Sedat Peker davasının dosyasına, halen Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olan Davut Dişli ve eski üye Hüsnü Hayali''nin de adı karıştı.
Dosyadaki telefon konuşmalarında Dişli, kendisine kızan Peker''e ''''Kurban olurum sana'''' derken, Hayali de, Sivasspor''un Erciyesspor''la oynacağı maç için devreye gireceğini söylüyor.
Peker''in, 70 sanıkla çeşitli suçlardan 62 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın dosyasındaki telefon kayıtlarında, eniştesi olan Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz ile yaptığı görüşme de yer alıyor.
''Benden uzak olsun''
Peker, Odyakmaz''a, not bıraktığı halde kendisine dönmeyen Dişli hakkında şunları söylüyor: ''''Bu olaylar olmadan, milli maçtan önce aradım, not bıraktım, dönmedi. Olgun Aydın Peker''e de birkaç kez ''Telefonum dinleniyor'' demiş. Ona şunu net olarak söyle. Bir daha benimle işi gücü yok, onunla arkadaş falan değilim. Benim için bitmiştir. Sen onunla görüş, kulüp başkanısın. Ama bir yerde karşılaştığımızda benden uzak olsun.''''
Bu konuşmayı öğrenen Dişli, kendisine çok kızan Peker''i arayarak, ''''Çok özür dilerim reisim, bir yanlışlık oldu. Ben senin için her şeyi yaparım. Kurban olurum'''' diye konuşuyor.
Hüsnü Hayali ise, telefonda kendisine hakemlerden şikâyet eden Sivasspor Başkanı Odyakmaz''a, o hafta oynayacakları maç için, ''''Devreye gireriz'''' diyor.
Hayali''nin adı, işadamı Kaya Çilingiroğlu''nun Trabzonspor başkanlık seçimlerine günler kala Ahmet Ağaoğlu''nu adaylıktan çekilmeye ikna ettiği iddiasıyla bacağından vurulmasına ilişkin soruşturma kapsamında verdiği ifadede de geçiyor.
İşte o konuşmalar
''Erciyes''e aslan gibi yaslarsın!''
Sedat Peker''in eniştesi, Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz ile eski Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Hüsnü Hayali''nin 30.08.2004, saat 22.36''da başlayan telefon konuşmaları şöyle gelişiyor:
Hüsnü Hayali: Dayım nasılsın dayım?
Mecnun Odyakmaz: İyiyim teşekkür ederim, sen?
HH: Nerdesin?
MO: Sivas''tayım.
HH: Sivas ellerinde, sazım çalınır...
MO: Hı hı.
HH: Ah dayı helal olsun valla. Doksan dakika tam koştun da, doksandan vurdun.
MO: Ya hiç sorma ya. On tane gol kaçırdık, bir de gol yedik. Maç tehlikeye girdi yav.
HH: He yav.
MO: Allah yüzüme güldü vallahi yav, çok ihtiyacım vardı.
HH: Benim dualarım tutar dayı.
MO: Salak bir tane hakem geldi ya. Yav bir acemiydi, art niyetli değildi ama penaltı vermeye cesaret edemiyor, kart gösteremiyor.
HH: Haa.
MO: Salağın biri geldi ya, ne yapacağız bu işleri?
HH: Bu hafta kimlesin?
MO: Bu hafta Erciyes''teyim.
HH: Yaslarsın ona aslan gibi.
MO: İnşallah işte ama ne yapacağız bilmiyorum ya.
HH: Bakarız şimdi bakarız, şimdi devreye gireriz artık canım.
MO: Yav bildiğin gibi değil ya, çok cahiller var çok cahil.
HH: Devreye gireriz şimdi.
MO: Çok cahil, nerden çıktı bunlar ya.
HH: Doğrudur. Bu hafta İzmir bölgesine bir telefon açarım ben.
MO: Ya işte bilmiyorum ben.
HH: Açarız dayı. Bu Olgun Aydın Peker''i tanır mısın dayı?
MO: Yok abi, kralını tanımam bu saatten sonra.
HH: Antalya ve Kocaeli''nin menajeri var, konkort konkort.
MO: He.
HH: O kadar da küçültemem onu konkort.
MO: Vallahi billahi hep ... çalışıyor.
HH: He dayı.
MO: Ya müsaitsen vallahi, köydeyiz bir iki gün kafa dinleyelim.
HH: Nasıl geleyim ya. Vallahi gelemem ki. Ama kesin geleceğim bu sene Sivas''a. Haluk''la beraber geleceğim.
''Terslik için özür dilerim reisim!''
Sedat Peker ile Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Davut Dişli arasında, 07.09.2004 tarihinde, saat 22.29''da başlayan telefon konuşması şöyle gelişiyor:
Davut Dişli: Selamün aleyküm.
Sedat Peker: Aleyküm selam. Ne haber Davut?
DD: Kurban olayım seni verene ben. Bir terslik olmuş çok özür dilerim ya reisim, çok özür dilerim. Bir yanlış işaret verdiler bana. ''Abi'' dediler, abim zannettim. Telefon bende değildi, çok özür diliyorum ya...
SP: Estağfurullah.
DD: Ben senin için her şeyi yaparım ya. Çok üzüldüm yani.
SP: Ben yanlış anladım herhalde baştan.
DD: Çok özür dilerim. Yani yanlış anlaman için de çok özür dilerim.
SP: Yok ben özür dilerim oğlum, maçtasın galiba.
DD: Şeydeyim reisim. Şimdi gol yedik, s.. et önemli değil, senin sesini duydum yeterli.
SP: Olur mu önemli değil. Sen maça bak abi. O gün Olgun bana bir şey söyledi. Peşinden de bu olunca, yanlış yorumladı.
DD: Yok reisim. Onlar onunla ilgili de. Bir kişi vardı, ben bunu size gelince izah ederim. Telefonda konuşmayalım, yüz yüze konuşalım demek istedim ona.
SP: Anladım.
DD: Yanlış anlıyor herhalde.
SP: Yok o telefonda yanlış bir şey söylemez, ticaret yapıyor ya.
DD: Evet efendim.
SP: Olgun öyle söyleyince, bir de öyle olunca, ''Ulan!'' dedim...
DD: Yok efendim yok, kurban olurum ya kurban olurum. Hiçbir şey seninle olan dostluğuma, arkadaşlığıma engel olamaz, bunu bilin.
SP: Allah senden razı olsun.
DD: Allah ölüm vermesin. Sonra, sen beni tanırsın, böyle bir şey olamaz, olamaz.
SP: Ya ben Mecnun''u aradığımda o kadar üzüldüm ki, ya dedim ''Ne oluyor Mecnun? Dünyada herkes yapar, o yapmaz'' dedim.
DD: Reis, dünya yapar, ben yapmam, sen bunu bilirsin. Allah razı olsun.
SP: Ben de onu söyledim.
DD: Allah razı olsun.
SP: Sen lütfen işine bak. Seni çok öpüyorum, hakkını helal et.
(MİLLİYET)
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:29