İNANILMAZ! 3 BÖBREK, 2 PANKREASLA YAŞIYOR!..

İki kez böbrek, bir kez ise pankreas nakli olan, ancak bedeni böbreklerden yalnızca birini kabul eden Ege Böbrek Hastaları Derneği Başkanı Nilgün Yıldırım, bedenindeki 3 böbrek ve 2 pankreasla yaşamını sürdürüyor.
      Diyaliz hastası olduğu dönemde kurulan Ege Böbrek Hastaları Derneğine üye olan ve nakil sonrasında dernek başkanlığına getirilen Nilgün Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 19 yıldır şeker hastalığının bulunduğunu, 2001 yılında yüksek ateş ve öksürük sonucunda gittiği hastanede böbrek yetmezliğinin olduğunu öğrendiğini anlattı.

     ANNE BÖBREĞİ BİR HAFTA DAYANDI
      Hastalığının ilerlemesi üzerine pankreasının da işlevsiz hale geldiğini söyleyen Yıldırım, 2005 yılına kadar diyalize girdiğini kaydetti.
      Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan nakille 2003 yılında annesi Gürgün Kıral’dan alınan böbreğin kendisine takıldığını belirten Yıldırım, bu böbreğin ancak bir hafta bedeninde kalabildiğini, böbreğe kan gitmediğinden dolayı bu organın işlevsiz kalarak bir hafta sonra alındığını kaydetti.
      Kan grubu uyuşmazlığından dolayı ailesinden başka birinin kendisine böbreğini veremediğini dile getiren Yıldırım, 2005 yılında Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kadavradan yapılan bağışla yeni bir böbrek ve pankreasa kavuştuğunu söyledi.

     3 BÖBREK 2 PANKREASLI HASTA
      Organ nakli sırasında işlevsiz kalan organların alınmadığını söyleyen Yıldırım, "Böbrek ve pankreas nakliyle birlikte 3 böbrek 2 pankreasa sahip oldum. Şu an çok şükür gayet sağlıklıyım" diye konuştu.
      Diyalize girdiği dönemde 2003 yılında kurulan Ege Böbrek Hastaları Derneğine üye olan Yıldırım, nakil yapıldıktan sonra ilk genel kurulda oy birliğiyle derneğin başkanlığına getirildiğini belirtti.
      Derneğin diyaliz hastası, nakilli hasta ve gönüllülerden oluşan 180 üyesinin bulunduğu bilgisini veren Yıldırım, çalışmalarını ve organ nakline ilişkin izlenimlerini şöyle aktardı:
      "Organ nakil standları kuruyoruz ve insanları organ bağışı konusunda bilgilendiriyoruz. Yaptığımız görüşmelerde insanlar organlarını sanki öldükten sonra değil de hemen orada vereceklermiş gibi düşünüp hazır olmadıklarını söylüyorlar, olaya temkinli yaklaşıyorlar. Herkesi, kurumuş bir çiçeğe su verip diriltmek gibi, çıplak bir araziye fidan dikip yeşertmek gibi, yaşam savaşı veren ve hayatta kalmak için dokularına uyum sağlayacak organ bekleyen binlerce kişiye hayat vermeye çağırıyoruz. Kimse unutmasın, her insan potansiyel böbrek hastasıdır."