Şevket Çavdar doktorların hırsına mı kurban gitti?
Hacettepe Üniversitesi'nde çift kol ve bacak nakli yapılan Şevket Çavdar dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi. Nakledilen tüm uzuvları alınan Çavdar pazar günü ağırlaşmıştı. Hastaneler ve 2 doktor arası mesleki rekabet neticesinde, böylesine riskli bir nakil ameliyatına kalkışıldığı da ileri sürülüyor
Hacettepe Üniversitesi'nin dünyada ilki gerçekleştirerek uyguladığı çift kol ve çift bacak nakli hüsranla sonuçlandı. Ameliyattan sonraki gece nakledilen sol bacağı alınan Şevket Çavdar'dan önceki gece de nakledilen iki kol ve sağ bacağı da alındı. Kalbi bu büyük operasyona dayanamayan Çavdar'dan kötü haber dün akşam saatlerinde geldi. Nakledilen tüm uzuvları alınan Çavdar, hayatını kaybetti. Hacettepe Üniversitesi'nden yapılan açıklamada ölüm haberi, "Metabolik dengesizlik maalesef hastamızın yaşamını ciddi düzeyde etkileyecek duruma gelmiş, alınan tüm önlemler ve uygulanan yoğun tedavi yaklaşımlarına rağmen hastamız 27.02.2012 tarihinde saat 19:20'de kaybedilmiştir" sözleriyle duyruldu.
REKABET SONUCU MU?
Tüm bu olumsuzlukların yanında ortaya atılan bir iddia ise gündeme bomba gibi düştü. Sabah Gazetesi'nde yer alan İddiaya göre Akdeniz Üniversitesi'nde ilk yüz naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan ile Hacettepe Üniversitesi'nde Doç. Dr. Serdar Nasır'ın üniversite yıllarından başlayan akademik yarışı, yüz ve uzuv nakillerinde bir hırsa dönüştü. Mezun olduğu Hacettepe Üniversitesi'nde iddialara göre "elitist" grupta olmadığı için dışlanarak ayrılan Prof. Dr. Ömer Özkan ile Doç. Dr. Serdar Nasır'ın Hacettepe'de uzmanlık dönemlerinde başlayan rekabet, Türkiye'de ilk yüz naklini kim yapacak yarışına dönüştü. Hacettepe'den ayrılan bir hocanın Akdeniz Üniversitesi'nde Türkiye'nin ilk yüz naklini yapmasının ardından Hacettepe Üniversitesi ikinci nakil için kolları sıvadı. "Ömer, Türkiye'de ilk yüz naklini gerçekleştirirse biz de dünyada ilk dörtlü uzuv naklini gerçekleştiririz" şeklinde bir hırsa dönüştü.
İMALI AÇIKLAMALAR...
Akdeniz Üniversitesi'nde başlayan nakil sürecinin ardından iki hocanın medya üzerinden birbirlerine dönük imalı açıklamaları da rekabeti gün yüzüne çıkardı. Hacettepe'de gerçekleşen nakillerin ardından medyanın karşısına çıkan Doç. Dr. Nasır, meslektaşı Prof. Dr. Özkan'a gönderme yaparak, "Ben burada One man show yapmıyorum, bizimki ekip işi" demişti. Prof. Dr. Özkan ise, Hacettepe'de yüz nakli yapılan Cengiz Gül'ün basına yansıyan ameliyattan önceki fotoğraflarına bakarak yaptığı yorumda "Eğer bu fotoğrafa göre hasta seçilmiş ise devletin imkânları boşuna kullanılmış demektir" diyerek, Hacettepe'de yapılan ameliyatla ilgili eleştirilerini dile getirmişti.
'RİSKLİ AMELİYATLAR'
Akademik çevrelerdeki dillendirilen iddialara göre; 2006'da doçent olduktan sonra Japonya, Tayvan ve Almanya'da mikrocerrahi eğitimler alan Prof. Özkan, Hacettepe'de aynı branşta yaşanan akademik baskılar nedeniyle ayrılarak Akdeniz Üniversitesi'ne gitti. Türkiye'nin ikinci yüz nakli ameliyatını gerçekleştiren Doç. Dr. Serdar Nasır ise, kendisinden 6 ay daha kıdemli olan Prof. Ömer Özkan gibi Hacettepe Üniversitesi'ndeki uzmanlığını bazı baskılar sonucu bırakmak zorunda kaldı. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi'ne giden Nasır, Amerika Cleveland Clinic'teki mikrocerrahi eğitimi sonrası Hacettepe Üniversitesi'ne tekrar çağrıldı. Akademik çevrelerde, bölümdeki baskılar nedeniyle Doç. Dr. Nasır'ın çok riskli ameliyatları kabul etmek zorunda kaldığı konuşuluyor.
Saldırı iddiası
Çavdar’ın cenazesi dün saat 22.30 sıralarında hastanenin morg yerine tıbbi atık ünitesinden çıkartıldı. Acılı ailenin operasyonu yapan ekibe saldırdığı iddia edildi. Özel güvenlik görevlilerinin engellediği aile, cenaze çıkartılırken görüntüleyen gazetecilere de saldırdı. Cenaze, Nevşehir’e götürüldü.
Çavdar’ın organlarının alınmasının ardından operasyonu gerçekleştiren ekiple, hastanede görevli kardiyologlar arasında Çavdar’ın hayatta kalmasının “mucize olduğu” yönünde tartışma yaşandığı da iddia edildi. Buna karşılık, çift kol naklinin önerildiği Çavdar’ın bütün uzuvların naklinde kendisinin ısrarcı olduğu iddiaları da ortaya atıldı. Çavdar ve ailesinden olumsuz durumlara karşı tüm yasal imzaların alındığı buna rağmen adli ve idari soruşturma başlatılacağı öne sürüldü.