Gül : NATO balistik füze savunma sistemi tehdit değil
NATO zirvesinin kilit maddelerinden biri olan füze savunma sisteminden de söz eden Gül, Türkiye'nin NATO'ya bağlılığının bir ölçütü olarak geçen yıla kadar ateşli tartışmaların en önemli gündem konusunun bu olduğunu söyledi.
CHICAGO (AA) - Mehmet Toroğlu - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sahip bulunduğu gelişme düzeyinden dolayı Türkiye'nin hala AB'ye ihtiyacı olup olmadığı yönünde kendisine birçok soru yöneltildiğini belirterek, ''Ama burada soru, Türkiye ve AB'nin birbirlerine ihtiyaç duyup duymadıkları değildir. Türkiye de AB de kendi kendilerine yetebilir. Burada esas mesele, her ikisinin kendileri için, komşuları için ve başka ülkeler için birlikte neler yapabilecekleridir'' dedi.
Gül, Chicago Küresel İlişkiler Konseyi'nde yaptığı, ''Türkiye'nin Ekonomik ve Dış Politika Öncelikleri'' başlıklı konuşmasında, uluslararası toplumun ortak hedeflerine Türkiye'nin artı değer kattığı konulardan Afganistan'a değinerek, bunun dün sona eren Chicago'daki NATO zirvesinin en önemli gündem maddelerinden biri olduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Gül, uluslararası toplumun bu ülkeyle ilgilenmeye başladığı 2001'den beri, Afganistan'ın güvenliğinin takviye edilmesi ve yeniden yapılandırılması konusunda Türkiye'nin her zaman önemli rol oynadığını belirtti.
Son 10 yıldır, yaklaşık 2 bin Türk askeri ile Uluslararası Güvenlik Destek Gücü'nü (ISAF) birçok kez komuta ettiklerini, ayrıca Vardak ve Cevizcan'da iki ayrı, ''Eyalet Yeniden Yapılandırma Ekibi'' oluşturduklarını anımsatan Gül, ''Velhasıl, Türkiye, ekonomi projeleri, insani yardımlar ve kapasite inşası programları ile Afganistan'da şu ana dek en kapsamlı destek programını yürütmektedir. Ve şu anda mevcut uluslararası askeri birliklerin geri çekilmesi konusu görüşülmeye başlanmışken, Afganistan'la bağlantılarımızı koparmayacağımızı ve olabilecek her şekilde desteğimizi sürdüreceğimizi kesin bir dille ifade etmek isteriz'' diye konuştu.
-''(Afganistan konusunda) Türkiye-ABD işbirliği özellikle önemli ve takdire değer''-
Cumhurbaşkanı Gül, bu bakımdan, Türkiye ve ABD arasındaki işbirliğinin özellikle önemli ve takdire değer olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''İki ülkenin, Afgan güvenlik güçlerini eğiterek Afganistan'da güvenliğin sürdürülmesi için gerekli imkanlara sahip olunması dışında ulusal arabuluculuk çabaları konusunda oynamamız gereken önemli bir rolümüz olduğunu da düşünüyoruz.
Ne de olsa, aslında Afganistan'ın geleceği kendi vatandaşlarının elindedir ve burada kilit unsur ülke içindeki farklılıkların giderilmesi ve kapsamlı bir siyasi sürece yol açılmasıdır. Türkiye ve ABD, Afganistan tarafından yürütülecek böyle bir süreci destekleyebilecek olan az sayıda ülkelerdendir.
Ayrıca Afganistan ve onun komşu ülkelerinin karşı karşıya kaldığı sorunların çözümü kolaylaştıracak şekilde bir bölgesel sahiplenme duygusunun yaratılması ve bölgesel işbirliğinin teşvik edilmesi için gerekli her türlü desteği vermeye kararlıyız. Bu doğrultuda, İstanbul'da geçen sonbaharda 6. Türkiye-Afganistan-Pakistan Üçlü Zirvesi'ne, ilgili ülkelerin askeri ve istihbarat liderlerinin de katılımıyla ev sahipliği yaptım. Öte yandan Pakistan'ın meşru kaygılarını da daha geniş bölgesel bir açıdan göz önünde bulundurmamız gerektiğini düşünüyorum.''
-NATO balistik füze savunma sistemi-
NATO zirvesinin kilit maddelerinden biri olan füze savunma sisteminden de söz eden Gül, Türkiye'nin NATO'ya bağlılığının bir ölçütü olarak geçen yıla kadar ateşli tartışmaların en önemli gündem konusunun bu olduğunu söyledi.
Gül, ''Bize göre NATO'ya olan sadakatimiz ve müttefiklerimizle olan dayanışmamız hiçbir zaman sorgulanabilir bir konu olmamıştır. İttifakın, üyelerinin güvenliği ve kolektif savunması konusunda oynadığı rolü takdir etmekteyiz. Ve NATO'nun faaliyet ve programlarına katkıda bulunmak için elimizden gelen her türlü görevi yerine getirmek konusunda kararlıyız'' diye konuştu.
Bu nedenle, söz konusu konseptine Lizbon'daki son zirvede karar verilen NATO'nun füze savunma sistemiyle ilgili Türkiye'de radar sistemine ev sahipliği yapmayı kabul ettiklerini belirten Gül, ''Bunun (füze savunma sisteminin), güncel uluslararası güvenlik ortamında haklı bir adım olduğunu düşünüyor ve bu kararı birliğin hayati önem taşıyan kolektif bir yetkinliği olarak görüyoruz. Bu kararın hiçbir ülkeye karşı agresif veya saldırgan bir hareket içerdiğini düşünmüyoruz. Hatta tam aksine, bu kararı, İttifak üyelerinin insanlarını ve bölgelerini korumak amacıyla tasarlanmış bir savunma projesi olarak görüyoruz'' ifadesini kullandı.
-Türk-Amerikan ve Türkiye-AB ilişkileri-
Öte yandan, ABD ve Avrupa ülkeleri ile olan köklü stratejik ilişkilerin Türkiye'ye özel bir kabiliyet sağladığını ifade eden Gül, Türk ve Amerikan politikalarının örtüştüğü birçok konunun mevcut olduğunu vurguladı. Gül, ''Bizim güçlü işbirliğimizin, ısrarlı küresel ve bölgesel zorluklar ve çatışmaların büyük bir kısmının çözülmesinde bir 'diplomatik çarpan' etkisi göstereceğini hep dile getirmişimdir'' dedi.
Ortadoğu, Afganistan, Orta Asya, Balkanlar ve Kafkaslar'daki uyumlu çalışmalarının örnek teşkil ettiğine işaret eden Gül, ''Ve nihai olarak, uluslararası topluma daha çok fayda sağlamak için gittikçe artan olanaklarımız ve kabiliyetlerimizi kullanarak destekte bulunmak konusunda kesinlikle kararlı olduğumuzu söylemek isterim. Yeni sorumluluklar almaktan hiçbir zaman kaçınmayacağız'' diye konuştu.
Bu hedef doğrultusunda, 2015-2016 dönemi için BM Güvenlik Konseyi'ne bir dönem daha üyelik yönünde çalışmaları sürdürdüklerine değinen Gül, ''Bölgemizde gelişmekte olan olayları göz önünde bulundurduğumuzda, bu kritik aşamada Türkiye'nin konseye katkılarının çok büyük önem taşıyacağını düşünüyoruz'' ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Gül, ''2015 yılında, umut ediyoruz ki Güvenlik Konseyi üyeliğimiz ile aynı zamanda, G-20 zirvesinin başkanlığını üstleneceğimizi düşünüyoruz. Ve bu forumun, küresel yönetimin daha etkili bir organı haline gelmesi için, elimizdeki olanak ve yetkinliğimizi kullanmayı taahhüt ediyoruz'' dedi.
Konuşmasında Türkiye'nin AB sürecine de yer veren Gül, AB üyeliği için teşebbüsleri devam ettirme yönünde kararlı olduklarının altını çizdi.
Gül, şunları kaydetti:
''Şu anda sahip olduğumuz gelişme düzeyinden dolayı Türkiye'nin hala AB üyeliğine ihtiyacı olup olmadığını birçok insan bana soruyor. Ama burada soru, Türkiye ve AB'nin birbirlerine ihtiyaç duyup duymadıkları değildir. Türkiye de, AB de kendi kendilerine yetebilir. Burada esas mesele, her ikisinin kendileri için, komşuları için ve başka ülkeler için birlikte neler yapabilecekleridir.
Bu bakımdan Türkiye'nin AB üyeliğinin resmi bağlamından öteye geçen bir etki yaratacağına inanmaktayız. Bu durum, bu ilişkiyi yakından takip eden değerler ve bu değerlerin evrenselliğiyle ilgili sorulara cevap arayan birçok ülke için esin kaynağı olacaktır.''