Kadınlarda görülen kanserlerin beşte birini oluşturan meme kanseri son yıllarda artsa da tedavisinde alınan yol, teknolojik gelişmeler ve tanı olanakları hastalığı tedavi edilebilir bir hale getirdi. Öyle ki, en sık görülen kanser olmasına rağmen, diğer kanser türleriyle karşılaştırıldığında ölüm oranı artmayan ve yaşam süresinin daha uzun olduğu bir kanser türü olarak karşımıza çıkıyor.
Erken teşhis çok önemli
Yeni tedavi yöntemleri ve ilaçlar, günümüzde meme kanserine karşı önemli silahlar. Ancak bunlara rağmen üzerinde durulan ve hâlâ önemini yitirmeyen en önemli nokta; erken teşhis...
Meme kanseri, erken teşhisle bugün, yüzde 95'in üzerinde başarıyla tedavi ediliyor. Böylece hastalıktan tamamen kurtulma şansı da artıyor. Meme kanseriyle ilgili merak edilenleri, İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı ve Acıbadem Sağlık Grubu Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Haluk Onat'la konuştuk...
Meme kanserinin belirtileri nelerdir? - Meme kanserinde belirtiler ortaya çıktıktan sonra hastalık epey ilerlemiş durumdadır. Önemli olan, belirtiler ortaya çıkmadan hastalığın yakalanması. Belirti olarak ele bir kitle gelmesi, onun deriye yapışması, akması gibi lezyonlar, hastalığın çok ileri olduğunu gösterir. Önemli olan daha ele gelmeden yakalanması. Bu nedenle erken teşhis çok önemli.
Erken teşhis için ne yapmalı? - 20 yaşından sonra kadınların her ay aynanın önüne geçip memelerini kendi kendilerine muayene etmelerini öğrenmeleri lazım. Özellikle annesi, teyzesi, ablasında, daha doğrusu yakın akrabalarında ikiden fazla meme kanseri bulunanlar daha erken yaşta başlamalı. Genel olarak 30 - 35 yaşından sonra her ay muayene ve 35 yaşından itibaren her yıl bir mamografi çekilmesi gerekiyor. Bunlarda bir şey yoksa menopoza kadar tekrar bir mamografi yaptırmalarına gerek yok. Menopozdan sonra da her yıl mamografi çektirilmeli.
Elle kontrol nasıl yapılır?
Elle muayene nasıl ve ne zaman yapılmalı? - Öncelikle doktorun göstermesi, kadının bunu öğrenmesi lazım. Aynanın karşısına çıplak olarak geçip elini beline koyup göğüslerinde bir değişiklik var mı bakması lazım. Sonra kolunu yukarı kaldırıp göğsünün üzerinde diğer eliyle hafif hareketler yapıp bir kitle gelip gelmediğine bakması lazım. Muayene dönemi önemli. En iyi muayene zamanı, adet gördükten sonraki haftadır.
Risk faktörleri nelerdir? - Meme kanseri riski yaşla artıyor. Ayrıca ailesinde meme kanseri öyküsü olması, erken yaşta adet görmek, geç yaşta menopoza girmek, beslenme tarzı, menopozda hormon kullanımı, riski artıran faktörler. Fazla kilo, özellikle menopoz sonrasında riski 2 kat arttırıyor.
Kimleri daha çok tehdit ediyor? - Meme kanseri üst sosyal sınıflarda daha sık görülüyor. Bu gruptakilerin daha fazla yağ ve kalori alımıyla meme kanserinin ilişkisi olabileceği düşünülüyor.
Nasıl beslenilmeli?
Ne tip beslenme meme kanseri açısından riskli? - Araştırmalar et ve süt ürünleri gibi yüksek yağ içeren yiyeceklerin tüketilmesiyle meme kanseri riski arasında pozitif bir ilişki olduğunu gösteriyor. Diğer taraftan bitkisel gıdalarla beslenen kadınlarda meme kanseri eğilimi daha az bulunmuştur. Ayrıca günlük alkol alım miktarı artışıyla risk artışı arasında ilişki var. Günde 15 gram ve üstü alkol alımı, alkol içmeyenlere göre meme kanseri riskini yüzde 50 arttırır.
Kalıtımın rolü ne kadar? - Görülen tüm meme kanserleri arasında rolü yüzde 15 kadar. Bu kişilerde meme kanserine neden olan gen, BRCA 1 ve BRCA 2 genleridir. Ailesinde çok sayıda meme kanseri olanlarda bu genler var mı bakılmalı. Kişi bu genleri taşıyorsa hayatı boyunca meme kanseri gelişme riski çok yüksektir ve erken yaşta ortaya çıkabilir. Bu nedenle erken yaşta takibe almak lazım.
Nasıl korunulur?
Meme kanserinden korunmanın yolları nelerdir? - En kolay yolu genç yaşta sağlıklı doğum yapmak ve bebeği emzirmek. Bunu yapmakla meme kanseri riski önemli ölçüde azalacaktır. Bunun yanında kilo almamaya gayret edilecek, alkol alımının makul ölçülerde olmasına dikkat edilecek, egzersiz yapılacak.
Gebelik riski nasıl azaltıyor? - Meme kanseri üzerine gebeliğin etkisi ilk doğum yaşıyla ilgili. İlk doğum yaşı 18 - 19 olanlara karşın, ilk doğum yaşı 30 ve üstünde olanların meme kanseri olma riski 4 - 5 kat artmakta. Doğum yapmamış veya 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapmış, bebeğini emzirmemiş kadınlar açısından da risk artıyor.
Doğum kontrol hapları risk yaratır mı? - Hormon kullanılan her türlü ilaç mutlaka bir doktor denetiminde olmalı. Doğum kontrol haplarının riski küçük oranda artırdığı saptanmıştır. Ancak uzun süreli ve genç yaşta kullanmaya başlamak riski arttırır. Özellikle annesi veya kız kardeşi meme kanseri olanlarda risk, kullanmayanlara göre 3 kat artar.
Mutlaka egzersiz yapın
Egzersizin olumlu katkısı var mı? - Fiziksel aktivitenin meme kanseri riskini azalttığına dair çok önemli kanıtlar var. Özellikle kız çocuklarında erken yaşlardan itibaren atletizm ve balenin vücudun hormon yapımını etkileyerek adeti geciktirebileceği (yani yumurtlama sayısını azaltabileceği) ve meme kanseri riskini düşürebileceği biliniyor. Özellikle ailesinde meme kanseri olanların kızlarına spor yaptırmaları öneriliyor.
Meme kanseri son yıllarda arttı mı? - Evet. Görülme sıklığı Batı ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de arttı. Bunun nedenlerinden biri, hastalığın tanıyla erken dönemde artık daha kolay anlaşılması. Bunun dışında kesin olmamakla birlikte sosyo ekonomik seviyedeki kişilerin beslenme tarzı, fast food yemek, düzensiz beslenme kısacası Batı tarzı beslenme üzerinde duruluyor. Örneğin Japonya'da artmıyor.
Tedavide yeni gelişmeler neler? - Kemoterapide her gün yeni ilaçlar geliştiriliyor. Kemoterapi, tedavide hâlâ çok etkili. Hayatı uzatıyor. Tümörün durumuna göre, hormona duyarlı olup olmaması diğer risk faktörlerine göre kemoterapiyle birlikte hormonal tedavi de uygulanıyor. Hormonol tedavide de kullandığımız yeni ilaçlar var.
Bunlara dikkat!
Hem meme kanseri olmamak hem de tekrarlama ihtimalini azaltmak için ideal kiloda olmak şart.
Haftada 4 gün, 45 dakika tempolu yürüyüş yapan kadınlarda meme kanserinin ortaya çıkma riski yüzde 25 azalıyor.
Teşhis konulan hastalarda kilo risk yaratıyor. Tedavinin yan etkileri nedeniyle kilo alan hastaların bu kilolarından kurtulması şart.
Alkol önerilmiyor.
Radyoterapiye giren hastalar sigara içmeye devam ederlerse tedavinin etkisi azalıyor ve meme içinde nüks ihtimali 2,5 kat artıyor. California'da 100 bin kadın üzerinde yapılan bir araştırmada sigara içen kadınlarda meme kanserinin yüzde 30 daha sık görüldüğü saptandı.
Riskiniz ne kadar?
Aile üyeleri arasında meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri riskinin arttığı biliniyor. Bu nedenle Türkiye Meme Vakfı, özellikle ailesinde meme kanseri olan kadınların riskini belirlemek için bir test uyguluyor. Amerikan Kanser Enstitüsü tarafından hazırlanan bilgisayar ortamındaki `Meme Kanseri Risk Hesaplanması Programı'yla meme kanseri riski, yüzde olarak saptanıyor. Vakıfta, bu program desteğiyle meme kanseri riskinizi hesap ettirip, gerekli önlemleri de öğrenebilirsiniz.
'Tedaviye en iyi yanıt veren kanser'
İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü'nden Prof. Dr. Maktav Dinçer, meme kanserinin tedavide en iyi cevap veren kanser türü olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: ''Öncelikle tarama çok önemli. Erken tanı hâlâ en sıcak konu. Tarama yapılan toplumlarda meme kanserinden ölümlerin yüzde 25 - 30 azaldığı ispatlandı. İki hafta önce yapılan Avrupa Meme Kanseri Kongresi'nde bu konu yine vurgulandı. Meme kanseri şifa şansı olan, erken yakalandığında tedavi şansı artan bir hastalık. Erken tanı dediğimiz zaman elle hissedilmeyecek kadar ufakken mamografiyle tespit edilmesini kastediyoruz. Tümörün çapı 1 santimetrenin altında oluyor. Böylece meme kanserinin nüksetmemesi ve ömrü uzatma şansı yüzde 95'in üzerinde oluyor.''
Meme kanseri tedavisinde en son gelişmeler neler?
Prof. Maktav Dinçer, meme kanseri tedavisindeki son gelişmeleri şöyle özetledi:
CERRAHİDE: Meme kanserinde cerrahi giderek minimalize oluyor. Bunun önemi yan etkileri azaltması. Eskiden meme alınıyordu, şimdi memedeki tümörü alıyoruz. Ayrıca koltuk altı boşaltılıyordu şimdi özel bir teknikle sadece memeden muhtemelen gitmiş olan metastazı barındıracak lenf bezini bulabiliyoruz. Ve 15 tane çıkarmak yerine bir veya iki tane nöbetçi dediğimiz bezler çıkarılıyor. Bu da ameliyat süresini kısaltıyor, komplikasyon olasılığını azaltıyor ve en önemlisi uzun vadede kadının kolunda olabilecek ödemi, şişliği azaltıyor. Klasik koltuk altı cerrahisi geçiren kadınlara o taraf kolunuzu kullanmayın, ağırlık taşımayın derdik. Spor yapıyorsa tenis oynuyorsa bunları yapamıyordu cerrahi sonrasında. Bunlar da yaşam kalitesini etkiliyordu. Koltuk altını koruyucu yaklaşımla hayat kalitesi yükseliyor, kolda ödem ve enfeksiyon riski kalkıyor.
İLAÇLARDA: Yeni ilaçlar ömrü uzatıp iyileşme şansını artırıyor. Artık erken dönemdeki hastalardaki başarıların yanında hastalığı nükseden hastalarda da başarılı sonuçlar alınıyor. Hastalığı metastaz yapanlarda da etkili ilaçlar yıllarca yaşamasını sağlıyor.
RADYOTERAPİDE: Cerrahi gibi radyoterapi de ufalıyor. Meme alınmadığı zaman 6 hafta radyoterapi yapıyorduk. Bunun yerine bir haftalık radyoterapi var. O da memenin tamamına değil sadece tümör yatağına ışınlanıyor. Bu, rutin uygulamaya geçmedi ama İtalya, Amerika ve İngiltere'de bazı hastaneler tedavi protokollerine alıp uygulamaya başladı. Bu da önemli bir konfor sağlayacak kadına. Başarı şansı yüksek. `Kısmi meme ışınlaması' denen bu yöntemde hasta 30 seans yerine, 5 seans gelerek tedavisini yaptıracak.
MİLLİYET
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:58