HABLEMİTOĞLU'NUN ÖLDÜRÜLMEDEN ÖNCE TAMAMLADIĞI KÖSTEBEK İSİMLİ KİTABI ÇIKTI...
Yazdığı pek çok makaleyi yayımlatacak yer bulamayan Dr. Necip Hablemitoğlu, son olarak yazdığı 'Köstebek: Fethullahçı istihbaratçılar dosyası' isimli kitabını da yayımlatamadan hayata gözlerini yummuştu. Görüştüğü yayınevleri, kitabı yayımlamaya cesaret edememişti. Ancak, Hablemitoğlu'nun ölümünün ardından kitabı basmak için sıraya girmişlerdi.
'Köstebek'i yayımlayan ise Toplumsal Dönüşüm Yayınları oldu. Yayınevi, kitabı yayımlama amaçlarını şöyle açıkladı: Amacımız, laik cumhuriyetin kurum ve kuruluşlarının Atatürk ilkeleri doğrultusunda güçlenerek gelişmesidir. Cumhuriyetimizin güçlenmesi, ancak kurumlarında yuvalanmış veya yuvalanmaya çalışan irticai unsurlardan arınmasıyla mümkün olabilir. Bu nedenle Cumhuriyet şehidi Hablemitoğlu'nun yaptığı çalışmanın cumhuriyetin kurumlarını değil; bu kurumları zaafa düşürenleri hedef aldığı açıktır.
KİTAP PAŞALARA ARMAĞAN
DR. Hablemitoğlu, 'Köstebek'i emekli Orgenaral İsmail Hakkı Karadayı, Emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, Emekli Orgeneral Doğu Aktulga, hayatını kaybeden emekli Oramiral Güven Erkaya ve Mustafa Kemal'in askerlerine armağan etti.
Hablemitoğlu, 5 Ağustos 2002'de kaleme aldığı Köstebek'in önsözünde şunları yazdı: 'Daha dün TBMM, AB ve ABD'nin dayatmaları sonucunda 30 binden fazla vatandaşımızın ölümünden, yüzmilyarlarca dolarlık ekonomik kayıptan sorumlu Abdullah Öcalan için 'idamı kaldıran' ve Türkiye'nin ulus-devlet özelliğinin temellerine dinamit koyan bir uyum paketini kabul etmiştir. Hukukun temel kuralıdır, kişiler için yasa çıkarılmaz. Başta ABD olmak üzere, hiçbir AB ülkesi kendi iç hukuku ile ilgili dış dayatmalara izin vermez, veremez. Bu olguya rağmen Batılı ülkeler, bağımsız Türk yargısına söz konusu müdahale ile kabaca tecavüzde bulunmuştur. Hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı ilkelerinin bu şekilde çiğnenmesiyle, artık yeni dış müdahalelere de resmen yol açılmıştır. Bu zaafiyeti sergileyen TBMM üyelerinin Abdullah Öcalan için ne zaman 'af' çıkartacakları hiç şüphesiz henüz bilinmiyor. Ama bu arada fethullahçıların beklentisi de ortaya çıkıyor. Fethullah Gülen, aynı dayatmacılıkla, belki yarın tıpkı Humeyni gibi ve Humeyni işleviyle Türkiye'ye döndürülürse... Acaba TBMM ya da hükümet hayır mı diyecek? Türkiye'deki tüm ulusalcıları, fethullahçı tehlikeye karşı çok geç olmadan birlikte hareket etmeye; istihbarat birimlerindeki fethullahçı unsurların temizlenmesi için kamuoyu oluşturmaya çağırıyorum.'
ÖNSÖZÜ, SON SÖZÜ OLDU
YAZIM aşamasında, Necip Hoca'nın okuyup göz atmam için gönderdiği kitabının girişinde, diğer kitaplarında olduğu gibi yine Atatürk'ün sözü vardı. İşte kitabın girişinde olmasını istediği sözü:
'Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz; en doğru, en hakiki tarikat, tarikat-ı medeniyedir; medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kafidir...'
KÖSTEBEK KİM?
DR. Necip Habmelitoğlu'nun yaşarken yayımlatamadığı kitabından bazı bölümler şöyle:
Yaklaşık dört yıldan bu yana, ABD işbirlikçisi Mehmet Eymür gibi yeni vatanında yaşamını sürdüren ve yasadışı oluşumunu buradan yönetip yönlendiren Fethullah Gülen, madden ve manen tükenişin sinyallerini veriyor. Sadece o mu? Elbette ki hayır!.. Türkiye'deki cemaat de, kontrol edilemez düzeyde güçlenen sivil istihbaratçıların inisiyatif kullanmaya başlamaları, operasyonel sürece dahil olmaları nedeniyle zor anlar yaşıyor. Fethullahçıların kendilerini gizlemede ve olumlu imaj çabalarında ön planda yer alan 'teröre bulaşmama-kaba güç kullanmama' ya da 'önce ve öncelikle tedbir ve temkin' ilkesinin, cemaat içindeki 'şahin' kanadının marifetiyle terkedildiği anlaşılıyor. Son gelişmeler, 'gözden ırak' Fethullah Gülen'in, zoraki ayrılık nedeniyle cemaat üzerindeki kontrol gücünü iyice yitirdiğini; iplerin ise, devlet içine sızmış devlet ve rejim düşmanı kamu görevlilerinin eline geçtiğini ortaya koyuyor...
Fethullahçıların ABD'nin yanı sıra, başta Almanya olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerindeki istihbarat servisleri ile ilişkileri, etkinlikleri ve örgütlenme faaliyetlerini içeren bir kitap çalışması halen devam ediyor. Müritlerinin 'mülkiye, adliye, maarif vd.' örgütlenmelerini, ancak vakti gelmeden ortaya çıkmamalarını emreden Fethullah Gülen'in, son gelişmelerden haberi olmadığı öne sürülüyor. Şeyhlerini pasifistlikle, boş tedbirlerle zaman harcamakla, 'cemaatin sahip olduğu potansiyeli layıkı veçhile değerlendirememekle' suçlamak yerine eylemi yeğleyen 'şahin' kanat, daha çok devlet erkini kullanabilecek mevkilere gelmiş kamu görevlilerinden oluşuyor...
(Star)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:19