Sağlık
  • 5.9.2010 11:41

KÖYLÜ KADINLAR GEBE KALABİLMEK İÇİN AKLIN SINIRLARINI ZORLUYOR

KONYA - Nevşehir Üniversitesine bağlı Semra ve Vefa Küçük Sağlık Yüksekokulu öğretim görevlisi Zehra Işık Çalışkan ile Ufuk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu öğretim görevlisi Nazan Çakırer, gebelik, doğum ve lohusalığa ilişkin geleneksel inanç ve uygulamaları saptamak amacıyla Nevşehir'in bir köyünde doğum yapmış 350 kadın üzerinde yaptığı araştırmada çarpıcı sonuçlara ulaşıldı.
Yaptıkları bilimsel çalışmanın kısa süre önce bilimsel bir dergine yayımlandığını ifade eden Çakırer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, modern tıptaki hızlı gelişmelere rağmen geleneksel sağlık uygulamalarının günümüzde halen kullanıldığını, özellikle de köylerde bu uygulamaların yaygın olduğunu belirtti.

TAVUK PİSLİĞİNE OTURUYORLAR
Sağlık kuruluşlarında görev yapan hemşirelerin, hizmet verdikleri bölgelerdeki vatandaşların kültürel özellikleri hakkında bilgi sahibi olmaları gerektiğini vurgulayan Çakırer, etkili hizmet, sağlık bakımı ve eğitim verebilmek için toplumun bilgi ve uygulamalarının bilinmesi gerektiğine işaret etti.
Üzerinde çalıştıkları proje ile en az bir kez doğum yapmış kadınların gebelik, doğum ve lohusalığına ilişkin geleneksel inanç ve uygulamaları saptamak amacıyla yaptıkları araştırmaya dikkati çeken Çakırer, elde edilen sonuçları şöyle açıkladı:
''350 kadın üzerinde yapılan araştırmada, kadınların yüzde 70.7'sinin gebe kalmak için geleneksel uygulamalara başvurduğu, bunların da sıklıkla belini çektirme, otu kaynatıp buharına oturma, tavuk pisliğine oturma, Mehmet ismi olan 7 evden bez toplayıp gömlek yapıp giyme, toprağa oturma gibi uygulamalar olduğu ortaya çıktı.''
Araştırmada, annelerin yüzde 65.2'sinin aile planlaması yöntemi kullandıklarını tespit ettiklerini dile getiren Çakırer, bu kadınların yüzde 51.6'sının geleneksel, yüzde 48.3'ünün de çağdaş yöntemle korunduklarının belirlendiğini bildirdi.

GÖBEK BAĞINI KÜMESE GÖMÜYORLAR
Öğretim görevlisi Nazan Çakırer, kadınlardan yüzde 71.2'sinin doğumlarını evde, aile büyükleri, kendi kendine, komşu veya ebe tarafından yaptırdığının ortaya çıktığını ifade ederek, bu kadınlardan büyük bölümünün plesantayı (göbek bağı) toprağa gömdüğünü, bir kısmının da çöpe, dereye veya köpeğe attığını, bazılarının da kümese gömdüğünü belirlediklerini kaydetti.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 03:49

İLGİLİ HABERLER