Gündem
  • 19.2.2021 18:31

İstanbul'un nüfusu azaldı...

İstanbul'un nüfusu azaldı...

KÖYDEN KENTE GÖÇ TERSİNE Mİ DÖNÜYOR?

İstanbul nüfusunun azalması ise oldukça dikkat çekici. Buna göre İstanbul'da ikamet edenlerin sayısı bir önceki yılla karşılaştırıldığında 56 bin 815 kişi azalarak 15 milyon 462 bin 452'ye düştü.

Peki İstanbul nüfusundaki bu azalma köyden kente göçün tersine döndüğünü mü ifade ediyor? Bu düşüşe neden olan faktörler neler? Pandeminin İstanbul'daki düşüşte nasıl bir etkisi var? Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaprak Civelek, Hurriyet.com.tr'ye anlattı.

İstanbul’da son bir yılda meydana gelen nüfus kaybı üzerine elbette ki pandemi koşullarını dikkate alarak düşünmek gerekir. 2007-2017 yılları arasındaki on yıllık dönemde 12,5 milyondan 15,1 milyona ulaşmış bir metropol nüfusundan bahsediyoruz. 2020 yılında ise 15.5 milyon civarı bir nüfustan bahsediyoruz. Yaklaşık 57 bin kadar bir nüfusun gidişinin büyük bir göç gibi algılanmadan önce pandemi, sosyo-ekonomik koşullar ve toplum arasındaki ilişkinin İstanbul özelinde bir perspektife ulaştırılması gereklidir.

GİDENLER GELENLERDEN FAZLA

TÜİK’in verilerine bakınca İstanbul’a gelenlerle gidenler arasındaki farkın pozitiften negatife dönüştüğünü, bir başka deyişle gidenlerin gelenlerden fazla olması nedeniyle alışılageldik demografik işleyişten bir sapma gerçekleştiğini görüyoruz. Ancak, bu hesabı anlamaya çalışırken, nüfusun sayısal azalışına bakıp net bir sonuca varmak yerine, Covid-19 pandemisinin politika, ekonomi, aile derken tüm toplumsal kurumları ve bedenlerimizi zorlayan karmaşık koşullarına dayalı bir okuma yapmamız gerekiyor.

Ayrıca Kadıköy, Ataşehir, Ümraniye, Üsküdar, Beşiktaş, Avcılar, Beylikdüzü, Esenyurt ilçelerinin 2019 ve 2020 nüfus artış hızlarına baktığımızda pozitif nüfus artış hızları kaydedildiğini görüyoruz. İstanbul’un nüfusunu birer yıllık değil, daha uzun dönemli nüfus artış hızları hesaplarıyla incelemek bizlere daha çok şey söyleyebilir.

PANDEMİ NEDEN METROPOLDE YAŞAYANLARI GÖÇ İÇİN HAREKETE GEÇİRDİ?

Unutmayalım ki Orta Çağ’da veba salgını bir ekonomik sistem yaratmıştı: Kapitalizm. Avrupa’nın ekonomik, sosyal, siyasal yaşamını etkileyerek tüm kurumsal yapıların yeniden düşünülmesine yol açtı. Hepsini de dönüştürdü. Sadece veba salgını değil, tarihte bu salgını takip eden bütün pandemiler uğradıkları tüm toplumsal yapıları, kurumlarının işlerliklerini sekteye uğratarak dönüşüme zorlamışlardır.

Bugün bilimsel tartışmaların çoğu, küreselleşmenin ve kapitalizmin geldiği noktayı tartışırken, yine bir dünya çapında yapısal dönüşümü tartışıyorlar. Bu dönüşümlerin şüphesiz temel birimlerinden bir tanesi hayatın tüm hareketliliği ile yaşandığı, aktif ekonomik ve sosyal yaşamın aktığı kentlerdir. Kentlerde pandemi aktif yaşamın durması demektir, özellikle ekonomik akışın çok zayıflaması, iş yerlerinin kapanması, işsizliğin artması gibi. Pandemi deneyimini yaşamak, uzun bir dönem yaşamla ölüm arasında bir yerde yaşamak demektir.

Risk altında, üstelik sağlıkla ilgili risk altında yaşamak demektir. Sağlık riski göze alınamayacak bir risktir. Elbette bir salgın söz konusu iken kalabalık nüfusa sahip bir yerde yaşamak, salgının kontrol edilmesi de zorlaştığından, insanları riski göze alamayacakları konusunda bir farkındalığa itmektedir.

NEDEN TERSİNE BİR NÜFUS HAREKETİ VAR?

İstanbul, pandemi zamanı tersine bir nüfus hareketine tanık oluyor. Çünkü var olan ortamda sosyal ve ekonomik kayıplar artıyor, sosyal problemler derinleşiyor ve ruhsal bozukluklar hissediliyor. Bunlar karşısında çalışanların iş yerlerine gitmeden çalışabilmeleri dolayısıyla kendilerini daha az nüfuslu ve kontrolün daha mümkün olduğu yerlere taşımaları anlaşılır bir durumdur. Evinde çocuğu eğitim alan çalışanlar dahi eğitim de pekala çevrimiçi yürüdüğünden İstanbul’dan, bir anlamda sağlığı tehdit eden ve cüzdanları zorlayan her durumdan uzaklaşmayı seçebilmektedirler.

GİDENLER İSTANBUL'A GERİ DÖNEBİLİR Mİ?

Bu durum kimlerin göç ettiğine ve hangi niyetle göç ettiğine bağlıdır. Eğer ekonomik nedenlerle İstanbul’u terk edip memleketlerine ya da başka bir bölgelere göç eden kişilerden bahsediyorsak, iş bulmak ve yerleşmek niyetiyle gittilerse, evet, geçici diyemeyeceğimiz göç gerçekleştirilmiş olabilir.

Ancak ekonominin aktif işleyişinde rol almaya devam eden beyaz yakalılar dediğimiz çalışan nüfusun, evden çalışma olanağı ile birlikte şehri, salgın tehdidinin daha az insanı etkilediği bölgelere, tehdit ortadan kalkana kadar gidişlerini dikkate alırsak, bir dönüş hareketinin de olacağını bilmeliyiz. Kimi iş arayan ya da kısmi çalışma tarifine uygun çalışan vatandaşların da ailelerini memleketlerine, akrabalarının yanlarına geçici olarak gönderdiklerini biliyoruz. Daha pandeminin başında, özellikle 65 ve üstü yaşlarda pek çok İstanbul sakinin özellikle köylerine ya da yazlıklarının, yayla evlerinin bulundukları yerlere alelacele gittiklerini veya götürüldüklerini de işittik.

Bu durumda aslında literatürde buna göç denmesi tartışmalıdır, bu tür geçici yer değiştirmeler birer nüfus hareketi olarak tanımlanabilmektedir. O halde şunu söylemek mümkün: Pandemi dönemi İstanbul’dan giden nüfusun önemli bir kısmı geri dönebilir.

Güncellenme Tarihi : 19.2.2021 18:37

İLGİLİ HABERLER