Muhalefet, 'dini inancı sebebiyle başını örten' ifadesini çıkarmak istedi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, TBMM'de görüşülen başörtüsü ile ilgili anayasa teklifinde 'dini inancı sebebiyle başını örten' ifadesinin kaldırılmasını isteyen muhalefete karşı çıktıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile harekete geçen AK Parti ve Cumhur İttifakı paydaşları, başörtüsüne anayasal güvence getiren çalışmayı tamamlayarak TBMM'ye sunmuştu.
Bu kapsamda TBMM'ye gelen teklifin komisyon süreci tamamlandı.
Başörtüsüne anayasal güvence getiren ve evlilik birliğini tanımlayan Anayasa değişikliği teklifi, TBMM Anayasa Komisyonu'nda kabul edildi.
Muhalefet oylamaya katılmadı
3 maddelik Anayasa teklifi oy birliğiyle kabul edildi. Oylamaya AK Parti ve MHP'li vekiller katıldı. CHP, İyi Parti ve HDP milletvekilleri oylamaya katılmadı.
AK Partili Hayati Yazıcı, muhalefetin itiraz gerekçesini anlattı
Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, TBMM'de görüşülmekte olan başörtüsünün anayasal güvence altına alınmasına dair yasa teklifiyle ilgili açıklamalarda bulundu
Muhalefetin teklifte kaldırılmasını istedikleri ifadeye değinen Yazıcı, şunları söyledi:
"Bu konuyu Türkiye'nin gündeminden çıkarmıştık"
"Türkiye'de gerçekten yıllardan bu yana başörtüsüyle alakalı yapılan uygulamalar büyük travmalara yol açmıştır. Türkiye bu konudaki uygulamalar sebebiyle toplumsal hayatında, aile ölçeğinde, bireylerin yaşam tarzında haksız uygulamaların sergilendiği ülke olmuş. Vatandaşımız bu yasaklara karşı tepkisini yıllardır koydu. Anayasada, yasalarda, kanun ve anayasa düzeyinde herhangi bir düzenleme olmamasına rağmen fiili durum olarak bu yasak uygulandı. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi dikleşmeden, dik durarak bu haksızlıklarla mücadele ettik. Bu konuyu Türkiye'nin gündeminden çıkardık."
"Nasıl olduysa CHP gündeme taşıdı"
"YÖK, devlet memurları yönetmeliğinde yapılmış olan değişiklikleri yürürlükten kaldırdık. Artık inancı gereği başını örten vatandaşlarımızın kamusal alanda faaliyette bulunmasının önünü açtık. Bu sorun halledilmiş durumdaydı. Birden nasıl olduysa CHP bu alanı yasayla düzenlemek suretiyle gündeme taşıdı. Bu şunu çağrıştırdı; başörtüsü konusundaki bütün uygulamaların özünde fiili durum, hukuk dışı duruşlar, laiklik bahane edilmiştir. Danıştay, AYM, YÖK ve kimi üniversiteler öyle yaptı. Bu teklifle yeniden gündeme taşındı. Bu alanı kanunla düzenleyelim şeklindeki teklif. İleride gelecek zamanlarda daha önce yaşanmışa benzer fiili durumlar avdet edebilir kaygısına yol açtı. Bunun yer alacağı düzey Anayasa olması lazım. Başörtüsü din ve vicdan özgürlüğünün uzantısıdır. Hak ve özgürlükler katalog olarak Anayasa'da yer alır. O halde bunu Anayasa'da düzenleyelim dedik."
"Dini inancı sebebiyle başını örten" ifadesinin çıkarılmasını istediler
"Çalışmalar yapıldı, Anayasa'nın 24. maddesinde başörtüsü, din ve vicdan özgürlüğünü tahkim ederek, 41. maddede aile yapısıyla ilgili teklif hazırladık. Teklif hazırlama süreçlerinde arzu ettik ki bu Meclis bunca zamandır birlikte, iktidarıyla, muhalefetiyle düzenleme yapabilmiş değil. Bütün bu karmaşa ortamına, keskin siyasi rekabete rağmen bu noktada birlikteliği sağlayalım, bunu arzu ettik. Ama kabul görmedi. Teklifimizle alakalı muhalefet partileri değişiklik önergesi verdi. 24. madddede din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili iki maddede, 'dini inancı sebebiyle başını örten' ifadesi vardı. Bu ifadenin buradan çıkartılmasını istediler. Neden çıksın? Gerekçe ne?"
"Getirdikleri öneri, başörtüsü sorununu çözmüyor"
"Zaten dini inancı gereği olarak başını örtüyor. Vatandaş bunu böyle ifade ediyor ve kabul görüyor. Devletin kural koyma yetkisinin sınırı var, sizin hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırmaması gerekir. Muhalefet partileri teklifimizi başkalaştıracak, varoluş sebebini ortadan kaldıracak değişiklikle geldiler. Getirdikleri teklif bizim teklifimizde değişiklik içeren teklifti. Sorunu bağlamından kopartan bir teklif. Başörtüsü düzenlemesini niçin yapıyoruz? Başını örtmek din ve vicdan özgürlüğünün devamı. Bu dini inancı ibaresinin metinden çıkartılmasını talep ediyorlardı. Bizim teklifimizde başörtülü veya başı açığa devlet müdahale edemez şeklindeydi. Muhalefetin getirdiği öneri başörtüsü problemini çözmüyor, başkalaştırıyordu."
"Laiklik, dini değerlerin düşmanı bir araç değil"
"Başörtüsüne ilişkin düzenleme nereden neşet ediyor? Din ve vicdan özgürlüğün gereğidir. Böyle bir gerek olmasa biz de düzenleme yapmayız. Metinde 'dini inancı gereği' ifadesi bu konuya vurgu yapmak için yer alıyor. Onlar bu ibarenin metinden çıkarılmasını istedi. Başörtüyü sosyal davranış biçimi olarak düzenleme öneriyorlar. Dolayısıyla kabul görmedi. Bu dini kuralları esas alarak düzenleme olur, Anayasa Mahkemesi iptal eder, laiklik diye argümanlar kullanılıyor. Laiklik dini değerlerin düşmanı bir araç değil. Din ve vicdan özgürlüğünün teminatı olan bir kavram. Dini inancı gereği başını örtmenin anayasal güvenceye kavuşturulmasının laikliğe aykırı şekilde yorumlanabileceğini zannetmiyorum."
"Meclis'te kabul edilmezse millete taşırız"
"İşi doğru yapmak lazım. Doğruyu farklılaştırırsanız ileride teamüle dönüşür. Biz doğru olan yerde durduk, muhalefet bunu kabul etmedi, komisyonu terk ettiler. Biz Meclis'e taşıyacağız. Genel Kurulda oylama gizli yapılacak. Milletvekilleri vicdanlarına danışarak bunun Türkiye için doğru olup, olmadığını düşünerek oy verecek veya vermeyecek. Biz gücümüz kadar iş yapmakla yükümlüyüz. Şayet kabul edilmezse biz bunu millete taşırız. Bu yaşanmış süreç olacak. Seçim kampanya platformlarında tartışılır. Biz yaptığımızın doğru olduğuna inanıyoruz. Bize siyasi katkısı olmanın ötesinde Türkiye için doğrudur yaptığımız. Türkiye, travmatik, hukuk dışı süreçleri yaşamamalıdır. Başarabilirsek gücümüz bu, başaramasak da bu ülkenin sahibi aziz millettir."
Güncellenme Tarihi : 26.1.2023 18:32