"MHP ve BDP'nin de Kamer Genç'leri türedi"
KONYA - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Leyla Zana'nın açıklamalarıyla ilgili, ''Leyla Zana'nın 'Ben Başbakan'a şunları, şunları söyledim' demesi, Başbakan'ın da bunları kabul ettiği ve hemen hayata geçirdiği anlamına gelmiyor'' dedi.
Çelik, Dedeman Otel'de partisinin il başkanlığınca düzenlenen ''Tanıtım ve Medya Günleri'' kapsamında basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Burada bir gazetecinin; Abdullah Öcalan'ın ev hapsine alınabileceği yönündeki haberlerle ilgili sorusu üzerine Çelik, hiçbir bakan tarafından Öcalan'ın ev hapsine alınabileceğiyle ilgili bir ifadenin kullanılmadığını söyledi.
Çelik, Bülent Arınç'ın katıldığı televizyon programında kendisine yöneltilen bir soru üzerine; 'Silahlar bırakıldıktan sonra bu konular konuşulabilir' dediğini vurgulayarak, ''Bu konular konuşulabilir demek, bu konular yapılabilir anlamına gelmiyor. Bülent Bey'in her zaman söylediği bir şey var. Sıkılı yumrukla el sıkışamazsınız. Sizinle benim el sıkışabilmesi için önce yumrukların sıkılı olmaktan çıkarılması lazım. Bir taraftan bombalar patlıyor, mayınlar patlatılıyor. Siz gelip bu meseleyi konuşacaksınız. Eğer bu memlekette terör bitecekse, kin ve nefret bir tarafa bırakılacaksa, silahlar bırakıldıktan sonra her şey konuşulabilir ama bu verilecek anlamına gelmiyor. Arınç, 'Bizim gündemimizde Öcalan'ın ev hapsine alınması var' demedi'' diye konuştu.
Çelik, Başbakan'ın Leyla Zana ile görüşmesiyle ilgili bir soru üzerine, ''Leyla Zana sağduyulu bir çıkış yaptı ve BDP adeta ağzına biber sürdü. Dediler ki; 'o kendi görüşüdür, o çok saftır'. Leyla Zana'nın 'Ben Başbakan'a şunları, şunları söyledim' demesi Başbakan'ın da bunları kabul ettiği ve hemen hayata geçirdiği anlamına gelmiyor'' dedi.
Çelik, soruyu yönelten gazetecinin; ''Başbakan 'bunları kabul etmiyorum' diye de bir açıklama yapmadı'' demesi üzerine, şöyle konuştu:
''El insaf yani. Başbakan'ın tavrı, tarzı ortada... AK Parti'nin bir duruşu var. Leyla Zana, 'şunları, şunları söyledim' dedi. Bunları her gün söylüyor. Leyla Zana o normal mekanizmanın dışına çıkarak, sağ duyulu bir çıkış yaptığı için, Başbakan o sağ duyulu tavra karşı sağ duyulu bir tavır koydu ortaya. Kendisiyle görüştü. Görüşme de iyi geçmiş ama Leyla Zana'ya 'sen şunu söyleyebilirsiniz, şunu söyleyemezsiniz' deme hakkına sahip değiliz''
-Kurtulmuş'un AK Parti'ye geçeceği iddiaları-
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un AK Parti'ye geçeceği yönündeki iddiaların sorulması üzerine Çelik, AK Parti'nin böyle bir şeye ihtiyacı olmadığını, bunu doğru da bulmadıklarını ifade etti.
AK Parti'nin kitle partisi olduğunu, herkese kapılarının açık olduğunu dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
''Süleyman Soylu da konuşuldu bu konuda. Geçmişte her ikisi de Hükümet ile ilgili, Başbakanla ilgili çok nahoş şeyler söylediler. Ama kendileri gelmek istiyorlarsa 'biz böyle söyledik ama bugün doğru siyasi çizgi burasıdır, eski fikirleri de bir tarafa bıraktık. AK Parti'nin tüzüğü ve programı neyse onu kabullenerek geliyoruz' derlerse baş göz üstüne. Bizim içimizde eski solcular, eski ülkücüler, eski ANAP'lı, eski DYP'li, eski Milli Görüş partilerinden insanlar var ama hepsinin ortak paydası AK Parti'nin prensipleridir. Bu şartlar... Herkese eyvallah.''
-TBMM Genel Kurulu'ndaki kavga-
Çelik, ''Meclis'te son dönemlerde tartışma ortamından çok kavga ortamı oluşuyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz-'' şeklindeki soru üzerine, Meclis'teki kavgalardan halkın da hoşnut olmadığını bildirdi.
''Meclis arena değil vekiller de gladyatör değil'' diyen Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu dünyada da, zaman zaman birçok ülkede de olur ama ileri demokratik standartlara sahip olan ülkelerde bu pek olmuyor. En fazla Tayvan'da oluyor. Onlar karate de bildiği için maalesef çok tatsız görüntüler oluyor. Meclis'te iç tüzük çıkaracağız. Ana muhalefet partisi gitti kürsüyü işgal etti. Beyin enerjisini tüketenler gövdesini ortaya koyar. Konuşacak sözü, söyleyecek fikri olanlar kaba kuvvete tevessül etmezler. Kaba kuvvet aslında çok insani bir haslet değil. Kimse manda, boğa kadar kaba kuvvete sahip olamaz. Ama birisi size saldırıyor. Orada nefsi müdafaa da var. Düşünün; CHP kürsüyü işgal etmiş. Bizim hatip kürsüye gider, itip kakıyorlar orada. Bunlar hoş değil. Bu da şunun acziyetinden kaynaklanıyor. CHP aşağı yukarı 52 yıldır halktan onay alamıyor. İktidar olamamanın ve Başbakan'ın güçlü liderliğinin altında ezilmenin bir hırçınlığıdır bu. Eskiden sadece Kamer Genç vardı Meclis'in ahengini bozan. Şimdi MHP'nin de 'Kamer Genç'leri türedi. BDP'nin 'Kamer Genç'leri var. Bunlar yakışmıyor. Biz böyle şeylerin olmasını asla arzu etmeyiz. Orada bilekler değil beyinler konuşturulmalı. Meclis bunun için vardır.''
Çelik, özel yetkili mahkemelerin kaldıran kanunun çıkmasıyla, terörle, darbe ve darbecilerle mücadelede yargının elinin zayıflayacağı yönündeki endişelerin hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:
''CHP ve BDP'nin bu işten tatmin olmaması, bunun böyle olmadığını gösteriyor. 'Tüm bu özel yetkili mahkemeler, tüm sonuçları ve unsurlarıyla ortadan kalksın' dediğimiz zaman bundan en çok hoşnut olanlar Ergenekon, PKK ve onların siyasi uzantılarıydı. CHP, Ergenekon'un, BDP de PKK'nın siyasi uzantısıdır. Dün akşam Meclis'te sergilenen görüntüler ve onların bu işten tatmin olamaması gösteriyor ki; onlar umduklarını bulamamışlar. Burada esas yapılan şudur; bu değişiklikle birlikte yeni bir suç tanımı getirilmiyor. Yeni bir ceza tayini de söz konusu değil. Eski suçlar suç olarak kabul ediliyor. Bunun cezaları da var. Terörle mücadele kanununda usulle ilgili hepsi var. Hep eleştiri konusu olan, savunmanın güçlü olarak yapılmasının önündeki engeller ortadan kaldırıldı. Usulle ilgili bazı sıkıntılar ortadan kaldırıldı.''
-Wall Street Journal'daki iddialar
Suriye'nin Türk uçağını düşürmesiyle ilgili başka bir soru üzerine de Çelik, Wall Street Journal'ın Suriye'nin Türk uçağını kendi hava sahasında vurduğuyla ilgili bir iddiası olduğunu anımsattı.
Bu gazetenin Uludere ile ilgili de mide bulandıran bir haber yaptığını anlatan Çelik, şöyle devam etti:
''Bu gazetenin sahibi Murdoch'tır. Bu meşhur Murdoch, İngiltere'de istenmeyen gazetecidir. Gazeteciliğin maalesef etiğini ayaklar altına almış, büyük bir sermaye sahibidir. Siyonist lobinin de maşalarından birisidir. Wall Street Journal de bu konunun içindedir. Özellikle Obama yönetimi ile Türkiye'nin arasının açılması için olağanüstü gayret gösteriyorlar. Bundan sonraki seçimi Obama'nın kazanmaması için özel bir gayret gösteriyorlar. Çok yönlü Türkiye hükümetine ve Amerika hükümetine yönelik emelleri var. Suriye uçağımızı düşürdü, biz de bunun üzerine bir bardak su içmeyiz. Bu bir deyimdir. Olmamış kabul edemeyiz. Toplumu yöneten insanlar, duygularını aklının önüne çıkarmamalı. Biz aklımızı, duygularımızın önüne çıkarmak zorundayız. Enver Paşa için 'vatan haini' diyorlar ama bana göre o büyük bir vatanperverdir. Fakat Enver Paşa ve arkadaşlarının yüreği kubbe kadardı, beyinleri fındık kadardı. Onlar duygularını aklının önüne geçirdiği için hem kendilerini hem yönettikleri kitleyi felakete sürüklediler. Bu meselelerde haydi hurra ordu Şam'a. Karabağ meselesi çıkıyor, ordu Bakü'ye... Bosna meselesi çıkıyor ordu Bosna Hersek'e... Bu tarz, tarz değil. Biz bugün dünyada saygınlığı olan büyük bir ordusu olan ülkeyiz. Neyin ne zaman yapılacağı tespit edilir, tayin edilir, ülkenin menfaati, toplumun menfaati esas alınarak adım atılır.''
''Biz hasmane tutumun olmaması için olağanüstü gayret gösterdik şimdiye kadar ama bize kaşı hasmane tutumunu sürdürenlere herhalde biz de karanfil atmayız'' diyen Çelik, ''Türkiye'nin misilleme hakkı bakidir ama misilleme demek uçaklarımızın Şam'ı bombalaması, savaş açması anlamına gelmiyor'' dedi.