Medya
  • 1.9.2003 09:35

SERDAR TURGUT'TAN KOMUTANLARA BAŞÖRTÜSÜ MEKTUBU...

SERDAR TURGUT/ AKŞAM Komutanlara açık mektup Türk Silahlı Kuvvetleri'nin değerli komutanları, Bu kamuya açık mektubu bir zorunluluk nedeniyle yazıyorum. Bunu bir mektup, bir dilekçe olarak yollasaydım göz önüne alınma ihtimali olmadığını biliyorum. Size aktaracağım meseleyle ilgili bilimsel bir analiz içeren düz bir yazı yazsam da bu benim hislerimi ifade etmekten çok uzak kalacaktı. Ayrıca bilimsel analiz yapıp yapamayacağımı da bilemiyorum açıkçası çünkü konu Türkiye gerçekleri nedeniyle öylesine dağıldı ve istenmeyen noktalara çekildi ki artık bunun bilimsel analize tabi tutulup tutulamayacağı konusunda ciddi kuşkularım da var. * * * Değerli komutanlar, mesele şu. Bayramlarda ve bazı özel günlerde düzenlenen resepsiyonlara bazı siyasilerin eşlerini başları bağlı diye davet etmemek veya zorunlu davet edilseler bile gelmemeleri için elden gelenin yapılması bence toplum vicdanında derin yaralar açmaktadır. Toplum vicdanında daha da büyük yara açan gelişme ise bu siyasilerin resmi bir davet var olduğu halde eşlerini 'bir sorun çıkmasın' diyerek davetlere götürmemeleri veya kendilerinin de o davete katılmamayı tercih etmeleridir. Bunun neden bu kadar büyük bir mesele haline getirildiği, bu insanların eşlerinin davetlere tercih ettikleri kıyafetlerle katılmaları durumunda Türkiye Cumhuriyeti'nde ne tür felaketler yaşanacağı toplumun büyük kesimi tarafından algılanmamakta, anlaşılamamaktadır. * * * Gerçi ben bu konudaki tavrınızın kişisel tercihlerinizden kaynaklanmadığını biliyorum. Yani bu ülkede bir bölüm insan kadında başörtüsünü estetik bulmamakta, bunun Türkiye'nin imajını (o ne demekse ve o imaj bugün ne durumdaysa) bozacağından korkmaktadır. Eminim herkes bilmektedir ki benim de şahsen tercihim modern dünyada kadının kıyafet tercihlerinin daha başka yönlerde olmasıdır. Ancak sizler bu konudaki tavrınızı daha farklı kaygılarla koyuyor olmalısınız. Genellikle söylenen şey, 'Bu insanlara bir taviz verilirse, daha fazlasını isterler ve kontrol bir süre sonra tamamen elden kaçırılır' şeklindedir. Biz bu lafları 40 yıla yakındır dinliyoruz ama maalesef gelinen noktada toplumun büyük kesimi muhafazakar kıyafeti seçen kadınlara ve onların eşlerine yakın bulmaya başladı kendisini. Yani açıkça söylemek gerekirse, ortaya koyduğunuz tavır politik ve ideolojik kaygılardan kaynaklanıyorsa, ortada kaybedilmiş bir ideoloji ve fos çıkmış bir politika vardır. * * * Şunu artık herkes net görüyor. Başı açık olanla modern ve ileri düşünce, başı kapalı olanla ise geri ve çağdışı düşünce artık eşit anlamda kullanılamıyor. Bu sonuca varmamızda hem AK Parti'nin yeni tanımlamaya başladığı insan tipi büyük rol oynadı hem de başı açık olanlar, eşleri modern görünenler, bunlarla övünenler maşallah ağızlarını her açtıklarında öyle sıkça saçmaladılar ki bu eskiden beri kurulan eşitliği artık savunmanın fiilen imkanı kalmadı. Bunları tartışabiliriz, çok da laf edebiliriz ama meselenin esası şu: Ben, benim arkadaşlarım, onların yakınları, birçok insan Türkiye toplumunun desteğiyle iktidara gelmiş, bu ülkenin geleceğiyle ilişkin ipleri ellerinde tutan insanların bir gün başları örtülü eşlerini bir resmi davete götürmeyi 'başarmaları' durumunda bunu bir zafer olarak görüp ertesi gün Türkiye'yi koyu dinci bir rejime sürükleme planları yapmaya başlayacaklarına inanmamaktadır. Çünkü bu insanların bu kadar aptal ve küçük hesap peşinde olmadığını düşünüyoruz. Biz istesek de istemesek de Türkiye insanı kendisine kültürüyle, bakış açısıyla, davranışıyla tam uyan yeni bir siyasetçi türü yetiştirmiştir. Ve evet o siyasetçi türünün eşlerinin büyük bölümünün başları kapalıdır, onların çocuklarının başları da kapalıdır büyük ihtimalle torunlarının da böyle olacaktır. Toplum bunları anlamakta, bırakın toplumu ben bile gayet iyi anlamaktayım yahu!.. Yani bütün bu gerçeklik asker kızıyor ve kızacak diye değişmez, değişemez ki. Ben bu tür davetlerde bu siyasilerin eşlerinin davetlere fiilen katılamamalarını onlara karşı yapılmış büyük bir hakaret olduğunu, bunun kadına yapılan büyük bir saygısızlık olduğunu, bunun o kalplerde ve beyinlerde ciddi yaralar açtığını, asıl bu tavrın Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini tehlikeye attığını düşünüyorum. Çok daha basit söylemek gerekirse de onlara karşı bu tavır her konulduğunda sanki herkesin eşli davet edildiği bir resepsiyona sadece Rana kıyafeti nedeniyle davet edilmemiş gibi hissedip, sinirleniyorum da. Lütfen artık bu işi bir şekilde bitirip, normale dönebilir miyiz? Çünkü toplumun büyük kısmı bu işten pek bir sıkıldı da! Arz ederim. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:36

İLGİLİ HABERLER