Gündem
  • 29.11.2012 17:28

'Sanal alemi zapt etmek için çalışıyoruz'

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, yılbaşından itibaren bilişim ağırlıklı olarak Ar-Ge desteklerinin başlayacağını hatırlatarak, ''Siber güvenlik için yasal altyapıyı oluşturduk. Strateji belgemizi de Aralık ayı sonuna kadar yayımlıyoruz'' dedi.
          Türkiye'nin de bu yarışın içinde iddialı bir oyuncu olduğunu söyleyen Yıldırım, Türkiye'nin etrafında 1,5 milyarlık nüfus yaşadığını söyledi.
     Bu bölgenin dünya gayri safi yıllık hasılasının üçte birini oluşturduğunu kaydeden Yıldırım, ''25 trilyonluk bir pazardan bahsediyoruz. Asya, Afrika, Avrupa, Balkanlar, Karadeniz'in kuzeyi, Kafkaslar, Orta Asya, Ortadoğu ve Afrika kıtası... Türkiye üzerinden buralara açılmaktan başka bir yol yok. Artık Batı ve Uzak Doğu ülkeleri bu coğrafyada rekabet edemez durumda'' görüşünü dile getirdi.
     Bu coğrafyada rekabet etmenin, işleri Türkiye'ye getirmekten, Türkiye'yi üs kabul etmekten geçtiğini vurgulayan Yıldırım, ''Buradan hem Türkiye piyasasına hem de bu geniş coğrafyaya rahatça ulaşabilirler, ürünlerini pazarlayabilirler, buralarda ortak işler yapabilirler. Bu yüzden bütün büyük şirketleri, yerli-yabancı bütün bilişimcileri ben burada geleceğe davet ediyorum'' ifadelerini kullandı.
     ''Gelecek, bilişimle gelecek'' sloganını 2003'te ortaya attıklarını, bunun kuru bir slogan olduğunu söyleyenlerin, gerçeğe dönüştüğünü gördüğünü ve bu yolda ciddi yatırımlar yapıldığını söyleyen Yıldırım, ''Türkiye yaş ortalaması 29 olan bir ülke. Gelişmiş ülkelerde böyle bir güç yok, nüfusları yaşlandı. Bu bizim en büyük gücümüz, en büyük kaynağımızdır. Bu kaynağı bilişimle çok daha etkin hale getireceğiz'' dedi.
    
     -''Bilişimde kısıtlama yok, istimlak yapmayacaksın''-
    
     FATİH projesini gündeme getirdiklerinde ''Bu hayal. Türkiye'nin şartları imkanları böyle bir projeyi yapacak güçte değildir'' dendiğini aktaran Yıldırım, şöyle devam etti:
     ''Ama onlar Türk insanın, Türk gençliğinin elimizdeki en büyük kaynak olduğunu göremedi. Türk insanı kadar değişime uyum sağlayan başka bir toplum tanımam. Yenilikleri en hızlı şekilde kabul eden, kullanan ve değerlendiren bir ülkeyiz. Bu da bölgemizde dinamik şartların varolmasından kaynaklanıyor. Bu bölgede ayakta kalmanın başka yolu yok. Etrafımızda sürekli olaylar oluyor, siz de sürekli dinamik kalmak, kendinizi geliştirmek zorundasınız.
     Türkiye bilişimde, iletişimde önemli bir ivme yakalamış durumda. Ama geldiğimiz noktayı asla bir veri ve başarı olarak görmüyoruz. Mobil erişimimiz birçok ülkeden daha hızlı olduğu doğru. Bu, bugün için böyle ama yarın için bunu söyleyemeyiz. Onun için bilişim ağları otoyollarının şerit sayısını aralıksız artırmamız lazım.''
     Şimdi trafiğe akıllı çözümler arandığı gibi bilişimde tıkanıldığında da akıllı çözümler aramak mecburiyetinde kalmamak için bu alana sürekli yatırım yapmak gerektiğine işaret eden Yıldırım, ''Burada bir kısıtlama yok, istimlak yapmayacaksın, yol açmak için yatırım yapmayacaksın. Cenab-ı Hakk'ın bahşettiği semamız çok şeritli yollar için emrimizde. Onun için cesur davranacağız, yatırım yapacağız. Kısa vadeli kar hesabından vazgeçeceğiz. Böyle bir hesap yapıp da eldekini tüketirseniz, sonra satacak bir şeyiniz kalmaz. Onun için Türk Telekom ve Türksat'ı geleceğe yönelik vizyoner yatırımları ve bakışlarından dolayı tebrik ediyorum. Bugüne kadar 13 milyarlık yatırım yapılmış olması şüphesiz ülkemizin bilgi toplumuna geçişi için çok önemli bir adımdır'' değerlendirmesinde bulundu.
     Yıldırım, Türksat'ın sadece bir uydu işletmecisi değil aynı zamanda Türkiye'nin bilişiminin ve bilgi toplumu hedeflerinin geliştirilmesi, kamuda bilişim hizmetlerinin yaygınlaştırılması, e-devlet ve benzeri uygulamaların artırılması gibi konularını da doğrudan takip eden, sayısal bir altyapı oluşumu için gayret gösteren bir kuruluş olduğunu söyledi.
    
     -''Türkiye'de ne varsa Kuzey Kıbrıs'ta da o olacak''-
    
     Kuzey Kıbrıs'ta Türksat'la e-devlet altyapısını oluşturduklarını, Türk Telekom'la Kuzey Kıbrıs'ın dünyaya erişimini daha da güçlendirdiklerini anlatan Yıldırım, ''Deniz altından daha su borusu gitmeden biz 2. fiber optik kabloyu adadan Anadolu'ya bağladık ve Kuzey Kıbrıs'ın çıkış hızını ve kapasitesini artırdık. Bölünmüş yollarıyla, havalimanlarındaki gelişmelerle, telekomünikasyon ve iletişim altyapısının yasal hazırlıklarının tamamlanmasıyla ve her türlü bilişimle ilgili düzenlemenin, işletmenin daha da geliştirilmesiyle ilgili çalışmalarımız, işbirliğimiz aratarak devam ediyor'' dedi.
     Yıldırım, ''Türkiye'de ne varsa Kuzey Kıbrıs'ta da o olacak'' dediklerini anımsatarak, bunu da bir slogan olarak bırakmadıklarını, Türkiye'de başlayan her projenin aynısını Kuzey Kıbrıs'ta da aynı zamanda yürürlüğe koyduklarını vurguladı.
     Dünya sağır, dilsiz, kör rolünü oynasa da Kuzey Kıbrıs'ı yokluğa, yoksunluğa mahkum etmeyeceklerini, Türkiye Cumhuriyeti olarak tüm dünyaya gösterdiklerini ifade eden Yıldırım, ''Bugün Türkiye ile yaptığı dayanışmalarla Kuzey Kıbrıs birçok hizmette Avrupa Birliği'nin dönem başkanlığını yapan Güney Kıbrıs'tan daha ileri bir noktaya gelmiştir. Kısıtlamalara, ambargolara rağmen bunu başaran bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti var'' diye konuştu.
     Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam üye olması durumunda, bundan Türkiye'den çok AB'nin kazanacağını söyleyen Yıldırım, ''2009-2010 krizi Avrupada bütün dengeleri, ezberleri bozduysa, eğer Türkiye buraya üye olsaydı, Avrupa'nın ortalama büyümesi yüzde 1,2 seviyesinde, bu oran Türkiye'nin yapacağı katkıyla 1,8'de kalacaktı'' dedi.
    
     -''Alt yüklenicinin de alt yüklenicisi olmak istemiyoruz''-
    
     CeBIT kapsamında özel bir bölüm ayrılan FATİH projesine de değinen Yıldırım, projenin, Türkiye'nin sadece milli eğitim sisteminin geliştirilmesine yönelik olmadığını belirtti.
     Fatih projesinin, Türkiye'nin bilgi toplumu olma projesi olduğunu söyleyen Yıldırım, şunları kaydetti:
     ''Okullardan başlayan ve Türkiye'nin bilgide, yazılımda yerlileşme, yerli ürünlerin geliştirilme projesidir. Teknolojiyi üreten, teknolojiye sahip olmayı hedefleyen, ürettiği teknoloji ve bilgiyi diğer ülkelerle paylaşmayı hedefleyen bir projedir. Bugün 85 bin dersliğe akıllı tahtalar monte edildi. Daha güzeli bu akıllı tahtalar Türkiye'de Türk insanını emeği, gücü, gayretiyle yapıldı.
     Biz 'Her şeyi biz yapalım' demiyoruz. Küreselleşen bir dünyada yaşıyoruz, ama biz yüklenicinin alt yüklenicisi, alt yüklenicinin de alt yüklenicisi olmak istemiyoruz. Biz tasarlayan, üreten, dünyada başka yerde üretenlerin ürünlerini de kullanan bir ülke olmak istiyoruz. Bunu için de Fatih Projesi önemli bir fırsattır. Türk gençliği ve geleceği için bu önemli projeye karar verdiği için Sayın Başbakanımıza şükranlarımı ifade etmek istiyorum.''
    
     -''Siber güvenlik için yasal altyapıyı oluşturduk''-
    
     Bilişimi en fazla kullanan AK Parti'nin aynı zamanda CeBIT'in vazgeçilmez katılımcılarından olduğuna işaret eden Yıldırım, ''Nihayet yıllardan sonra ana muhalefet partisi de bilişimi hatırlamış görünüyor ve bu yıl onlar da yer almışlar. Bu da güzel bir gelişme. Orada bir değişim var demektir'' yorumunu yaptı.
     Bakanlık olarak CeBIT'in demirbaşı haline geldiklerini dile getiren Yıldırım, ''Bilişimle ilgili hedeflerimizi gerçekleştirmek için bilişime, bilişime hizmet eden bütün paydaşlara destek olamamız lazım. Bu desteği de yapıyoruz'' dedi.
     Ar-Ge Kanunu'na da değinen Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
     ''Yılbaşından itibaren bilişim ağırlıklı olarak Ar-Ge desteklerini başlatıyoruz. Siber güvenlik için yasal altyapıyı oluşturduk. Strateji belgemizi de aralık ayı sonuna kadar yayımlıyoruz. Bilişimle ilgili hukuki düzenlemeler her türlü zihinsel dirence karşı hız kesmeden devam ediyor. Buna ihtiyacımız var. Dönüşümü zihinden başlatmamız lazım. Zihinde dönüşümü sağlamazsak ve ikinci adımda yasalarımızı buna göre güncelemezsek bilişimi geleceğin büyüyen, gelişen alanı yapmak, Türkiye'yi bilgi toplumuna dönüştürmek o kadar kolay olmaz.''
    

AA

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 10:50

İLGİLİ HABERLER