Gündem
  • 12.3.2008 00:26

KENAN PARS İÇİN GIYABİ CENAZE NAMAZI KILINACAK...

İstanbul İl Müftü Yardımcısı Yusuf İzzettin Konuk, Kenan Pars'ın son nefesinde kelime-i şehadet getirmesiyle ilgili olarak, bir kişinin Ermeni mezarlığında defnedilmiş olması, Ermeni kurallarına göre cenaze işlemlerinin yapılmış olması halinde bile, onun arkasından gıyabi cenaze namazı kılınabileceğini söyleyerek, "O insan Müslüman ise onun Ermeni mezarlığına veya başka bir yere defnedilmiş olması onun Müslümanlığına engel değildir" dedi.

İstanbul İl Müftü Yardımcısı Yusuf İzzettin Konuk, son nefeste kelime-i şehadet getiren Kenan Pars'ın Müslüman ya da Ermeni adetlerine göre defnedilmesine dair değerlendirmelerde bulundu. İhlas Haber Ajansı muhabirinin sorularını yanıtlayan Konuk, "Öncelikle ülkemizin sevilen sanatçısı olan Kenan Pars'a Allah'tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyorum. Malum iman hiç kimsenin baskısı olmadan hür iradesiyle kelime-i şehadet getirmek, 'Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve
Resuluhu' demektir. Hür iradeyle hiçbir baskı olmadan bu kelimeyi kullanmaktır ve kalben de bu söylenen sözü onaylamaktır. Şimdi Kenan Pars'la ilgili olarak da tabii kızı Çiğdem Pars'ın böyle bir açıklaması olmuş. Ama ben merhum Kenan Bey'i daha önceden de tanırdım. Bu ifadeyi doğrulayacak hem çevresinde, hem sanatçı arkadaşlarından bu kelime-i şehadeti söylediği ifade edildi ve ediyorlar. Kızı Çiğdem Pars'la da telefonla az önce görüştüm. Görüşmelerimizde 'Bizim evde bu söylenir. Çocuklara kelime-i
şehadeti öğretirdi. Dolayısıyla bu konuda bizim evde sürekli kullanılan bir kelimedir' dedi. Kızı bize bunları söyledi. Biz tabi o kelime-i şehadeti sadece son anda değil, daha önceden de bu ifadeyi kullandığını biliyoruz" dedi.

Konuk, ünlü sanatçıyı daha önceden de tanıdığını ifade ederek bir anısını paylaştı. Bir gün Bakırköylü Sanatçılar Derneğinde bir resim sergisi açılışını birlikte yaptıklarını dile getiren Konuk, "Merhum benim kolumdan tuttu. Bir odaya götürdü. Odanın kapısını kapattı. Orada ona ait bir masa var. O masanın başına götürdü beni. O masayı açtı. Masanın içinde eliyle yaptığı boncuklarla işlediği, 'Allah', 'Muhammed', 'La ilahe illallah Muhammeden Rasullah' işte 'Hulafa-i Raşidin'in isimleri gibi, böyle bizim literatürümüzde İslam'ı çağrıştıran o hat sanatıyla yazılmış Arapça yazılmış metinleri gösterdi" diye konuştu.

Metinleri gösterirken Pars'ın çok mutluluk duyduğunu ifade eden Konuk, "Bunu yapmaktan haz duyduğunu söylemişti. Geçen sene Kutlu Doğum Haftası'nda İstanbul Gösteri Merkezi'nde bir program yapmıştık. Orada da yaptığı o eserlerin sergisini açtı. Dolayısıyla bütün bunlar onun inanç noktasında Müslüman olduğunu çağrıştırıyor. Bize yansıyan yönü itibariyle böyledir. Ama iç dünyasını Allah bilir. Zaten hiç kimse hiç kimsenin iç dünyasıyla alakalı yorum yapma hakkına sahip değildir. Burada önemli bir hatırlatma yapmayı isterim. Biz, insanlar hakkında hüsn-ü zan iyi kanaat beslemeye mezunuz. Yani insanlar hakkında iyi düşünürüz. Güzel düşünce sahibi oluruz. Bunun arkasında şu vardır, bu vardır değil. Hep güzel taraftan yaklaşırız. Onun da Müslüman olduğuna bir delili olduğunu sayarız ve onun Müslüman olduğunu kabul ederiz" ifadelerini kullandı.

Pars'ın cenaze törenini kilise de mi yoksa camide mi yapılması gerektiği konusunda soruları yanıtlayan Konuk, "Kişi öldükten sonra onunla ilgili yapılacak muameleler öncelikle ailesine aittir. Ben kızını aradım. Konuştum. Böyle bu anlamda ifade ettiler. 'Ama takdir sizindir. Biz İstanbul Müftülüğü olarak bu noktada, bizden bir talebimiz olduğunda yerine getirmeye hazırız' diye teklifimizi sunduk. Ama bu teklif aileye aittir. Aile nasıl değerlendirir nasıl kabul eder bilemeyiz bunu. Tabii Ermeni cemaatinden bir insandı. Bizim ülkemizde Ermeni vatandaşlarımız da çok vardır. Ermeni cemaati de kendilerine göre bir muamele yapacaklardır. Ama bir kişi Ermeni mezarlığında defnedilmiş olsa, Ermeni kurallarına göre cenaze işlemleri yapılmış olsa bile, onun arkasından gıyabi cenaze namazı kılınabilir ve o insan Müslüman ise onun Ermeni mezarlığına defnedilmiş olması veya başka bir yere defnedilmiş olması onun Müslümanlığına engel değildir. Çünkü dünya da bir çok mezarı olmayan insan var. Denizde kayboluyorlar, yanıyorlar. Bir şekilde kayboluyorlar. Dünyanın her tarafı Allah'ın mekanıdır. Biz sadece insan bedeninin mükerremliğinden dolayı onun dini merasimlerle toprağa defnediyoruz. Eğer bir insan Allah'ın huzuruna 'Allah'ım ben seni Rab olarak kabul ediyorum. Bütün peygamberlerine inanıyorum. Gönderdiğin kitaplara gönderdiğin meleklere, inanıyorum' demişse dünyadakiler ne yaparsa yapsın o insan kurtuluşa ermiştir. O insan cennete girecektir" ifadelerini kullandı.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 13:06

İLGİLİ HABERLER