Medya
  • 12.4.2003 13:06

SERDAR TURGUT NEDEN İSİM VERMEMİŞ!...

Şimdi vereceğim notu aslında dünkü yazımın altına koyacaktım. Ama konu ilk kez 'Tam Saha Press' te ele alındığından açıklamamın da yine burada yer almasının daha doğru olacağını düşünerek bir gün bekledim. Her zaman söylerim, ben kendi okuyucularıma her zaman güvenmişimdir. Çoğu hemen bir not yollayarak benim yaptığım yanlışa dikkat çekmiş. Teşekkür ederim ancak gayet tabii henüz 2 haftalık hatırlama kabiliyetim hala daha var. 3 hafta geçerse ne olur bilemem ama 2 haftayı hala daha tutturabiliyorum!. Bu köşede 2 hafta önce yazarların 'başka yazarların yazılarını yazanın adını vermeden eleştirmesini' doğru bulmadığımı yazmıştım. Dünkü yazımın ilk halinde de yazarları adlarını vererek belirtmiştim. Ancak sonra şunu fark ettim ki Türk medyasının yazar çizer takımının özellikle son bir ayda verdiği sınav sonucunda benim bir çok insanın kalemine duymakta olduğum saygı sıfırlanmış. Bu saygının daha önce ne anlama geldiğini biraz açmam gerekiyor ki son vardığım kararı siz okuyucularım daha net anlasın. Ben yazının konusuna bakmadan 'iyi yazılmış' yazıya hep saygı duyarım. Hayatımı yazma ve okuma üzerine odakladığımdan bu böyledir. Yazının konusu 'ben' olsam da o yazıda bana sıkı bir şekilde giydirilmiş olsa da bu fark etmez. Bir örnek vereyim. Ne kadar zaman önceydi ama bilemiyorum Radikal'de Perihan Mağden benimle ilgili son derece sert bir eleştiri yazısı yazmıştı. Gayet tabii ki yazıda söylenenlerden çok hoşlanmış olduğumu söylemeyeceğim ama yazı mükemmeldi yahu! Yani bu yaşımdan sonra ikisini birbirinden ayırmayı öğrendiğimi sanıyorum. Belki inanmayacaksınız ama sırf o yazısı yüzünden Perihan Mağden'in son romanını istetip Amerikalar'a getirttim ve okudum. Benim hakkımdaki negatif düşüncelerini o kadar iyi ifade edebilen bir yazarın romanının da çok iyi olması gerekir diye düşünmüştüm ve belki de gazetedeki yazısının yarattığı beklentiden olsa gerek romanını o kadar da iyi bulmamıştım. Neyse konu bu değil. Ben bugüne kadar birisine bir şey söyleyeceksem hep adını verdim o kişinin. Dün ilk kez, kendi yazdığım ilkeyle çelişkiye düştüğümü bile bile yapmadım bu işi. Çünkü o yazıları yazanlara saygım yok artık. Türk medyasında son bir aydır yaşanan tartışmalar, söylenen sözler bana birçok insan hakkında tavrımı yeniden belirleme fırsatını verdi. Hissi bir değerlendirme de değildi bu. Kimin lafına ne kadar güvenilebileceği, kimin lafının altında hangi başka hesapların yattığı, kimin nasıl bir Türkiye özlediği üzerine yapılmış soğukkanlı bir değerlendirmeydi. Bunun sonucunda dün ilk kez bu insanların korkunç yazılarına isim vererek atıfta bulunmaya elim gitmedi. Bunun 'çelişkili tavır' olduğu yolunda eleştiri geleceğini bildiğim halde yapamadım bunu. Dün yazımda bir tek Engin Ardıç' a isim vererek atıfta bulunmam da bu nedendendir. Yazar olarak ona saygı duyuyorum mesele o kadar basit işte. Ha şunu da biliyorum. Büyük ihtimalle bundan önce uzun süredir beni adımı vermeden eleştirmeyi tercih edenler de bir ihtimal aynı gerekçelerle bu yolu seçiyorlardı. Onları da anlıyorum ve açıkça söyleyeyim bu tavırlarından dolayı da son derece mutluyum. Serdar Turgut Akşam Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:47

İLGİLİ HABERLER