Asayiş
  • 25.10.2002 13:00

"ÖRÜMCEK AĞI" DAVASINDA, EROL KOHEN MAHKEME HEYETİNE ŞİİRLE HAKARET ETTİ

KAYNAK : Haber Vitrini Ankara 2 No'lu DGM'de görülen hayali ihracata ilişkin 165 sanıklı "Örümcek Ağı" davasında, çıkar amaçlı suç örgütünün lideri Erol Maks Kohen, Alman oyun yazarı ve şairi Bertolt Brecht'ten yaptığı alıntıyla mahkemeye hakaret ettiği gerekçesiyle duruşma salonundan çıkartıldı. Duruşmaya, Kohen ile diğer tutuklu sanıklar Durmuş Kın, Orhan Miktad Kestane, Mehmet Oğuz Eruçan, Nail Tahsildaroğlu ve tutuksuz yargılanan 4 sanık, avukatları ile müdahil Hazine avukatları katıldılar. Mahkeme Başkanı Hüseyin Eken, dosyaya gelen belgeleri okuduktan sonra, sanık ve avukatlarına duruşma öncesi verdikleri dilekçeleri okumaları için söz verdi. Kohen, bazı sanıkların talimatla verdikleri ifadelerde kendisini tanımadıklarını belirttiklerini kaydederek, bu konunun tutanağa geçirilmesini talep etti. YARGIÇ: SANKİ BİZ YARGILANIYORUZ Başkan Eken, Kohen'in talebini tutanağa geçirdikten sonra, savunma yaparken benzer konuları tekrarlamamasını istedi. Duruşma öncesi verilen bütün dilekçeleri okuduklarını, bazı avukatların savunma hakkının kısıtlandığından şikayet ettiğini belirten Eken, "Herkes mahkemeye ve iddia makamına vuruyor. Sanki burada biz yargılanıyoruz. Kimse adaletin tecellisine yardım etmiyor. Kimse bize yardım etmiyor. Ben senin düşmanın mıyım? Bu davadan önce sizi tanıyor muydum" diye konuştu. Kohen'in, "Nerden çıkarıyorsunuz" demesi üzerine Eken, "Dilekçe içeriklerinden" dedi. Kohen, savunmasında, maliye müfettişlerince hazırlanan bilirkişi raporunu eleştirerek, bu raporun "haksız ve taraflı" olduğunu öne sürdü. Savcının, iddianamesini, "taraflı sanık ifadeleri ile bilirkişi raporlarına dayandırdığını" savunan Kohen, aracı firmaların ihracat işlemlerini gerçekleştirdiğine ilişkin gümrük beyannameleri ve konsolosluk yazılarını mahkemeye sunduğunu söyledi. "BURASI NAZİ MAHKEMESİ Mİ" Tutukluluğunun sessiz bir ortamda gerçekleştiğini ifade eden Kohen, Alman oyun yazarı ve şairi Bertolt Brecht'in, "Naziler geldiler, önce, komünistleri götürdüler, kimse ses çıkarmadı./ Tekrar geldiklerinde, sosyalistleri tutukladılar, kimse ses çıkarmadı./ Sonra, sosyal demokratları da götürdüler, yine kimse ses çıkartmadı. /Bizi almaya geldiklerinde ise geride ses çıkartacak kimse kalmamıştı" dediğini, kendi yargılamasının da bu sözlerindeki ifadeyi yansıttığı söyledi. Eken, Kohen'in sözlerini sürdürmesine müdahale ederek, "Ne demek istiyorsun sen? Burayı Nazi Mahkemesi'ne mi benzetiyorsun? Mahkemeye hakaret ediyorsun. Otur yerine" dedi. Eken, "Yanlış anlaşılıyor" diyen Kohen'i, duruşma salonundan mübaşir aracılığıyla çıkarttı. Eken, uyarılarına rağmen Kohen'in mahkemeyi, Nazi Mahkemesi'ne benzettiğini, bu nedenle duruşma salonundan çıkartılarak tutukluların beklediği odaya gönderildiğini tutanağa geçirdi. Söz verilen Kohen'in avukatı Ali Yağız Dağlı'nın, savunma yapmanın, doğal hakları olduğunu belirtmesi üzerine Eken, "Anayasa ve yasalara aykırı yargılama yapmakla suçluyorsunuz. Bu savunma hakkı mıdır"' dedi. Dağlı, sanık ve tanık anlatımları, dosyaya sunulan belgelere göre ortada bir çıkar amaçlı suç örgütünün bulunmadığını ileri sürdü. Çıkar amaçlı suç örgütü kurma, yönetme ve üyesi olma suçunun unsurlarının oluşmadığını, ortada baskı ve tehdit bulunmadığını iddia eden Yağız, Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesinde değişiklik yapıldığını anımsattı. Yapılan değişiklikten sonra, suçun DGM'nin görev alanına girmediğini defalarca dile getirdiklerini belirten Dağlı, kaçakçılık ve sahtecilik suçları için de DGM'nin görevli olmadığını, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep etti. Dağlı, "Bu konudaki talebimiz görülmezlikten gelindi. Kabule şayan bir gerekçeye dayandırılmadan geri çevrildi" dedi. "DURUŞMALAR, HUKUKA UYGUN YÜRÜTÜLMÜYOR" Dağlı, iddianamenin geçerli hukuki zemine oturtulmadığını ileri sürerek, özetle şunları kaydetti: "Sayın mahkemeniz, kişi hak ve hürriyetine, hukukun temel ilkelerine ve sanıklar lehine tanınmış olan Anayasal ve yasal güvencelere önem vermediğini göstermiştir. Bu durumda sayın mahkemenizin görevi, sanki sadece sanıklarının tutukluluk hallerinin devamına karar vermek ve görevine girmeyen dosyaları birleştirmekle sınırlı kalmıştır. Savunma hakkı ceza davasının temelinde yatan kutsal bir haktır. Maalesef sayın mahkemeniz, duruşmaları hukuka uygun ve adil bir şekilde yürütmemekte, savunma hakkını ve onun kutsallığına aldırmayan bir tutum ve davranış sergilemektedir." Müvekkilinin tutuklu kaldığı sürenin cezanın infazına dönüştüğünü savunan Yağız, tahliye talebinde bulundu. Tutuklu sanık Nail Tahsildaroğlu da kimseyi tehdit etmediğini, hiç kimseden de bir başkasını tehdit etmek için talimat almadığını savundu. Sahte belge düzenlemediğini, böyle bir belgenin dosyada bulunmadığını ileri süren Tahsildaroğlu, "Sayın mahkemenizden adalet bekliyorum" dedi. Tahsildaroğlu'nun avukatı da görevsizlik ve tahliye kararı verilmesini istedi. Söz alan Kohen'in avukatlarından Armağan Güner, müvekkilinin saygısızlık kastı olmadığını, heyetin alınganlık göstermemesi gerektiğini söyledi. Eken, sanıkların savunma hakkını sonuna kadar kullandıklarını, ancak mahkemenin saygınlığını da korumak zorunda olduklarını söyledi. KOHEN'DEN ÖZÜR DİLEKÇESİ Başkan Eken, daha sonra, Kohen'in tutuklu odasından gönderdiği ve "Dışarıda ellerim kelepçeli olarak bu dilekçeyi yazıyorum. Size hakaret etmek istemedim. Şiiri okumaktaki amacım bana iftira atanları ve komplo kuranları anlatmaktı. Sizden ve yüce heyetinizden özür diliyorum" dilekçesini okudu. İddianamede, 165 sanık hakkında, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve örgüt adına faaliyette bulunmak, bu örgüte yardım etmek, sahte evrak düzenlemek ve bu suça iştirak, nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 1 yıl 6 ay ile 30 yıl arasında değişen ağır hapis cezaları talep ediliyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:29

İLGİLİ HABERLER