HANEFİ AVCI'DAN ŞOK TALEP
Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın merkeze alınması talebini içeren dilekçenin dün Emniyet Genel Müdürlüğüne ulaştığı bildirildi.Alınan bilgiye göre, Hanefi Avcı, Emniyet Genel Müdürlüğüne dilekçeyle başvurarak, merkeze alınmasını talep etti.
"Haliçte Yaşayan Simonlar:Dün Devlet Bugün Cemaat" adlı kitabıyla gündeme gele Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, İçişleri Bakanlığı’na merkez emniyet müdürü olarak alınması için dilekçe verdiğini açıkladı.
Yazdığı kitapta devlet yönetiminin cemaatlerin eline geçtiğini iddia eden Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, NTV’de canlı yayınında İçişleri Bakanlığı’nın kendisi hakkında soruşturma başlatması üzerine merkez emniyet müdürü olarak görevden el çektirilmesi için dilekçe verdiğini açıkladı.
NTV’de canlı yayında kitap hakkında kamoyunda oluşan sorularını yanıtlayan Avcı şunları söyledi: "Ben, ’beni merkeze alın’ diyerek İçişleri Bakanlığı’na dilekçe verdim. Yanlış anlaşılmasın. Bunu tamamen kendi irademle verdim. Susurluk olayından sonra hem adli hem idari çok sıkıntı çektim. Benim 34 yıllık bir devlet geçmişim var. Devlet sistemi o mekanizmayı düzeltmemişti. Ben Susurluk döneminde de bir çok yerde anlatmış, yolların yanlış olduğunu, devletin gizli iş yapamayacağını söylemiştim.
Ben kitabın birinci bölümüyle ilgili hazılık yapıyordum. Ancak ikinci bölümde cemaat ile ilgili kısım konusunda bilgileri almamla birlikte müracaat etmem gereken herkesle görüştüm. Sayın bakanla, genel müdürümüzle görüştüm. Bunu yazılı hale getirip dilekçelerimi işleme koydum. Yürümediğini gördüm. Daha yukarıdan çalıştırılması için çaba gösterdim. Ama ilk dilekçemi verdiğim tarih birinci ay, bugün sekizinci ay. Devlette bunun 60 gün içinde yapılması gerekir."
CEMAATİN OKULLARI YARARLI
Ben cemaatin kendi okullarına, kendi yaptıklarına karşı değilim, bunlar topluma hizmettir. Ben onların polis ve adliye içerisine girerek suç soruşturmalarına karşıyım. Her zaman her şeyi açık yaparım, dilekçeme imzamı atarım. Kitabı yazmadan önce cemaatin ileri gelenlerinden bazılarıyla görüştüm. Onlara dedim ki, 'Bakın bugün polis içerisinde cemaatin yaptığı olaylar var, bir takım insanlara iftira atılmaktadır. Bunlar yanlıştır. Ben size karşı tavır alacağım, beni dost olarak biliyorsunuz.'
MESAJIM FETHULLAH GÜLEN'E GİTMİŞTİR
Mesajımın Fethullah Gülen'e gittiğini düşünüyorum, gitmemesi düşünülemez. Cemaatin ileri gelenleri bana bunu ilgili yerlere taşıyacaklarını, konuyla ilgileneceklerini söylediler. Aradan iki ay geçmesine rağmen bana bir cevap gelmedi.
-YETERİNCE DELİL VAR-
Kitapta anımsanmayacak kadar delil var. Bu kitap bir deliller kitabı değil. Yeterinden fazla delil de var. Yeni cezamıza göre kimsenin delil toplama yetkisi yok. Siz delil koyarsanız bunu mahkeme kabul etmez. Delilin yerini söylersiniz, savcı gider onu bulur. Ben delillerin yerini söylüyorum. Savcı gidip bulacaktır.
7 Aralık 2009 tarihli mahkeme kararındaki telefonlar benim tarafımdan kullanılmaktadır. Ancak iki öğrencinin adına burada sahte isimlerle karar verilmiştir. Bir gün sorarlarsa, ben yerlerini söylerim.
Benim dilekçelerimi de okursanız, ben bunları hem Adalet hem de İçişleri Bakanlığı’na sundum. Orada bunlar yazılı. Sayın Adalet ve İçişleri Bakanlığı’mızın ben bu konuda istekli olduklarını da hissettim. Ancak 8 aya kadar bir inceleme yapılmadı. Bu tip işlemler savcılarla halledemezsiniz. Bu bir kamu göreviyle ilgilidir. Bu görevlerin yüzde 95’i kamu göreviyle ilgilidir." Delil toplama işinin müfettiş ve savcıların görevi olduğunu vurgulayan Avcı, "Tek başına bunu müfettiş ve savcı da halledemez. Buraya çoktan müfettiş atanması gerekiyordu. Bu denetleme yapılması lazım" diyerek şunları söyledi: "Her şey çok kolay değildir. Bu cemaatin çok basit gibi gözüken faaliyetlerini biranda durdurmak kolay değildir. Ancak birde görünmeyen insanlar vardır. Bu cemaati engellemek kolay değildir. Ben bu işi biraz bilen bir insan olarak, bu göründüğü kadar kolay değildir. en önemli şey cemaatin kendisine rol biçmesi gerekir. Cemaat kendine yönelik faaliyetleri yapması lazım. Onlar polisin askerin adliyenin içine girerek bir yere varamazlar.
-FETHULLAH HOCA’NIN HABERİ VAR-
Fethullah Gülen Hoca, emniyet-asker içindeki örgütlenmeden haberdardır. Ancak oradaki insanların iftiralarını büyüttüğü konusunu bilmeyebilir. Ancak oradaki faaliyetlerden haberdardır. Eğer biraz araştırırsa bunu görecektir. Müdahil olur diye düşünürüm. Ben oldukça basitleştirerek anlattım. Bazı insanlar benden daha iyisini biliyorlar. Bu daha önce de söylenmişti. Ben iddialarımda bulunurken teker teker oraya koyduğum dökümanlar var, koymadıklarım var. Ben komplo teorisine hiçbir zaman inanmam. Buradaki olaylar ipuçlarının hepsi net var. Onu görmek mümkün." Cemaatin pek çok taraftarını tanıdığını, dostluğunun olduğunu da ifade eden Avcı, "Bu cemaatte olsa, devletin sistemini kimsenin müdahale hakkı yoktur. Buradaki olay çok farklı. Hiç öyle hafife alınacak, basite alınacak bir olay da değil. Bu devletin geleceğiyle ilgili düşünen herkesin hayatının sıkıntıda olduğunun farkındayım. Yoksa ben cemaatin, Fethullah Hoca’nın yanlış yaptığına değil bir çok yararlı iş de yaptığına inanıyorum" dedi.