İŞTE SEZER'İN SÜRPRİZ VETOLARININ NEDENİ!..
Stockholm eski büyükelçisi Kuneralp'in Karen Fogg'la 'e-mail trafiği'ne karışması. Kararname önüne gelmeden, basında yer alma oldu-bittilerine karşı tepki. Ortadoğu'ya ilişkin görev alanının ikiye bölünüp, BOP'a hizmet etmesi kuşkusu.CUMHURBAŞKANI Ahmet Necdet Sezer'in, Cumhuriyet tarihinde ilk kez, Dışişleri Bakanlığı'nın önerdiği 5 müsteşar yardımcısını veto etmesinin üzerindeki sır perdesi dün d e kalkmadı. Çankaya gündeme bomba gibi düşen gelişmeyle ilgili sessizliğini korurken kulislerlerde vetoyla ilgili 3 iddia dolaşmaya başladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman, dünkü haftalık basın toplantısında Hürriyet'in haberini doğrularak, "Sayın Cumhurbaşkanımızın bakanlığımızın üst yönetim atamalarına ilişkin bir kararnameyi onaylamadığı doğrudur" dedi. Bilman, konunun idari bir mesele olduğunu, bu nedenle yorum yapmayacağını ifade ederken, Sezer'in vetosuyla ilgili başkent kulislerinde konuşulan iddialar şunlar:
1- OLDU BİTTİ TEPKİSİ Sezer, Dışişleri ile ilgili kararnamelerin önüne gelmeden önce basında çıkmasını sürekli eleştirdi. En son, Dışişleri Müsteşarı Ertuğrul Apakan'la ilgili kararname önüne gelmeden basında yer alınca sitemini bizzat Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e iletti. Ancak müsteşar yardımcılığına atanacak isimler, daha kendisinden onay çıkmadan görevlerine başlayınca rahatsızlığı iyice arttı. Sezer'in vetoyla, "oldu-bitti" olarak gördüğü bu tür uygulamalara karşı artık tolerans göstermeyeceği mesajını verdiği iddia ediliyor.
2- İSMİ ÇİZİLENLER Sezer, Dışişleri'nde Personel ve İdari İşlerden Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı'na Suudi Arabistan'dan dönen Riyad eski Büyükelçisi Uğur Doğan'ın getirilmesine karşı çıktı. Adı, daha önce AB Komisyonu'nun eski Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'la yaşanan ilginç "e-mail trafiğine" karışan Büyükelçi Selim Kuneralp'in de Ekonomik İşlerden Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı'na getirilmesi Sezer'i rahatsız eden bir diğer atama oldu. İzmit'te linç edilen, Kurtuluş Savaşı karşıtı gazeteci Ali Kemal'in torunu olan Kuneralp, e-mail krizinden sonra Stockholm Büyükelçiliği'nden Seul Büyükelçiliği'ne atanmıştı.
3- BOP'A DESTEK YOK Dışişleri'nde Ortadoğu'ya ilişkin görev alanının, "Asıl Ortadoğu" ve Orta Asya'yı da kapsayacak şekilde "Yan Ortadoğu" diye ikiye bölünüp görev dağılımlarının yapılmasına Sezer karşı çıktı. Sezer, bu uygulamayla Türkiye'nin ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'ne destek verdiği mesajı çıkmasından endişe etti.
DIŞİŞLERİ ŞAŞKIN Dışişleri Bakanlığı'nda Çankaya Köşkü'nün vetoyu resmi olarak gerekçelendirmemesinin şaşkınlığı yaşanırken, Sezer'in ayrıca Dışişleri'nde Kafkaslar'dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı'na atanan Ümit Yakın'ın da kararnamesini onaylamadığı ortaya çıktı. Yakın, Bakü Büyükelçiliği'ne atanan Hüseyin Avni Karslıoğlu'nun yerine bu göreve gelecekti. 28 Şubat'ta Resmi Gazete'de yayınlanan genel müdür yardımcılarına ilişkin kararnamede Yakın'ın ismi yer almadı.
TEZCAN KRİZİ Son büyükelçiler kararnamesi ile Londra Büyükelçiliği'ne atanan MGK Genel Sekreteri Büyükelçi Yiğit Alpogan'ın yerine kimin getirileceği konusunda da Çankaya Köşkü ile hükümet arasında çıkan uzlaşmazlık devam ediyor. Hükümet, bu görev için Varşova Büyükelçisi Ecvet Tezcan'ın ismini iletirken, Sezer'in, Tezcan'ın kayınpederi Prof. Ayhan Songar'ın İslami kesime yakınlığıyla bilinen Aydınlar Ocağı ile ilişkisi nedeniyle, Tezcan'ı istemediği ileri sürülmüştü.
e-postaları çok tartışıldı
AB Komisyonu Türkiye eski Temsilcisi Karen Fogg’a ait yaklaşık 7 bin e-posta mesajı, 2002 Şubatı’nda İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek tarafından ele geçirilip kamuoyuna açıklandı. Perinçek, Fogg’un Türk gazeteciler, akademisyenler, sivil toplum örgütleri ve kimi bürokratlarla olan yazışmalarında, Türkiye aleyhtarı faaliyetler yürüttüğünü iddia etti. Yazışmaların Aydınlık Dergisi tarafından yayınlanması sonrası, mahkemeler yayın yasağı koydu. Bunları basan Aydınlık’ın sayısı toplatıldı. Uzun süre yazışmalara konu olan isimlerle gündemde kalan, AB fonlarının Fogg tarafından kimlere ya da hangi kurumlara kullandırtılacağı, Kıbrıs ve özelleştirme konularında ne tür bir lobi yapılacağı konusunda görüşlerin belirtildiği yazışmaların ortaya çıkarılmasından sonra, Fogg, 3 ay içinde Türkiye’deki 4 yıllık görev süresini doldurarak ayrıldı. Fogg, bir e-postada Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkını tam anlamıyla temsil etmediğini iddia ederek, AB’nin KKTC’ye yapacağı yardımların miktarının ’alternatif basına’ sızdırılmasını da önermişti. O yazışmalardan Büyükelçi Selim Kuneralp’in, Fogg’a yolladığı ortaya çıkarılan mesaj ise gizlilik iması taşıdığından çok tartışıldı. Kuneralp, Fogg’a şunları yazmıştı: "Sevgili Karen, dünkü mesajımda yanlışlıkla büyükelçiliğin e-posta adresini kullanmışım. Hálá geçerli olan eski adresime yazmaya devam etmen gerek. Yoksa senin mesajlarını burada herkes okuyabilir."
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 21:01