Eğitim
  • 4.5.2004 10:20

OKULLARA KURAN DERSİ GELİYOR

Hükümet, İmam Hatip Liseleri'nin de (İHL) dahil olduğu meslek lisesi öğrencilerinin istedikleri üniversiteye girmelerini zorlaştıran katsayı uygulamasını kaldırmakta kararlı. Bunun ardından sırada, iki ayaklı bir öneri var: 1) Din eğitimi ihtiyacının İHL'leri değil örgün öğrenim kurumlarınca giderilmesi... 2) Bu sayede İHL'nin (muhtemelen adları da değiştirilip İlahiyat veya Din Bilimleri Lisesi yapılıp) esas olarak ilahiyat fakültelerine kaliteli öğrenci yetiştirecek seçkin okullara dönüştürülmesi... Bu önerinin merkezinde, orta öğretimde (kimilerine göre hem ilköğretim, hem orta öğretimde) ''seçmeli din dersleri'' konulması yer alıyor. Bu derslerin sayısı ve içerikleri konusunda farklı görüşler mevcut ama en az iki (Kuran Meali ve Hz. Muhammed'in Hayatı dersleri öne çıkıyor) dersin öğrencilerin seçimine sunulmasında birleşiliyor. Bu arada Anayasa'da yer alan zorunlu ''Din Kültürü ve Ahlak'' dersi de muhafaza ediliyor. Din öğrenim ihtiyacı Milli Eğitim Bakanlığı bürokrasisi, ''seçmeli din dersleri'' sayesinde, katsayının kaldırılmasıyla İHL'lerine olabilecek aşırı yönelişi frenleyebileceklerini düşünüyorlar. Çünkü muhafazakâr ailelerin, çocuklarını İHL'lerine din görevlisi olmaları için değil ''pozitif bilimlerin yanı sıra dinlerini de öğrenmeleri'' için yolladıkları biliniyor. Nitekim TESEV için hazırladığımız İHL Raporu için gittiğimiz altı imam hatip lisesinde görüştüğümüz öğrencilerin ezici bir çoğunluğu da imam ya da hatip olmayı düşünmediklerini söylediler. Muhafazakâr çevrelerde de tartışılmaya başlanan ve genel olarak olumlu karşılanan ''seçmeli din dersi'' önerisi, Anayasa'nın 24. maddesindeki ''Din ve ahlak eğitim ve öğretimi devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır'' hükmüne dayandırılıyor. Tartışmalar kapıda Bu öneri hiç kuşkusuz çok ciddi tartışmalara yol açacağa benziyor. Örneğin her ne kadar muhafazakâr kesimler, böylece İHL konusunda taviz verdikleri söyleyecek olsalar da, laikliğe duyarlı çevreler de bu yolla bütün okulların birer İHL yapılacağını ileri sürebilirler. ''Seçmeli'' din dersinin, ülkenin birçok bölgesinde ister istemez ''zorunlu'' derse dönüşmesi ihtimali de bir başka itiraz noktası olacağa benziyor. Diyanet işleri Başkanlığı ile ilgili tartışmalarda olduğu gibi, ''seçmeli din dersleri'' konusunda da İslamiyet'in sadece bir yorumunun (Hanefilik) temel alınacağı yolunda kaygılar dile getirilebilir. Diğer dinlerin, hatta mezheplerin durumunun ne olacağı sorusu, özellikle de Alevilik olgusu söz konusu olduğunda bir kırılma noktası olabilir. Bütün bunlara rağmen ''seçmeli din dersi'', her geçen gün iyice çetrefilleşen İHL ve din öğretimi sorununun çözümünde tartışılabilir bir öneri olarak gündeme gelmek üzere. Bu arada bazı eğitim bilimciler, not zorunluluğu olan ''seçmeli'' yerine, not zorunluluğu olmayan ''isteğe bağlı'' din derslerinin, daha uygulabilir, kalıcı ve toplumun farklı kesimleri tarafından daha kabul edilebilir bir seçenek olduğunu düşünüyorlar. VATAN Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:08

İLGİLİ HABERLER