İNÖNÜ'YÜ ÖLÜMDEN DENİZ GEZMİŞ KURTARMIŞ!
HOCASI DEMİREL OLDU
HP ise çalkalanıyordu. Aydın Güven Gürkan, Calp'in yerine geçti ve solda birlik arayışlarına başladı. Ecevit'in DSP'si ile olmayınca İnönü'ye birleşme önerisi yaptı. İki parti SHP adıyla birleşti ve partinin ilk genel başkanı Gürkan oldu. Altı ay sonra yapılan olağan kurultayda İnönü, yeni partinin liderliğini devraldı. Siyasetin bu tecrübesiz denilen adamı SHP'yi önce yerel seçimlerde liderliğe taşıdı, ardından DYP ile koalisyon hükümetine kattı. DYP ile uyumlu bir koalisyon dönemi geçiren İnönü, yılların deneyimli politikacısı Süleyman Demirel'den siyaset hakkında çok şey öğrendi. Demirel'in "dün dündür, bugün bugündür" sözü üzerine kitap yazılması gerektiğini söyleyen İnönü, Demirel'in "Siyasette amaç bilim insanı gibi tutarlı olmak değil. Tutarlı olmak iyi ama tutarlı olacağız diye partimizin çıkarları aleyhine de gidemeyiz demek" istediği sonucuna varmıştı.
MALVARLIĞI AZALDI
İnönü, politikaya girdikten sonra mal varlığı azalan sayılı siyasi liderlerden biri oldu. Yurtdışı gezilerinde masraflarını kendi cebinden öderdi. SHP'nin maddi sıkıntıya düştüğü zamanlarda bazı mallarına ipotek koydurmaktan çekinmemişti. Gönülsüzce başladığı, üç aydan fazla dayanamaz denilen aktif siyasi yaşamı 12 yıl sürdü. Siyasetin beyefendisi, zamanı geldiğinde politikadan da, bu dünyadan olduğu gibi sessizce kimseyi kırmadan, üzmeden güler yüzüyle ayrılmayı bildi. Kayınbiraderi Selim Sohtorik'in kredi borcuna kefil olan eşi nedeniyle evine haciz gelen ve yurtdışına çıkması yasaklanan İnönü'nün yasağı Meksika'da alacağı bir fizi ödülü için 2004'te kaldırıldı ancak törenden hemen sonra gittiği ABD'de onu sevdiklerinden koparan hastalığının da ilk teşhisi kondu.
Erdal İnönü'yü siyasi hayatında en çok kızdıran, rahatsız eden durum, olmayacak bir isteği dile getirenlerin, babasının anısına sığınma girişimleriydi. Muhatapları "Babanız olsaydı yapardı" diye ısrarlarına yanıtı ise yine keskin bir zekâ ürünüydü: "Öyleyse gidin babamı bulun."
Antidemokrat İnönü
Hayatının her döneminde demokrasi kuralları içinde çoğunluğun kararına saygı gösteren Erdal İnönü'nün sigaraya tahammülü yoktu. Parti Meclisi toplantılarının duman altında yapılmasından da oldukça rahatsızdı. Bir gün ani bir kararla Parti Meclisi'nde sigara içilmesini yasakladı. Ezici çoğunluklarına güvenen tiryakiler, bu kararın oylanmasını istiyorlardı. İnönü önce bir salona baktı ardından da lider olarak nihai kararını açıkladı: "Antidemokratik kararlarda oylama yapılmaz."
Plaketi kabul etmedi
Van'da yapılan bir MYK toplantısı sonrası Nilgün Süher, Erdal İnönü'ye "Vali bey izninizle size bir plaket verecek" dedi. Herkes İnönü'nün bu nazik öneriyi kabul edeceğini beklerken "Hayır izin vermiyorum, plaket işine bir son verelim. Biz daha yeni geldik, hiçbir şey hak etmedik" dedi.
Alet esprisi
Her konuda olduğu gibi deprem konusunda da kendine özgü esprileri olan İnönü, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki bir konferansta "Depremin büyüklüğü ve şiddetinden sonra bir de aletsel büyüklüğü diye bir şey çıkardılar. Zaten her şey aletle ölçülür. Aletin büyüklüğünden bana ne? Son derece tuhaf bir şey. Bilim adamlarına bunun yanlış olduğunu söyledim, umarım düzeltirler" dedi.