Gündem
  • 30.10.2002 00:18

MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ :"4 KASIM'DA TEK BAŞIMIZA İKTİDAR OLMADIKÇA, BOZKURTÇA HAREKET EDEMEYİZ"

KAYNAK : Haber Vitrini ALPARSLAN DEMİRBAŞ KIRŞEHİR - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, "18 Nisan seçimlerinde tek kolumuzu verdiniz, 4 Kasım'da iki kolumu verin ki ülke meselelerini çözüme kavuşturayım" dedi. Akşam saatlerinde Kırşehir'e gelen MHP Lideri Devlet Bahçeli, soğuk havaya rağmen kendisini uzun süre bekleyen yaklaşık 5 bin kişiye seslendi. Kırşehir'e gelmekte geciken Bahçeli, kendisini bekleyenlere akşam karanlığında seslenmek zorunda kaldı. Bahçeli, konuşmasında özellikle 88'li yıllardan bu yana siyasi istikrarsızlık nedeniyle sürekli olarak seçime gidildiğinden yakınarak, "Ülkemiz bir türlü siyasi istikrara kavuşamamaktadır. Çok sık iktidar değişlikleri görülüyor. Her siyasi bunalımda yeni bir hükümet oluşturulmaya çalışılıyor. Yılların birikmiş veya ertelenmiş veya çözümsüzlüğe terk edilmiş sosyal ve ekonomik meseleleri yığıla yığıla çözümsüz bir yumak haline dönüşüyor. Ve iktidarda bulunanlar çok uzun süreli iktidarda olamadıkları için projeleri uygulamaya koyamıyorlar ve her konu yarıda kalıyor. 90'lı yıllarda 10 yılda 11 iktidar değişikliği olmuştur. Koalisyonlar bozularak yeni iktidar arayışları ortaya çıkmıştır. Bu da siyasi istikrarsızlığa neden olmuştur. Siyasi istikrar çok önemlidir. Siyasi istikrar olmadan ekonomik istikrar sağlanamaz" diye konuştu. "GÖREVİMİZ SANDIK BAŞINA GİTMEK OLMALIDIR" Bahçeli, 3 Kasım seçimlerinde tüm MHP'lilerin oy kullanmasının zaruret olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Seçimlerin erkene alınması bazen zaruret olabilir. Ama bu seçimler siyasi istikrarı getiren bir sonucu da sunmalıdır. İsteğimiz, 3 Kasım 2002 günü en zor şartlarda bile sandık başına gidilmesidir. Birinci görevimiz mutlaka sandık başına gitmek olmalıdır. 18 yaşına gelmiş ve oy kullanacak gençlerimizin sayısı 5 milyon 600 bin kişidir. Onun için de uzun ömrünüzde ilk defa siyasi kültürünüzün gelişmesi için, demokratik sürecin gelişmesi için, ülkemizin ve kendinizin geleceği için koşa koşa, elele sandık başına gitmelisiniz. İktidarların şekillenmesinde belirleyici unsur olacaksınız. Çünkü siz milletimizin geleceğisiniz. 3 Kasım seçimleri çok büyük anlam ve önem kazanmıştır. 3 Kasım seçimleri MHP'nin çağrısı üzerine yapılan bir seçimdir. Seçim takvimi belirlendikten sonra birçok yolla bu seçimlerin ertelenmesi için uğraşılmıştır. Bunlar seçimlerden korkmuşlardır. Ama dar bir zamana seçimleri sıkıştırarak iki ayağı bir pabuca sığmaz bir vaziyette seçim çalışmalarına girişilmiştir. Halbuki bu siyasi partilerimiz Anadolu'nun her tarafını gezerek halkımızla dertleşebilselerdi, daha iyi olmaz mıydı? Ama bütün bunlara rağmen 3 Kasım seçimi milletimizin kader seçimi olacaktır." Dış güçlerin baskısı ve desteğiyle bir ülkenin siyasi istikrarı sağlayamayacağını da belirten Bahçeli, "Hangi partide olursak olalım, Türkiye'de hiç kimse iç ve dış odaklardan, çevrelerden aldığı desteklerle, sahip olduğu güçlerle bir ülkenin siyasal iktidarlarını belirleyen bir unsur haline gelmemelidir. Siyasi iktidarların demokrasi içinde belirlenmesi, seçimler aracılığı ile millet iradesine başvurularak yapılmalıdır. Millet iradesini hiçe sayanlar sözde demokratik geçinenlerdir. Türkiye'de bütün kurum ve kuruluşları ile demokrasinin işlemesi için meydanlarda demokrat, kapılar arkasında fiskos siyasetine girmiyorsak millet iradesine başvurmaktan korkmamalıyız. Siyasi iktidarlar siyasi istikrarı sağlayacak bir yapı kazanmıyorsa yine seçim yapmalıyız, yine seçim yapmalıyız. Çünkü seçim demek millete başvurmak demektir, onun görüşünü almak demektir. Milliyetçi olmak, demokrat olmak bu kararı almaya yetecektir. Eğer iktidardaysanız ve önünüzde 2 yıl varsa, sosyal ve ekonomik hayatı yeniden yapılandırmak için böyle bir seçim isteniyorsa, bunun altında ülke sevdası vardır. Öyle durumlar vardır ki, partinizi ve koltuğunuzu düşünemezsiniz, 'Ülkem' dersiniz. Onun için seçimden başka bir yolu kabullenemeyiz" şeklinde konuştu. Bahçeli, MHP ile ilgili çeşitli olumsuz eleştirilere de şöyle cevap verdi: "Bize 'teslimiyetçisiniz, arka tekersiniz' gibi sözler söyleyerek insanlarımızı tahrik etmeye çalıştılar. Zannettiler ki yüzer gezer oylar kendilerine dönecek. 'Masaya niye vurmuyorsunuz?' diyorlar. Masaya niye vuralım? Elimize neşter alıp halkımızın sorunlarını çözmek varken, niye masaya vuralım?" "ANAHTARI NEREYE KOYDUĞUNUZU UNUTTUNUZ" Türkiye'nin sorunlarının çözülebilmesi için MHP olarak tek başına iktidar olmaları gerektiğini de ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Yoksulluk içindeki milletimize 'size anahtar vereceğiz' diye siyaset yapmayalım. Anahtarı nereye koyduğunuzu unuttunuz. Şimdi seçim meydanlarına çıkıp bir kart veriyorsunuz. Ne olacak o kartlar? MHP, yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele projesinin yanına ekonomik toparlanma ve geri dönüşüm projesini koyuyor. Onun yanına devlet yönetimi ve toplumsal ahlak, kalite tesisini koyuyoruz. 'Dokunulmazlık kaldırılsın, sosyal ahlak yasası çıksın, şöyle olsun, böyle olsun' diye tane tane, parça parça insanlara ortamına göre nutuk atacağınız yere bize kulak verin. İşte bunların alayı bizim projelerimizde var. Ama bu projeleri uygulamaya koyabilmek için yeterli siyasi güce ihtiyaç var. Ne kadar güzel proje üretirseniz üretin, tek başınıza bir sorumluluk üstlenmedikçe Bozkurtça davranamazsınız. Bizi 18 Nisan seçimlerinde Meclis'e göndermenizin kazancı şu oldu: Uzaktan tanıdığımız devleti biliyoruz. Hangi kurumlar çürümüş biliyoruz. Gerekli bilgi ve beceriyi kazandık. Tek başımıza iktidarda bu bilgileri değerlendireceğiz. Bu siyasi güce ihtiyacımız var. Anketlere aldırış etmeyin. Bunlar yasal değil. Araştırma yaparken siyasileri daha iyi çalışmalara yönlendireceği yerde bazı iç ve dış çevrelerle işbirliği içinde kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyorlar. Ortada seçim yok, 4 Kasım'ın iktidarlarını ve ülkenin Başbakanı'nı tayin ediyorlar. Siz kimsiniz? Milletin iradesinin üzerine ambargo koyabilir misiniz? Tahterevallinin bir tarafına birini, diğer tarafına birini oturtmuşlar. Ortada olağanüstü bir gelişme ve başarı yok. Bir hafta biri yükseliyor, öbür hafta biri. Sonra ikisini televizyona getiriyorlar. Birisi 'sen birinci parti olacaksın' diyor, diğeri 'ben başbakan olacağım' diyor. Birisi 'sen birinci parti oldun ama siyasi yasağın var. Şimdiden Başbakanın adını söyle' diyor. Şu karşılıklı diyaloga bakın. Sanki ülkeyi 4 Kasım'da bunlar yönetecek. Kamuoyu MHP'ye hiç hak tanımıyor. Gel de Anadolu'yu karış karış gezip 10 binlerle tanış. Türk demokrasisine, Türkiye'deki siyasi gelişime böyle bir yönlendirmeyle ne kadar zarar verdiğinin artık farkında ol. Milletimiz bu değerlendirmelere karşı gerekli dersi verecek ve sonuçlar milletimin iradesi ile gerçekleşecek. 18 Nisan seçimlerinde bir kolumu kullanmama müsaade ettiniz. Geliniz Türkiye'nin bütün ekonomik meselelerini çözebilmek ve projelerini toplum hayatına geçirebilmek için iki kolumla Türkiye`yi kucaklayabilecek bir siyasi gücü bana verin. Göreceksiniz ekonomik ve sosyal sorunlar çözüme kavuşacak. Hayal ettiğini kendi gelirinin artışı ile sağlayacaksın." Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:31

İLGİLİ HABERLER