
KARADENİZ AZ DAHA TERKOS'U YUTACAKTI...
Eylül 2004'te uydudan (üstte) aşındığı görülen kıyı, taşlarla (küçük resimde kırmızı daire) dolduruluyor.
İSTANBUL - 122 yıldır İstanbul'un en önemli su kaynağı olan Terkos Gölü, kaçak kum çekimi nedeniyle Karadeniz'in tuzlu suyuyla birleşme riskiyle karşı karşıya kaldı. Uydu görüntüleriyle Karadeniz ile Terkos Gölü arasındaki kara diliminin 100 metreye indiği tespit edilince, göl çevresi yasak bölge ilan edildi. Deniz ile göl arasındaki mesafeyi duvar örerek 150 metreye çıkarmaya çalıştıklarını belirten İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur, "Kum çekimi sürse, barajın su tutma kabiliyeti kalmayacaktı. Terkos Barajı diye bir şey olmayacak, göl Karadeniz ile birleşecekti. İstanbul'un yüzde 35'ine su verememe riski olacaktı" dedi.
Baraj işe yaramayacaktı
1883 yılında inşa edilen Terkos Gölü Barajı Havzası ile Karadeniz kıyısı arasında kalan Karaburun- Ormanlı bölgesindeki toprak parçası, kaçak kum çekimleri nedeniyle yıldan yıla azaldı. İSKİ'nin uydu görüntüleriyle yaptığı tespitlerde, Eylül 2004'te Karadeniz ile Terkos Gölü arasında 100 metrelik bir kara dilimi kaldığı ve deniz tabanından yapılacak 10 metrelik bir kum çekimiyle bile gölle denizin birleşebileceği tespit edildi. Bu durumda Terkos Gölü'nün suyu, Karadeniz'in tuzlu suyuyla birleşecek ve Terkos Barajı devreden çıkacaktı.
İSKİ'nin durumu bildirmesi üzerine Ankara'da Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer başkanlığında, İstanbul Valiliği, İSKİ, Kumcular Kooperatifi ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın katıldığı bir toplantı yapıldı. Terkos Gölü'nün Karadeniz yakınındaki kıyı diliminin yasak bölge olarak korumaya alınmasına, kum çekiminin sahil güvenlikçe önlenmesine karar verildi.
İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur, durumu şöyle açıkladı: "Bölgede son dört-beş yıldır denizin derin tabanından kum çekilmiş. Bu sırada kum çekimiyle, kıyıda toprak parçasından denizin ortasında oluşan çukuru doldurmak için kayma meydana gelmiş. Daha önce denizden yapılan kum çekimleri kıyıyı etkilemezken, gelinen son noktada alınacak her metreküp kum, kıyıda kaymaya neden olacaktı. Bir yamaç düşünün. Altından toprak aldığınızda üstten toprak kayıyor. Bu kayma alttan bir metre alınca, üstten belki 50 metre birden oluyor. Toprak kayması, barajı riske sokacak noktaya geldi."
Yasak bölge ilan edildi
Barajın denizle birleşmesini önlemek için teknik önlemlerle birlikte güvenlik önlemleri de aldıkların belirten Çodur şunları söyledi:
"Riskin yüksekliği üzerine Başbakanlıkta yapılan bir toplantıyla ciddi önlemler alınması kararlaştırıldı. Terkos'un Karadeniz'e açıldığı alan yasak bölge ilan edildi. Kumcular artık oradan kum alamazlar. Kum çekimi önlendiği gibi, göl ile deniz arasındaki kalan toprak parçasının dalgalarla daha fazla oyulmasını engellemek ve azalan mesafeyi biraz daha büyütmek için, kıyı çizgisini taş dolgularla tahkim ediyoruz. Mesafe daha önce 100 metreye inmişti, dolgu inşaatıyla bunu 150 metreye çıkarıyoruz. Denizin ön tarafına taş dolguyla set yapacağız ve arkasını toprakla dolduracağız. Bunun maliyeti bize 8 milyon YTL'yi bulacak. Bunun hesabını verecek birisi yok maalesef. Şimdi çok büyük bir tehlikenin önüne geçtiğimiz için şükrediyoruz.
'İstanbul 10 yıl susuz kalır'
Yeni bir tatlı su kaynağının maliyeti ve süresinin Terkos'un değerini paha biçilemez hale getirdiğini belirten İSKİ Genel Müdürü Çodur, şunları söyledi:
"Eğer Terkos Karadeniz'le birleşseydi, en derin noktası 6.5 metre olan Terkos Gölü deniz seviyesinden 4.5 metre yukarıda olduğundan göl denize boşalırdı ve tatlı su için deniz suyunu ayrıştırmak gibi bir durum ortaya çıkardı. Böyle bir durumda, Avrupa yakası susuz kalırdı. Terkos'un değeri parayla ölçülemez. Terkos'un yerine hemen bir baraj yapamazsınız ve insanlar da 10 sene susuz kalamaz. Paranız da olsa o tesisin yerine hemen yeni bir tesis koyamazsınız. Maliyetinin yüz katı paranız da olsa, o süreyi telafi edemiyorsunuz. Melen bunun güzel bir örneği.
1994'te başlayan Melen suyu projesi bu gün hâlâ bitmedi, bir on yıl sonra ancak biter. Melen'in sadece birinci bölümünün maliyeti bir milyar dolar tutarındaydı ve bu sadece boru hattı, baraj bile değil."
Su petrolden pahalı
Deniz suyundan içme ve kullanma suyu elde etme yöntemine 'desalinasyon' (tuzluluk giderme) denildiğini belirten İTÜ Çevre Mühendisliği öğretim üyelerinden Prof. Dr. İlhan Talınlı da, "Desalinasyon işlemleri suyu olmayan İsrail, Arap ülkeleri için geçerli. Böyle yöntemlerle 1 litre tatlı su elde etmenin maiyeti 2 litre petrolden daha pahalıdır. Türkiye daha bu aşamaya gelmedi" dedi. (RADİKAL)