İŞTE TURGUT ÖZAL İLE BABA BUSH'UN TARİHE GEÇEN TELEFON KONUŞMASI

Turgut Özal'ın Dışişleri Başdanışmanı Engin Güner, Saddam tehlikesine karşı Amerika’yı ilk uyaran kişinin Özal olduğunu iddia ediyor. Güner’in anlattığına göre Özal’ın Saddam’la ilgili üç önemli tespiti şunlar: “Irak’a giden bakanların ‘Dicle Nehri üzerine kurulan baraj yüzünden’ tehdit edilmesi. Irak–İran savaşı sırasında “İran’ı ziyaret edeceğim. Ben oradayken İran’ı bombalama” ricasına rağmen, gönderilen füzenin Özal’ın kaldığı otelin birkaç yüz metre yakınına düşmesi. Diğer ülkelerde bulunan büyükelçilerimizin gönderdiği kriptoları sürekli inceleyen Özal’ın Irak’tan gelen kriptolarda ordunun hareketliliğini gözlemlemesi.” Özal’ın Kuveyt’e karşı bir harekatta bulunabileceğini, işgal tarihi olan 1991 Ağustos’undan 8 ay önce tespit edip Amerika’yı uyardığını söyleyen Güner, Saddam konusunda Özal’la Bush’un ilk diyaloğunu şöyle açıklıyor: “Özal, Amerika’yı ziyaretinde Bush’a, ‘Saddam bu bölgenin en tehlikeli adamıdır. Sen Kaddafi filan diyorsun; ama en tehlikelisi budur. Bunun hareketlerini takip ediyor musunuz?’ mesajı iletti. Bush buna karşılık, ‘Hayır öyle bir şey beklemiyoruz; ama bir bakalım.’ dedi.” Engin Güner, Özal’ın Amerika’yı işin içine çekme ısrarının sebebini de şöyle izah ediyor: “Özal Amerika’yı Saddam’a karşı sürekli cesaretlendirdi. ‘Bu adamı gözünüzde büyütmeyin, isterseniz bu adamı yenebilirsiniz.’ diyordu. Aslında Saddam’ı Türkiye için de bir tehdit olarak görüyordu. Bu kadar silahlanmış adamla ben uğraşacağıma, Amerika uğraşsın, diye hesap ediyordu. ‘Saddam’ın kolunu kanadını kırsın, bu benim de işime gelir.’ diyordu.” Özal’ın inisiyatif alma konusunda atik davrandığına dikkat çeken Güner, Birleşmiş Milletler’in (BM) ambargo kararının uygulanması aşamasında Özal’ın hamlesine ilişkin şu bilgileri veriyor: “Özal, ‘BM’den kararı çıkarın, biz boru hattına ambargo koyarız.’ demişti. Nitekim karar çıktı, ertesi gün boru hattını kapattı. Boru hattını hemen kapatmasının bir başka sebebi de ABD Dışişleri Bakanı James Baker Ankara’ya geliyordu. Muhtemelen böyle bir talepte bulunacaktı. ‘Onlar istemeden biz yapalım; çünkü ABD istedi diye yapmış duruma düşmektense BM kararına uyan bir ülke görünümü vermek daha iyi olur.’ dedi.” Bush'a ‘Saddam’ı neden devirmedin?’ diye sordu Körfez Savaşı’nda Bağdat’a çok yaklaşmalarına rağmen Amerika, Saddam rejimini devirme teşebbüsünde bulunmamıştı. Engin Güner’in anlattığına göre Camp David Zirvesi’ne giderken hava muhalefeti sebebiyle uçak iniş yapmak zorunda kalmış. Uçak indikten sonra zirvenin yapıldığı yere kadar Özal ve Bush, yanlarında Engin Güner ve Bush’un ulusal güvenlik danışmanı ile birlikte 50 dakikalık bir yolculuk yapmış. Bu sırada Özal, Bush’a, ‘Neden Saddam’ı fırsat bulduğun halde devirmedin?’ diye sormuş ve bunun bir hata olduğunu söylemiş. Bush’un buna cevabı ise şöyle olmuş: “Eğer Bağdat’a girseydik Cumhuriyet Muhafızları’yla göğüs göğüse çarpışma olacaktı, kayıp olacaktı ve bunları biz halkımıza anlatamayacaktık. Vietnam’da yaşananlar hâlâ halkın kafasında.” Musul–Kerkük'le ilgilendi Engin Güner, Özal’a ait olduğu söylenen ve kamuoyunda zaman zaman tartışma konusu olan ‘Musul–Kerkük’ü alalım’ şeklinde bir söze şahit olmamış. Ancak Özal buna karşın bu bölgeye oldukça ilgi göstermiş. Özal’ın bölge hakkında bilgi eksikliğini gidermek için günlerce sabahlara kadar bizzat araştırma yaptırdığını dile getiren Güner, şunları söylüyor: “Musul–Kerkük konusunda hafızasını tazelemek için ne kadar kitap varsa bize getirtti. Lozan Zabıtları’nı okudu. Uzun uzun, geceyarılarına kadar bu konularla ilgili 20-30 kitap okuyup, neredeyse hatmetti. Sonuçta edindiği izlenim bölgenin haksız bir biçimde elimizden gittiğiydi. Bir yandan da ‘Orada yeni bir durum oluşacaksa, Musul–Kerkük’ü Kürtlere kaptırmayalım, oradan ortak pay alınacaksa biz de istifade ederiz.’ diyordu.” İŞTE TELEFON DÖKÜMÜ Turgut Özal'ın Dışişleri Başdanışmanı Engin Güner’in kayıt altına aldığı en önemli konuşmalardan biri de Irak’a harekâtın başlamasına 1,5 saat kala yapılan telefon görüşmesi. Özal ile Bush’un savaşın başlamasından önce tarihe geçecek olan son konuşması şu şekilde cereyan ediyor: Bush: Cumhurbaşkanı merhaba, nasılsın? Özal: Teşekkür ederim George sen nasılsın? Bush: Beklemekte olduğumuz haberleri şimdi veriyorum. Diplomatik çabalarımız, Saddam’ın Kuveyt’i terk etmesi için göstermiş olduğumuz çabalarımız başarılı olamadığından, şimdi bir askeri harekatın bir buçuk saat içinde başlaması için emir vermiş bulunuyorum. Sana bu haberi veriyorum. Bağdat üstünde bir hava saldırısı olacak ve tahmin ediyorum ki sen bu bilgiyi, haberi bekliyordun. Senden ricam, bu bilgiyi etrafa duyurmaman; çünkü pilotlarımızın hayatını riske atmış oluruz. Özal: Merak etme. Şimdi sadece Genelkurmay başkanımıza haber vereceğim. Bush: Çok iyi. Şimdi, sizin halkınız ve bizim halkımız için dua edelim. Özal: Evet biz de Allah’a dua ediyoruz. İnşallah her şey sizin için de, bizim için de, her iki ülkenin milletleri için de hayırlı olsun diye Allah’a dua ediyorum. Bush: Evet umarım öyle olur. Özal: Sizinle birlikteyiz. Bush: Ben de böyle umuyorum. Bu, çok geniş bir saldırı olacak ve umarım bu adamı bulunduğu yerden dışarı atacak çapta bir harekât olacak. Yani bu adamdan kurtulacağımız harekât olacak. Özal: Biz bu konuyu yarından sonra belki Parlamento’ya getirebiliriz. Bush: Tamam, bu çok güzel. Parlamento’dan alacağınız karar nedir? Özal: Bu harekata izin verebilmemiz için bizden bir izin çıkarmamız lazım. Bush: Kurtarma operasyonları için böyle bir izne gerek yok. Özal: Ama buradan bir harekatta bulunabilmemiz için izne gerek var. Bush: Peki, iyi. İnşallah bu umarım umduğumuz gibi olur. İnşallah bu işte başarılı oluruz. İkimiz de ‘cross finges’ yapalım. (Başarılı olma dileğinde bulunmak için işaret parmağı ve orta parmağın dik bir şekilde yan yana getirildiği hareket.) Özal: Tamam. Biz de aynı şekilde davranıyoruz merak etme. Bush: Eğer bir ek bilgi alırsam seni haberdar edeceğim. Özal: Tamam. Bush: Öyle sanıyorum ki Saddam çok şaşıracak; çünkü böyle bir harekatta bulunup saldıracağımızı beklemiyordu. Özal: Evet anlıyorum. Good lock. Zaman Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:33