Gündem
  • 26.3.2002 02:49

SEZEN AKSU, DİYARBAKIR'I ANLATTI

KAYNAK : Hürriyet Nevruz dolayısıyla 21 Mart'ta Diyarbakır'a giden ve büyük bir kalabalığa konser veren Sezen Aksu, konserle ilgili izlenimlerini gazetem.net'e yazdı. Diyarbakır konserini, bir tür ‘‘meditasyon’’a benzeten Sezen Aksu, bütün beklentilere rağmen herhangi bir olay çıkmamasını da ‘‘ortak duygu ve ortak akıl’’ın gücü olarak değerlendirdi. ‘‘Burası Diyarbakır... Uçsuz, bucaksız bir alanın içinde yüz binlerce kişiydik. Şarkı söyleyen kadın bendim. Normalde olmayan bir şey oluyordu sahnede. Şarkı söylerken hiçbir şey düşünmek mümkün değildir. Oysa ben hem şarkı söylüyor hem düşünüyordum. Bir meditasyon anı gibi... düşünceler ben çağırmadan geliyordu. Olağanüstü güvenlik önlemleri, polisler, tanklar, silahlar, telsiz konuşmaları, son derece gergin ve telaşlı görevliler, korumalar, onlarca gazeteci, kameraman... Neredeyse hepsinin yüzünde, her an tatsız bir olay çıkabileceği endişesi... Ve bu kadar sert bir gerçekliğin ortasında rengarenk giysileriyle ruhlarından, bedenlerinden hayatiyet fışkıran; çoluk, çocuk, genç, yaşlı bir daha aklımdan çıkması mümkün olmayan insan denizi. Ben, yirmi sekiz yıldır sivil hareketlerin dışında, her türlü siyasi görüş ve tavıra eşit mesafede durmaya çalışan Egeli Sezen, Diyarbakır'ın orta yerinde nasıl oluyor da bütün şarkıları yüz binlerle bir ağızdan söylüyorum. Kelimeler de ben çağırmadan geliyorlar. 'Bu hüzünlü dünya macerasında hálá parçalanmaya direniyorsak, bunun bir tek sebebi olmalı: Ortak duygu, ortak akıl.' O kadar düşünmeden konuşuyorum ki, zaten unutuyorum ne dediğimi. Ta ki, Müjde ile Meral hatırlatıncaya kadar. Düşle gerçek arasındaki o bulanık çizgide seyreden herkes gibi besbelli iyice karışmışım. Havaalanındaki karşılama curcunasından net olarak aklımda kalan tek şey, kara üzüm taneleri gibi iki çift göz... Onlar hiç gitmiyor gözümün önünden. Dallı, güllü bayramlık elbiseleriyle kendi boyları kadar bir çiçek buketini elime tutuşturan iki kız çocuğu. Öyle durup bakışıyoruz bir süre. Sonra refleks olarak eğilip öptüğümü hatırlıyorum. Kimbilir onlar bu anı ilerde nasıl hatırlarlar. Ben kendini başkasının yerine koyma ve anlama üzerine binlerce kez kurduğum cümlelerin anlamıyla tanışıyorum. Ete kemiğe bürünmüşler karşımda duruyorlar. İliklerime kadar hissediyorum. Hangi şarkıydı unuttum... Korumalarla göz göze geldik. İçimdeki ses 'burada bulunan hiç kimse bu kutlamanın zedelenmesine izin vermeyecek' dedi. Haklı çıktım. Elimi tutmak için itişip kakışan genç çocuklara uzandım sahneden. Engel olmadılar (...) BEN BUNLARI NİYE YAZDIM Görünenin arkası, sahnede yediğim ayazdan daha yakıcı (...) Ben Diyarbakır'da şunu gördüm. Oradaki bütün insanlar çok şey öğrenmişler. Olağanüstü bir iç disiplin ve siyasi bilinci her gün biraz daha geliştirerek ağırbaşlılıkla bekliyorlar. Herkesin beklediğini... Biraz ilgi, biraz sevgi, biraz adalet... Ben bunları niye yazdım? İçimden öyle geldi. İşte hepsi bu...’’ Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:57

İLGİLİ HABERLER