettiğini vurguladı. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunlar, demokrasinin temel unsurlarıdır. Çoğulcu sistemlerde seçimler olur. Siyasi partiler yarışırlar. Ondan sonra da ümit ederim ki, yeni bir anayasa yapma dönemi olur. Bu tip temel konular o zaman daha geniş bir şekilde tartışılır, konuşulur. Geçen sefer de söylemiştim, bunların tartışılması şu açıdan faydalıdır: Herkes ne istediğini, ne olduğunu bilir. Ona göre nihayetinde tercihler yapılırken o doğrultuda tercihler yapılır.''
-İSTANBUL'DAKİ BM TOPLANTISI-
Gül, bir gazetecinin, ''İstanbul'daki Birleşmiş Milletler toplantısına İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'i çağırdığınız söyleniyor. Çağırdıysanız nasıl bir yanıt aldınız?'' sorusu üzerine, Türkiye'nin bu ay çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yapacağını bildirdi. Birleşmiş Milletler ile beraber ''En Az Gelişmiş Ülkeler Zirve Toplantısı''nın yapılacağını da belirten Gül, ''Bu toplantıyı BM ile beraber yaptığımız için BM'ye üye olan bütün ülkelerin hükümet ve devlet başkanlarına mektup gönderdim ve davet ettim. Bu çerçeve içerisinde İsrail Cumhurbaşkanını da davet ettim. Henüz kimlerden ne yanıt geldi, bunları doğrusu bilemiyorum. Dışişleri Bakanlığımız takip ediyor'' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin, basın mensupları üzerinde ''yargı dışı baskılar olduğu'' yönündeki sözleri üzerine de yargı dışı bir baskı söz konusuysa bunun suç olduğunu söyledi. Mahkemeler, kanunlar, yasalar ne gerektiriyorsa herkesin buna uymak zorunda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, ''Bu konuda da tabii ki mahkemeler, savcılar, konuyu takip eder, mahkemeler nihai kararı verirler. Herhangi bir suç var mı, yok mu, bunlar hep mahkeme kararlarıyla ortaya çıkar. Ama bunun ötesinde basın hürriyeti, basın özgürlüğü, demokrasinin en önemli vasıflarından biridir. Hepimiz de Türkiye'de doğrusu basın özgürlüğüne çok önem veriyoruz'' diye konuştu.
- ''BASINA DAİMA ÖNEM VERİYORUM''-
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, daha sonra kendisini takip eden gazetecilerin çokluğuna dikkati çekerek, ''Anadolu'nun doğrusu Tokat büyüklüğündeki bir şehrindeki şu canlılığı görünce, bu basını görünce, bu, Türkiye'nin ne kadar açık toplum olduğunu gösteren en güzel örnektir. Türkiye'de yüzlerce televizyon var'' dedi. Gül, Türkiye'de ulusal yayın yapan televizyon kanallarının yanında yerel televizyon kanallarının da çokluğuna dikkati çekerek, Tokat'ta 9 televizyon, 10 da günlük gazete olduğuna işaret ederek, böyle bir toplumun açık toplum olduğunu vurguladı. Basın özgür olmasa bunların hiçbirinin olamayacağını ifade eden Gül, şunları kaydetti:
''Tabii ki sıkıntılar söz konusu olabilir. Bütün bunları da hep beraber aşacağız. Ama Türkiye'de yapılmış olan Basın Yasası, altını çizerek söylüyorum, Basın Yasası'ndan söz ediyorum. Basın Yasası gerçekten en gelişmiş demokrasilere yakışacak bir Basın Yasası'dır. Basın Konseyi, basınla ilgili cemiyetler, dernekler, onlarla beraber bu hazırlandı ve kanunlaştı. Bugün gördüğümüz bazı olaylar Basın Yasası'ndan değil, Terörle Mücadele Kanunu'ndan kaynaklanan veya başka kanunlardan kaynaklanan bazı konular söz konusu. Bunları tabii birbirinden ayırt etmemiz gerekiyor. Ama basın özgürlüğü herkesin düşündüğünü yazması, çizmesi, ifade etmesi, demokrasinin en önemli konularındandır. Şüphesiz ki bunlar yapılırken basının saygınlığına da halel getirmemek, onu da muhafaza etmek basın hürriyetini, basın özgürlüğünü başka konulara alet etmemek de basın dünyasının görevi. Dolayısıyla basın dünyasının kendi oto kritiğini kendisinin yapması lazım. Kendi etik kurallarını kendisinin geliştirmesi lazım. Basına daima önem veriyorum. Ve basın özgürlüğü de Türkiye için en önemli konulardan biridir.''
Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 18:56