Medya
  • 14.1.2024 15:43

Sohbet-24 Allah yolunda cihad eden cemaat

SOHBET -24
ALLAH YOLUNDA CİHAD YAPAN CEMAAT
Bu yola yani ehlisünnet vel cemaat yoluna ve bu yolun büyüklerine yapılan ihanetin affı olmaz. 
Yola ve büyüğünüze hizmet edersiniz,  işte o zaman düğün bayramdır. 
Ahir zamanda en kıymetli şey budur. 
Bu ikisini yapan imanı kurtarır. Bu ikisinden biri olmayan da imanı tehlikeye girer. 
Eskiden bir kişi ibadeti ile kendisini kurtarabilirdi, Çünkü herkesin imanı tam ve sağlamdı..
O zamanlar imanı kurtarabilmek için her şeyi tam ve eksiksiz yapmak icap ederdi. Çünkü âlimler çok idi. İmanlı kullar çok idi. Herkes dini İslam’ı yaşıyordu. Şeriat vardı. Ortam ve şartlar çok uygundu. Onların arasında en küçük bir eksikliği bulunanlar ayıplanırdı.
Ahir zamanda şartlar değişti. 
Şimdi ibadet edenler ayıplanır hale geldi. 
Ahir zaman dini İslam’ı yaşamanın zorlaştığı zamandır. 
Böyle bir zamanda yaşayanların ilk görevi imanlarını kurtarmak olmalıdır. 
Ahir zamanda imanı elde tutabilmek de zordur. Bu tıpkı elde ateş tutmak gibidir.
Kişinin kendi başına imanını kurtarabilmesi de çok zordur. 
Ahir zaman o pis havası; ister mümin olsun ister münafık olsun ister kâfir olsun üste siner. 
O hava üste sindiği müddetçe bir kişinin tek başına niyeti ne olursa olsun paçayı kurtarması zordur.. Çünkü niyeti de kirlenir. 
Bu pis havayı sadece tasarruf giderir. 
Büyüklerin tasarrufu olmadan o hava dağılmaz. Eğer tasarruf bir gün eksik tutulursa, kalpte o bir günde kararma başlar. 
Bu sebeple devrin ehlisünnet büyükleri; Allah’ın emaneti olan gerçek talebelerini Tıpkı bir kartalın yavrusunu kanadının altına alması gibi tasarrufları altında tutar. 
Büyükler vefat etse bile bu tasarrufu sağlığındaki gibi sürer.
En büyük ahmaklık vefat eden büyüğünün öldüğünü sanmaktır. Oysa onlar sağdır. Buradaki son talebesini sağ ve salim yanına alana kadar korumaya devam eder.
Tutmazlarsa o kişiler yanarlar. 
Yaşadığımız devir böyle bir devir. 
Bulunduğumuz mekânda ve yerde büyük yok ise, bu pis havanın insana yapışması çok daha hızlı olur. 
Büyüklerin bulunduğu yer; tıpkı şimdiki sigara yasağı gibi dumansız hava sahasıdır. Ahir zamanın pis havası, büyüklerin tasarrufu altındaki yerlere giremez. Dolaysıyla o sohbetlerde bulunanlar bundan yararlanıp dumansız havada bulunurlar. 
Ahir zamanda bu kokunun üstlerine sinmemesi, onların mahareti değil, Hocasının kerametidir. 
Tıpkı şeytanın yasaklandığı gibi, o büyükler bulunduğu ortama o pis havanın girmesi de yasaktır. 
Büyükleri andığınız anda o büyükler yanınızdaymış gibi muamele görürsünüz. Dolayısıyla onları andığınızda, bu pis havadan da kurtulmuş olursunuz.
Büyüklerin sağlığında farkında olmadan işte bundan yararlandık. 
Bugün salih bir mümini kıymetli kılan şey, nadir olmasıdır. 
Dünyada hiçbir zaman görülmemiştir ki; gerçek Allah dostlarının sayısı bu kadar az olsun. 
Âdem aleyhisselam bir kişi idi, yani müminler %100 idi. 
Şimdi hesap yapıyorsunuz; Dinini yaşayan gerçek müminler yüzde veya binde bir çıkıyor. Demek ki bir müddet sonra milyonda bir olacak. Bunların sonuncusu vefat ettiğinde kıyamet kopacak.
Allah diyen son kişi” denilince, İmanı tam, itikadı doğru, ilmi ve sadakati yüksek bir kimsedir. Sıradan bir Mümin değil yani…
O son kişiyi ahirette tanıyacağız. O çok büyük âlim sıfatında olacak. 
Büyük evliya olacak, normal evliya değil. Evliya hükmünde olacak. Çünkü onun adı Kuran-ı kerime ve Hadis-i şeriflere girdi. 
Kimliği gizlendi ama kişiliği anlatıldı. 
Allah diyen ilk kişi Âdem Aleyhisselam’dı. Allah diyen son kişide başka bir âdem olacak. 
O çok kutlu ve mübarek bir kişidir. 
İsmini cenabı Allah bilir, bizde bilmiyoruz.
O milyarlarca insanın içerisinde tek bir kişi. Dünyada sona kalmış o kişidir. 
Önünüzdeki zaman öyle bir zaman. Bu sayı düştüğünde; tıpkı nefes sayısının yüze, bine düşmesi gibi Kıyametin kopmasının da geri sayım başlar.
İmamı Rabbani hazretleri (Rahmetullahi Aleyh) Kıyametle ilgili bazı ipuçları verdi. İmamı Rabbani hazretleri buyuruyor ki, “Mehdi aleyhisselam, bir zemheri ayında, bir yüzyılın başında dünyaya gelecek.”
"Mehdî" sözlükte, "kendisine rehberlik edilen" demektir. Bütün istikâmetler Allah’tan geldiği için, bu kelime, kendisine Allah tarafından yol gösterilen, yani hususî ve şahsî bir şekilde Allah'ın hidayetine nail olan mânâsını almıştır.
Yeni bir yenileyici geldiğinde, onun yaşadığı dönemde İslam bütün dünyaya hâkim olur.
İkinci bin yılın yenileyicisi İmam-ı Rabbani (Rahmetullahi Aleyh) idi. Onun zamanında Osmanlı eliyle İslam bütün dünyaya yayılıp hâkim oldu.
Bu şerefli görev, Osmanlı’ya nasip olmuştur. İşte Osmanlıyı mübarek kılanda budur. İmamı Rabbani Hazretleri’nin bereketi ile Osmanlı 3 kıtaya hâkim oldu. 
Bundan sonra bu görevi Mehdi Aleyhisselam yapacaktır. Mehdi aleyhisselam döneminde İslam bütün dünyaya hâkim olacak. 
Nitekim Hadis’i şerifte, “Mehdi ben (im neslim) dendir. O açık alınlı ve ince burunludur. Dünyayı zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracak ve yedi sene hüküm sürecektir."
Hadis-i şerifte buyrulduğu gibi; Mehdi Aleyhisselam’a Mehdilik vazifesi 40 yaşında tebliğ edilecek ve 47 yaşında vefat edecektir.
Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu; “(Her asırda) ümmetimden bir topluluk kendilerine düşmanlık edenlere karşı üstünlük sağlayarak hak uğrunda savaşmaya devam edeceklerdir. Nihayet onların en sonuncusu (olan topluluk) da Mesih deccalı öldürecektir."
Buradan anlaşılıyor ki; yeryüzünde kıyamete kadar cihad devam edecektir. 
Bir yerde başlatılan bir cihad sona erince başka bir yerde yeni bir cihad başlayacaktır.
Kendilerine düşmanlık eden kimselerin güç ve kuvvetinden çekinmeden bu cihadı yürüten mücâhidler, cihadlarına devam ettikleri sürece Allah'ın lütuf ve yardımına mazhar olarak, İslam düşmanlarına karşı her zaman zaferden zafere koşacaklardır. 
Bu hadis-i şerif, Allah yolunda savaşan mücahitlerin erişecekleri zaferlerin kıyamete
kadar devam edeceğini müjdelemektedir. 
"Allah yolunda cihad yapacak olan BU CEMAATİN elde edecekleri zaferler, kâfirleri susturucu hüccetler ile hak ve hakikati ispat edici kati delil ve burhanlardan ibarettir", diyen hadis ulemasına göre, söz konusu cemaatten maksat İslam âlimleridir.
Allah'ın vadettiği bu zaferi silahların desteğinde ve harb sahalarında elde edilen muvaffakiyetlerle açıklayanlara göre ise, sözü geçen bahtiyar cemaatten maksat, Allah yolunda çarpışan gazilerdir.
Hadis ilminin mümtaz simalarından İmam Buhârî'ye göre bu cemaattan maksat İslam âlimleridir.
Şafiî ulemasından İmam Nevevî ise, bu mevzudaki görüşlerini şöyle ifade ediyor:
"İhtimal ki bu topluluk mü'minler arasına yayılmıştır. Bazıları cengâver yiğitler, bir takımları fıkıh ve hadis uleması kimisi de bu ümmetin irşad görevini üstlenmiş emrima'ruf yapan tasavvuf erbabı-dır. 
Hepsinin bir yerde olması gerekmez. Aksine ümmet-i Muhammed arasına yayılarak ayrı ayrı mevzilerde görevlerini yaparak zafere doğru adım adım ilerlerler.
Bütün bu hadis tefsirlerinde görünen odur ki; Filistin’de canlarıyla cihad yapan Mücahitler, Allah yolunda savaşan cengâverlerdir.
Rabbim onları küffara karşı galip kılsın.
Şehitlerine rahmet gazilerine güç versin (ÂMİN)
METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ

Güncellenme Tarihi : 14.1.2024 15:46

İLGİLİ HABERLER