Medya
  • 26.9.2006 09:49

MUHAFAZAKAR MEDYAYA BİR 'İSMAİLAĞA CİNAYETİ' ELEŞTİRİSİ DAHA

ERGUN BABAHAN'IN SABAH'TAKİ YAZISI:

28 Şubat Semptomu ve eleştiri hakkı

Muhafazakar medya, İsmailağa Camisi'nde işlenen cinayet ve ardından meydana gelen gelişmeleri bu şekilde değerlendiriyor.
Bunun son örneği, Zaman Grubu tarafından yayınlanan Aksiyon Dergisi'nin son sayısında yer aldı.
Dergi, muhafazakar medyanın tamamına yakınının gösterdiği bir yaklaşım içinde ve camideki cinayetin üzerinde hiç durmadan, medyanın konuya yaklaşım biçimini ele alıyor.
Dergiye göre, bu olay Müslüm Gündüz-Fadime ilişkisi çerçevesinde görülmesi gereken bir gelişme.
Kutsal bir mekanda ölümle sonuçlanan iki olayın meydana gelmiş olması, katilin cemaat tarafından linç edilmiş olması sorgulanmıyor.
Sadece resimaltında "2006'da meydana gelen ikinci cinayet gibi, birincisi de tam aydınlanmadı" demekle yetiniliyor.
Oysa şimdi iktidarda muhafazakar bir parti. Bu partinin atadığı ve arkasında durduğu İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü var.
Eğer bir örtbas işlemi varsa, bunu yapan ilk kişi emniyet müdürünün kendisi. Çünkü emniyet müdürü cinayetin ardından yaptığı açıklamada katil zanlısının başını minbere vurarak öldüğünü iddia etmişti. Sonradan katil zanlısının linç edildiği ortaya çıktı.
Elbette, bir kısım medyada ve köşe yazarında 28 Şubat özlemi var, ancak bunu İsmailağa cinayetine bağlamak ne kadar doğru sorgulamak gerekir.
Muhafazakar basın, kendilerinin de sorgulaması gereken bir çok olayda sessiz kalırken, mainstream medyanın kimi konuların üzerine gitmesini 28 Şubat özlemi olarak damgalayarak aslında kendi dayandığı tabana da kötülük yapıyor.
Çünkü özgür tartışmanın, sorgulamanın önünü kesiyor.
Dereden geçirme olayı da bunun çarpıcı bir örneği.
Muhazakar kesim bu olayı görmezden geldi veya büyük medyanın belediyeye karşı bir oyunu olarak değerlendirdi.
Belediye Başkanı, olaya karışan müdürü görevden alarak yerinde bir tepki koydu da konu dallanıp budaklanmadı.
Ama benzer yaklaşım eşini döven AK Parti milletvekili konusunda da gösterildi.
Demek istediğim, muhazakar medya 28 Şubat semptomu ile biat kültürünü karıştırıyor. Böylelikle de sanki her türlü eleştirel tavrın önü kesilmek isteniyor.
Biat kültüründe, muhazakar bir iktidar ne yanlış yaparsa yapsın görmezden gelme eğilimi ağır basıyor.
Seçimle işbaşına gelmiş bir iktidarın antidemokratik yollarla yıpranmasına hep birlikte karşı çıkalım, ancak muhazakar taban veya temsilcilerinde ortaya çıkan yanlışları "28 Şubat oyunları" diyerek görmezden gelmeyelim.
Eğer siz kimi konuları görmezden gelir ve işinize gelen olayların üzerine gitmekle yetinirseniz, yarın iktidar olmadığınızda size de aynı biçimde davranıldığında yapayalnız kalırsınız.
O yüzden, olaylara ilkesel bakmak ve yanlışı failinin kimliğine bakmaksızın eleştirebilmek demokrasiyi ve demokratik yolla gelmiş iktidarı zora düşürmez.
Aksi ise başta kamplaşma olmak üzere her türlü tehlikeye kapıyı açar.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 03:03

İLGİLİ HABERLER