Netanyahu'nun önce paylaşıp sonra sildiği Tweet infiale yol açtı

İsrail Başbakanı'nın bir tweeti siyasi bir infiale yol açar ve Lapid'in partisi şu yanıtı verir: Netanyahu aklını kaçırdı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD ve İsrail'deki sağcı liderlere karşı yasanın kullanılmasını, solun desteklediği "derin devlet komplosu"na benzeterek büyük bir tartışmaya yol açtı.

Netanyahu'nun resmi hesabından hemen silinen ve kişisel hesabında yeniden paylaşılan tweet'inde şunlar yazıyordu:
"Amerika ve İsrail'de, güçlü bir sağcı lider seçim kazandığında, derin devlet halkın iradesini engellemek için hukuk sistemini çarpık bir şekilde kullanır. İsrail'de veya Amerika'da kazanamayacaklar. Birlikte güçlü duruyoruz."

Bu tutum, özellikle İsrail'in ABD'de siyasi tarafsızlığını sürdürme çabaları göz önüne alındığında sert eleştirilere maruz kalıyor. ABD'de belirli bir siyasi partiyi, özellikle de resmi kanallar aracılığıyla desteklemenin diplomatik normların ihlali olarak kabul edilmesi söz konusu.

İlk resmi yanıt, cumhurbaşkanlığının resmi hesabından bir tweet paylaşan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'dan geldi: "İsrail'in güçlü ve bağımsız yargı sistemi demokrasimizin varlıklarından biridir ve cumhurbaşkanı bununla gurur duymaktadır."

Öte yandan Yair Lapid liderliğindeki Yesh Atid partisi ise Netanyahu'nun açıklamalarına sert tepki göstererek, onu "aklını kaçırmış" olarak niteledi. Parti resmi bir açıklamada, "İsrail başbakanı tweet atıyor ve tehlikeli komplo teorileri yayıyor, hukukun üstünlüğünü baltalıyor ve İsrail'in itibarını zedeliyor," dedi. "Panik halinde çünkü yakın çevresinin yabancı çıkarlara daldığını ve gerçeğin er ya da geç ortaya çıkacağını biliyor. Bu liderlik değil, tehlikeli ve utanç verici bir panik."

Amerikalı milyarder Elon Musk ise Netanyahu'nun tweetine basit ama dikkat çekici bir destekle karşılık verdi ve "100!" yazarak tweetin içeriğine katıldığını belirtti.

Bu tepkiler, İsrail Başbakanlık Sözcüsü Eli Feldstein'ın da dahil olduğundan şüphelenilen Katar Jeti olayındaki yeni gelişmelerin ardından geldi.

Yapılan soruşturmada, İsrailli iş adamı Gil Berger'in, Katar hükümeti adına çalışan Amerikalı lobici Jay Butlick'in talebi üzerine Katar'dan Feldstein'a para transfer ettiğini itiraf ettiği ortaya çıktı.

Ancak Feldstein, Berger ile Katar arasında herhangi bir bağlantı olduğuna dair bilgisi olmadığını belirterek, fonların Başbakanlık içindeki temaslar aracılığıyla ayarlanan "geçici bir çözüm" olduğunu ileri sürdü.

Netanyahu'nun ofisi ise iddiaları yalanlayan resmi bir açıklama yaparak, bunları "sahte haber ve var olmayan bir suçu uydurma çabası" olarak niteledi.

Açıklamada şunlar yazıyordu: "Başbakanlık Ofisi kimseye ödeme ayarlamaz. Bir devlet dairesine yapılan her ödeme yasaya uygun olarak ve yalnızca yetkili taraflar aracılığıyla yapılır. Başka herhangi bir iddia asılsızdır ve başka bir uydurma davaya hayat vermeyi amaçlamaktadır."

Bu gelişmelerle aynı zamana denk gelen bugün, olayla ilgili soruşturma kapsamında iki önemli ismin tutuklanması, İsrail'de konuyla ilgili siyasi gerginliği daha da artırdı.

Bu bağlamda eski Başbakan Naftali Bennett, Katar hükümetinin "İsrail güvenliğinin kutsal kurumu olan Başbakanlık Ofisi'ne sızdığını" iddia ederek Netanyahu'ya sert bir saldırıda bulundu.

Bennett daha da ileri giderek Netanyahu'yu "İsrail Devleti'ne açıkça ihanet etmekle" suçladı ve başbakanın olup bitenlerin farkında olduğunu ve buna bilerek izin verdiğini ileri sürdü.

Bu yeni skandal, Netanyahu'nun artan iç ve dış gerginlikler ortasında karşı karşıya kaldığı bir dizi siyasi krize ekleniyor.

Katargate soruşturması devam ederken, özellikle olası dış müdahaleler ve bunların İsrail içindeki karar alma süreçlerine etkisi etrafındaki artan tartışmalar göz önüne alındığında, hükümet üzerindeki siyasi baskının artması muhtemel.

Kaynak: Yedioth Ahronoth