İşte Serdar Turgut'un yazısının ilgili bölümü
Uykuda bile rahat yok yahu!
Son günlerde bebek gece uykularında hafif aksatmalara başladı.
Eh ben de 50 yaşımın kapısına dayanmışım, gece uykusuzluklarına dayanamıyorum artık.
Eskiden yormayan şeyler yormaya başlıyor insanı, bu yüzden de bazen gündüz saatlerinde dökülüyorum işte.
Geçenlerde Hadi Uluengin yazdı, Engin Ardıç da '50 yaş krizi' yazısında alıntı yaptı, Lynda Lemay'ın şarkısında 50 yaşındaki adam hemen her şeyi görmüş geçirmiş insan olarak anlatılıyormuş.
Yani 'olgun erkek' derler ya o tür tanımlanıyor şarkıda.
Olgun değil bence korkan ve yorgun erkek söz konusu bu durumda.
Bizim kuşaktan insanlar şöyle gönül rahatlığı içinde yaş krizlerini yaşamaya başlayacakken ben bunu da gönül rahatlığıyla yaşayamamam için elimden geleni yaptım ve başardım da.
Size bir şey söyleyeyim mi gayet tabii ki yaş grubumuzdan gelen her yeni ölüm haberi bizlerde ilk önce korku daha sonra da acı olarak kayda geçer.
Ama sevgili okurlar, Engin'in dediği gibi ölüm korkusunu yaşama yıllarına girdiysek- ki kesinlikle öyle görülüyor- şuna inanın ki bir de yanı başınızda daha henüz bir yaşını yeni devirmiş bebeğiniz varsa bu rutin bir korku olmaktan çıkıyor nasıl baş edeceğinizi henüz keşfedemediğiniz bir büyük paniğe de dönüşebiliyor.
* * *
Neyse sizlere ağlayıp sızlamak değil yazıdaki amacım.
Önceki gün öğle saatlerinde bir süre kestirme fırsatı doğdu.
Hemen uzandım ve hiç sektirmeden de uykuya dalmışım.
Bir rüya gördüm, daha doğrusu bir kabustu bu.
Bir odadaydım. Odanın ortasındaki iskemleye beni bağlamışlar. Elimi kolumu oynatamıyorum.
Karşımda Yekta Güngör Özden ile Vural Savaş oturuyor.
Sözü bir o alıyor bir bu.
Anlatıyorlar da anlatıyorlar. Hayat hakkındaki görüşlerini, Türkiye hakkındaki fikirlerini detaylarıyla açıklıyorlar bana.
Uyandıktan sonra Rana'nın bana söylediğine göre derin uykum sırasında hiç durmadan inliyormuşum, sanki boğuluyormuşum gibi hareketler yapıyormuşum.
Kabus sürerken bir ara keşke elim kolum bağlı olmasa da hayatıma son verebilsem diye düşündüğümü de hatırlıyorum.
Sonra ter içinde uyandım, kendime gelmem hayli zaman aldı ve kısacık uykumun da içine edildi anlayacağınız.
Serdar Turgut
Akşam
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:46