İsrail askerleri Filistinlileri nasıl 'keyfi şekilde' öldürdüklerini itiraf etti.

Soykırımcı İsrail askerleri, Haaretz'e yaptığı açıklamada, Filistinlileri nasıl 'keyfi şekilde' öldürdüklerini itiraf etti.

Terör devleti İsrail, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 50 bine yakın Filistinliyi şehit etti.

Dünyanın ateşkes çağrılarına kulak tıkayıp işgal saldırılarını sürdüren İsrail'de, Binyamin Netanyahu hükümetine de öfke var.

Gazze'de yaşananlarla yüzleşen terör devletinde, Haaretz gazetesinde yer alan bir haber dikkat çekti.

Soykırıma katılan İsrail askerlerinden psikolojik tedavi görenler itirafçı oldu.

Soykırımcı İsrail askerleri 'Nazileştik' deyip itirafçı oldu

Kendilerini Nazi gibi hissettiklerini söyleyen savaş suçlusu askerler, "Sanki biz Nazilermişiz ve onlar da Yahudilermiş gibi görünüyordu." ifadelerini kullandı.

"Filistinli çocukların kollarını bilerek kırıyorduk"

Sokaklarda gördükleri çocukların kollarını ve bacaklarını sebepsiz yere kırdıklarını itiraf eden soykırımcılar, "Bir Arap, yaklaşık 25 yaşında, sokaktan aşağı doğru yürüyordu, taş atmadı, hiçbir şey. Pat, karnına bir kurşun. Karnından vuruldu, kaldırımda ölüyordu ve biz kayıtsızca uzaklaştık." diye konuştu.

Haaretz'de yer alan "Savaş suçu işleyen IDF askerlerinin zihinlerinin içinden: Gazze'ye girdiğinizde siz Tanrısınız" başlıklı haber.

"Bu çocuklar doğdukları günden itibaren öldürülmeli"

Gazeteci Hamdi Çelikbaş'ın aktardığına göre; itiraflardan bazıları da şöyle:

-"Küçük bir duygusuz grup, bazıları askere alınmadan önce şiddete başvurduklarını itiraf eden acımasız askerlerden oluşuyordu. Bu askerler en ağır vahşetleri işlediler. Orduda aldıkları güç sarhoş ediciydi: 'Bu bir uyuşturucu gibi... Sanki kanun sizmişsiniz gibi hissediyorsunuz, kuralları siz koyuyorsunuz. Sanki İsrail denen yerden ayrılıp Gazze Şeridi'ne girdiğiniz andan itibaren Tanrı oluyorsunuz.'

Vahşeti bir güç ve erkeklik ifadesi olarak görüyorlardı. İsrail'den ayrılıp Gazze'ye girdiğinizde, siz Tanrısınız."

-"Bize yeni bir komutan geldi. Sabahın altısında ilk devriyeye onunla çıktık. Duruyor. Sokaklarda tek bir canlı yok, sadece bahçesindeki kumda oynayan 4 yaşında küçük bir çocuk var. Komutan aniden koşmaya başlıyor, çocuğu yakalıyor ve kolunu dirseğinden ve bacağını da burada kırıyor.

Karnına üç kez bastım ve çıktım. Hepimiz ağzımız açık bir şekilde orada durduk. Ona şok içinde baktım... Komutana sordum: "Senin hikayen ne?" Bana dedi ki: Bu çocuklar doğdukları günden itibaren öldürülmeli. Bir komutan bunu yaptığında, meşru hale gelir."

-"Kadınlarla bir sorunum yok. Biri bana terlik fırlattı, ben de ona burada (kasıklarını işaret ederek) bir tekme attım. Bugün çocuk sahibi olamaz."

-"….. bir Arap'ı sırtından dört kez vurdu ve kendini savunma iddiasıyla kurtuldu. On metre mesafeden sırtına dört kurşun... soğukkanlı bir cinayet. Biz her gün böyle şeyler yapardık."

-"Bir Arap, yaklaşık 25 yaşında, sokaktan aşağı doğru yürüyordu, taş atmadı, hiçbir şey. Pat, karnına bir kurşun. Karnından vuruldu, kaldırımda ölüyordu ve biz kayıtsızca uzaklaştık."