Sağlık
  • 21.8.2024 11:29

M-Çiçeği salgını büyüyor!

Dünya Sağlık Örgütü'nün acil durum ilan ettiği M-Çiçeği virüsü, Afrika ve Avrupa'nın ardından Asya'ya da yayıldı. Yeni varyantının daha tehlikeli olduğu belirtilirken, aşı erişiminin artırılması hayati önem taşıyor. Afrika Hastalık Kontrol Merkezi Genel Müdürü Dr. Jean Kaseya, etkilenen bölgelere 10 milyon doz aşı gerektiğini ve erişim iyileştirilmezse binlerce kişinin korunmasız kalacağını belirtti. Mevcut aşıların virüse karşı tam koruma sağladığı, yeni aşıların gerekip gerekmediği ve önceki çiçek aşılarının etkinliği gibi sorular ise yanıt bekliyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO), küresel halk sağlığı acil durumu ilan ettiği M-Çiçeği virüsü (mpox), Afrika ve Avrupa’dan sonra Asya’ya da sıçradı. Şu ana kadar virüs Afrika Kıtası başta olmak üzere 15’ten fazla ülkede görüldü. 13 Afrika ülkesinde vaka sayısı 17 bini geçerken, hastalık nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 500’ü aştı.

Görülen salgın, virüsün yeni bir varyantıyla ilişkilendirildiği için öncekilerden daha endişe verici olduğu söyleniyor. Uzmanlar bunun şimdiye kadar gördükleri en tehlikeli varyant olduğu uyarısını yapıyor ve yayılma hızı ile yüksek ölüm oranından endişe ediliyor.

WHO Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, Afrika kıtasında ve ötesinde daha fazla yayılma ihtimalinin “çok endişe verici” olduğuna dikkat çekerek, “Bu salgını durdurmak ve hayatları kurtarmak için koordineli bir uluslararası müdahale şart” açıklamasında bulundu. Türkiye'de Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan en son açıklamada ise "Özellikle Afrika kıtasında görülen M-Çiçeği hastalığı vakasına Türkiye'de rastlanmamıştır, henüz herhangi bir kısıtlama veya ek tedbir ihtiyacı yoktur” denildi.

M-Çiçeği, ilk olarak 1958 yılında Danimarka'ya Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden deney hayvanı olarak getirilen maymunlarda lezyonların görülmesi üzerine yapılan incelemelerde gösterildi. Bu nedenle ilk isimlendirmesi ‘Maymun Çiçeği’ (Monkeypox) olarak yapıldı.1970 yılından itibaren 11 Afrika ülkesinde (Benin, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Fildişi Sahili, Liberya, Nijerya, Kongo Cumhuriyeti, Sierra Leone ve Güney Sudan) insanlarda M-Çiçeği hastalığı bildirildi. Daha sonra 2003 yılında, Afrika dışındaki ilk M-Çiçeği 70’in üzerinde vakayla ABD’de görüldü. Hastalık ayrıca Eylül 2018'de Nijerya’dan İsrail ve Birleşik Krallık’a, Mayıs 2019, Aralık 2019, Mayıs 2021 ve Mayıs 2022'de Singapur'a, Temmuz ve Kasım 2021'de yine Nijerya’dan ABD’ye seyahat edenlerde bildirildi.

‘AŞIYA ERİŞİM İYİLEŞTİRİLMEZSE BİNLERCE KİŞİ KORUNMASIZ KALACAK’

Salgınla etkili bir şekilde mücadele edebilmek için tüm önlemler gerekli olsa da mevcut aşıların erişimini ve kullanımını artırmak, virüsün daha fazla yayılmasını önlemek açısından çok önemli. 

Afrika Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri Genel Müdürü Dr. Jean Kaseya, etkilenen bölgede tedarik son derece sınırlıyken, devam eden salgına yanıt vermek için en az 10 milyon doz M-Çiçeği aşısına ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. 

Uluslararası bir insani yardım kuruluşu olan Sınır Tanımayan Doktorlar (Medecins Sans Frontieres /MSF) oluşumuna üye olan ve Kamerun’da epidemiyolojik verilerin toplanması ve analiz edilmesi gibi konularda koordinatör olan Dr. Justin B. Eyong ise “Bu aşıya erişim iyileştirilmezse binlerce kişi korunmasız kalabilir” dedi. Ayrıca Dr. Eyong, 15 yaş altındaki çocukların özellikle etkilendiğini, 2024 yılında vakaların yüzde 56’sını ve hastalıktan ölenlerin yüzde 79’unu oluşturduğunu belirtti.


“Aşılara erişimi artırmaya yardımcı olmak için, önemli miktarda MVA-BN aşısı (AB ve İngiltere'de onaylı M-Çiçeği aşısı) stokuna sahip olan ve aktif salgın yaşamayan ülkeler, Afrika'daki etkilenen ülkelere mümkün olduğunca çok doz bağışlamalı” çağırısında bulunan Dr. Eyong, "Kamerun’da M-Çiçeği salgını hızla gelişmeye devam ediyor ve durum çok acil. İhtiyaç duyan yetişkinlere ve çocuklara aşıları ulaştırmak için gerekli her adım atılmalı" ifadelerini kullandı.

Bu noktada iki önemli soru ortaya çıkıyor: Mevcut aşılar virüse karşı tam koruma sağlıyor mu? Önceki çiçek aşıları bu virüse karşı etkili mi? 

‘ÇİÇEK HASTALIĞINA KARŞI AŞILAMAYLA ELDE EDİLMİŞ ANTİKORLAR YÜZDE 85 ORANINDA VİRÜSTEN KORUYABİLİR’

Konuyu Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nafiz Koçak’a danıştığımda “Dünyada şu anda kullanılan birkaç aşı var. Bunlar da canlı virüs içeriyorlar yani ‘canlı aşılar’” dedi. Prof. Dr. Koçak, şu önemli bilgilerin altını çizdi:

-- Mevcut aşıların yüzde 100 koruma sağlayıp sağlamadı resmi kaynaklarca detaylı şekilde açıklanmalı. Ancak mevcut aşıların etkili olduğunu söylemek mümkün. Daha önce yapılan aşıların ne kadar koruma sağladığına değinecek olursak da bilindiği üzere 1980 yılında tüm dünyada çiçek hastalığının bittiği Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edildi. Sonra diğer ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de aşılamaya tamamen son verildi. 44 yaş üzerindeki insanların birçoğunun kollarında çiçek aşısı izi mutlaka vardır. 

-- Çiçek hastalığı virüsüyle aynı grupta olduğu için çiçek hastalığına karşı aşılamayla elde edilmiş antikorlar yüzde 85 oranında bu kişileri M-Çiçeği virüsünden koruyabilir. Bu noktada yeni yapılacak aşıların da vücutta ne gibi etkilerinin olacağını ayrıca incelemek lazım. Bu konuda elimizde çok fazla bilgi yok. Aşı konusunda da aynı salgın ihtimalinde olduğu gibi temkinli olunması gerekiyor.

“Genel olarak maymun çiçeği hastalığı kendiliğinden iyileşen bir enfeksiyon ve çoğu kişi dört hafta içinde tamamen iyileşebilir” diyen Prof. Dr. Koçak, “Bugüne kadarki vakalar bize bunu gösteriyor. Ölüm vakaları genelde mevcut bir hastalığın üzerine ya da bağışıklığı bozuk bir hastanın bu virüse yakalanmasıyla birlikte, bağışıklığın üzerine ekstra yük binmesinden dolayı kaynaklanıyor. Aşılanmanın önemi de işte tam olarak burada devreye giriyor” ifadelerini kullandı.

Birçok ilaç şirketinin hisseleri de M-Çiçeği aşılarına olan talebin artacağı beklentisiyle yükseldi. Başı çeken ise M-Çiçeği aşısı olan JYNNEOS'un (aynı zamanda Imvanes ve IMvamune marka adlarıyla da biliniyor) üreticisi olan Danimarka merkezli Bavarian... Şirketin hisseleri yaklaşık yüzde 17,6 arttı. JYNNEOS, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanan iki M-Çiçeği aşısından biri olup, aynı zamanda DSÖ'nün Bağışıklama Stratejik Uzman Danışma Grubu (SAGE) tarafından da öneriliyor. Şirket yakın zamanda yaklaşık 300 bin doz aşının sevkiyata hazır olduğunu ve gelecek yıl sonuna kadar Afrika ülkeleri için yaklaşık 10 milyon doz aşı üretme kapasitesine sahip olduğunu duyurdu.

‘YENİ TESPİT EDİLEN TÜR, HASTALIĞIN DAMLACIK YOLUYLA BULAŞTIĞINI DA İŞARET EDİYOR'

M-Çiçeği virüsünün iki genetik yapısı ve iki ayrı alt türü olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nafiz Koçak, “Bunlar Klad 1 ve Klad 2 olarak isimlendiriliyor. Şu anda yayılımda olan Klad 2’yi görmekteyiz” dedi. Prof. Dr. Koçak, yayılım gösteren türle ilgili şu bilgileri paylaştı:

“Klad 1 dediğimiz Kongo’da, Klad 2 dediğimiz ise Batı Afrika’da sınırlı. Klad 2’nin ayrıca kendi içinde iki alt grubunun saptandığı söylendi. Dolayısıyla bu yeni tespit edilen Klad 2b’nin Afrika dışına çıktığı, özellikle Avrupa ve Amerika’da kümelendiği beyan edildi. Afrika dışına çıkması damlacık yoluyla bulaştığının daha çok kabul edilebilir hale geldiğini gösteriyor. Bu şüpheler giderek artarsa işte o zaman durumu hafife almamak gerekiyor. Normal çiçek virüsünün damlacık ve solunum yoluyla yayıldığını biliyoruz ve dünyada 1980 yılına kadar insanların çiçek hastalığından öldüğü bir gerçek. Bu nedenle dikkat etmek gerekiyor.”

M-ÇİÇEĞİ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ÜZERİNDE UZUN VADELİ ETKİLERE NEDEN OLABİLİR Mİ?

Çoğu bilim insanı M-Çiçeği virüsünün bağışıklık sistemi üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu düşünmüyor. Bu isimlerden biri de Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu’ndan Michael Marks… Marks, “Tüm enfeksiyonların bağışıklık sisteminde geçici tepkilere neden olduğu gerçeğinin ötesinde, M-Çiçeği bağışıklık sistemi üzerinde uzun vadeli etkileri olduğuna inanmıyoruz” şeklinde açıklama yaptı. Bu görüşe katılıyor musunuz? 

Bu soruma “M-Çiçeği virüsünün bağışıklık sistemi üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı doğrudur” cevabını veren Prof. Dr. Koçak, “Örneğin AIDS hastalığına neden olan HIV virüsünün bağışıklık üzerinde direkt etkisi bulunuyor. Bugüne kadar ki verilere göre çiçek virüsünün veya M-Çiçeği bağışıklık sistemini devreden çıkaracak veya bozacak böyle bir etkisi olduğunu ben de düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

M ÇİÇEĞİ, KORONAVİRÜS GİBİ BİR PANDEMİ ORTAMI YARATABİLİR Mİ?

Prof. Dr. Nafiz Koçak, "Şu an için Covid-19 pandemisindeki gibi tüm dünyayı etkisi altına alacak bir salgın bekleyemeyiz. Eğer virüs damlacık yoluyla yoğun bir şekilde bulaşmaya başlarsa ki bu biraz zor görünüyor, o zaman panik haline geçmemiz gerekebilir” dedi.

BELİRTİLERİ, BULAŞMA YOLU, TEDAVİSİ... İŞTE EN ÇOK MERAK EDİLENLER

T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından, toplumun M-Çiçeği hakkında en çok merak ettiği konular belirlenerek ‘sık sorulan sorular’ oluşturuldu. ‘M çiçeği Rehberi’, T.C. Sağlık Bakanlığı sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

Bakanlığın paylaşımında M-Çiçeği belirtilerini ateş, baş ağrısı, kas ağrıları ve sırt ağrısı, büyümüş lenf nodları, solunum sistemi semptomları (örneğin boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı veya öksürük) ve hastalığa özgü karakteristik cilt döküntüleri olarak sıraladı.

M-Çiçeğinin cilt döküntüleri, kabuklar veya vücut sıvılarıyla doğrudan temas yoluyla bulaşabileceği ve uzun süreli, yakın temas veya cinsel temas (öpmek, sarılmak, cinsel ilişki) sırasında yayılabileceği belirtildi.

Açıklamada, "M-Çiçeği olan bir kişi, belirtiler başladıktan sonra cilt döküntüsü tamamen iyileşene ve temiz cilt görünümü oluşana kadar virüsü bulaştırabilir" denildi. Ayrıca, "Bazı hastalar belirtiler başlamadan 1-4 gün önce virüsü bulaştırabilir; ancak belirti göstermeyen kişilerin virüsü bulaştırdığına dair kanıt bulunmamaktadır" ifadesi yer aldı. M-Çiçeği hastasının kullanmış olduğu eşya ve malzemelerle temastan kaçınması gerektiğine dikkat çekilirken, ellerinizi sık sık sabun ve suyla yıkanması gerektiği veya alkol bazlı bir el antiseptiği kullanması çağrısında bulunuldu. 


M-Çiçeği hastasının kullandığı eşya ve malzemelerle temastan kaçınılması gerektiği vurgulanırken, ellerin sık sık sabun ve suyla yıkanması veya alkol bazlı el antiseptiği kullanılması önerildi.

Bakanlık, M-Çiçeğinin havuz, sıcak küvet veya su parklarındaki sulardan bulaşabileceğine dair net bir çalışma bulunmadığını belirtti. Ancak virüsün insandan insana yakın temas ve cilt teması yoluyla bulaşabileceği vurgulandı. Ayrıca, M-Çiçeği hastasının havlusu, havuz oyuncağı veya giysisi gibi eşyalarının bir başkası tarafından kullanılmasıyla hastalığın bulaşabileceği ifade edildi. Eğlence amaçlı su mekânlarında dezenfeksiyon ve havuzların uygun şekilde klorlanmasıyla bulaşma riski ortadan kalktığının da altı çizildi.

Fotoğraflar: iStock

Güncellenme Tarihi : 21.8.2024 11:34

İLGİLİ HABERLER