KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Kanal 6 Televizyonu'nda star yazarlarının sorularını cevaplandıran İçişleri eski Bakanı Tantan, şok açıklamalarda bulundu. Kirliliğin had safhaya ulaştığını belirten Tantan 'Büyük bir operasyonu soruşturan savcının önüne, gizlice kasete alınmış telefon konuşmaları konuldu' dedi...
İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan, Kanal 6 Televizyonu'nda önceki gece yayınlanan 'Sisler Bulvarı' programında star yazarları Saygı Öztürk, Ömer Faruk Günel ve Semih İdiz'in sorularını cevaplandırırken, şok açıklamalarda bulundu. Tantan, büyük bir olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı'na yaptığı özel konuşmaların bant çözümlerinin masasına konulduğunu, adını verdiği ünlü bir eğlence merkezinde karaparanın aklandığını belirtti.
İşte o açıklamalar
İçişleri eski Bakanı Tantan, başlattığı yurttaşlık hareketine destek vermeye hazır çok sayıda politikacı olduğunu belirtti ve hareketlerinin büyük ilgi gördüğünü söyledi. Tantan, açıklamalarında şunları söyledi:
İSTİHBARAT: İstihbarat iç ve dış diye ikiye ayrılmalı. Türkiye'de iç ve dış güvenlik açısından telefon dinleme bir yasal çerçeve içerisinde değil. İç güvenlik açısından baktığınız zaman Türk halkı bugün güven içerisinde değil. Parlamenterler, telefonların dinlendiğine ilişkin önerge vermek yerine, Batı'daki uygulamaları getirip, onu tartışsınlar. Yasal çerçeveye oturtsunlar. Yasayı çıkartsınlar. O zaman telefonlar şantaj ve tehdit aracı olarak kullanılamaz.
ONLARI BİLİYORUZ: Telefon dinleyenlerin hepsini biliyoruz. Telefon dinleyenler eninde sonunda kendilerini yakalattıracaklardır. Bundan hiç bir zaman kaçamazlar. Çünkü, yıllardan beri bu savaşın içerisinden geliyoruz. Bize diz çöküp, hata ettiğini belirtip, af dileyenler oldu. Gelecekte de bu böyle olacaktır.
İSTANBUL VALİLİĞİ: İstanbul Valisi'nin telefonları mahkeme kararıyla dinlendi. Uluslararası bir kaçakçının valilik özel kalemindeki bir kişiyle ilişkisi olduğu valiye anlatılmasına rağmen, vali o kişiyi görevden almadı. Almadığına göre, bir takım şaibeler var demektir. Orada, makam değil, dinlenen şahıs önemli. Baktığınız zaman vali o kişiye sahip çıkıyor.
DOSYASI KABARIKLAR: Yolsuzluklarla mücadele bir kişinin değil, topyekün bir mücadeleyi ve yasal değişiklikleri gerektiriyor. Siyasetçi Emniyet'ten elini çekmiyor. Bazı siyasetçiler yüzünden namuslu, düzgün, mücadeleci, nitelikli, dürüst insan varsa hepsini birden yok ettiler. Dosyaları ne kadar kabarık insan varsa, hepsi göreve getirildi. Bunu herkes konuşuyor. Emniyet'te karekterli, ülkesini milletini seven binlerce insan var. Tantan'ın ekibi diye görevden alınanlar, uzaydan gelmedi, hepsi Emniyet'te çalışan kişilerdi.
KARAPARA AKLANIYOR: Yolsuzluk ekonomisiyle büyüyen bir güç var. Karapara, mal ve para hareketinin bilgisayar ortamıyla takibini hükümete kabul ettiremedik. Bizde para gelsin de nasıl gelirse gelsin anlayışı var. MASAK adeta kara para ortaya çıkmasın diye kurulmuş. Beyazıt'ta kara para aklanıyor. Geçenlerde İstanbul'da büyük bir eğlence merkezi açıldı (Tantan isim veriyor). Açan kişiye baktığınız zaman, oradaki kiralara baktığınız zaman orada o paranın kazanılması mümkün değil. Karapara aklıyorlar.
KELEPÇE: Saygın, işinde gücünde olan işadamına değil, soyana takılıyor. Türkiye'de kuralsızlıklar hakim. Kimse kuralın hakim olmasını istemiyor. Kendi menfaatine göre onu yorumluyor. Güvenlik gücüne 'kelepçe takacaksınız' diye kural koymuşsunuz. Bakan olarak polise 'şuna kelepçe takmayın' diyemezsiniz. Görevlinin kendi iradesindeki bir iş.
KİM BU ZİBİDİLER?: Polis teşkilatında nitelikli, namuslu, şaibeye bulaşmamış, ülkeye hizmet edenler var. Hırsızlar ve hırsızlara hizmet edenler var. Şaibeli kişileri sistem koruyor. Adaletsizlik had safhada. Türkiye'de kuralsızlıklar hakim olduğu için eline bilgi geçiren bunu şantaj malzemesi olarak kullanıyor. Birileri halk kahramanı gibi çıkıyor, 'devlet beni kullandı' diyor. Devletin kendi görevlisi var. Onları niçin kullanmıyor da, sokaktaki zibidiyi kullanıyorlar? O zibidi de halk kahramanı olarak geziyor. Hukukçunun, bunu yapan bürokrata, siyasetçiye karşı dava açması gerekiyor. Hukukçunun bunu yapan bürokrata siyasetçiye karşı 'niçin yasanın dışına çıktın?' diye sorması lazım. Bütün bunların arkasında para toplama mekanizması, kirlilik var.
Savcıyı da dinlemişler
SAVCIYA ŞANTAJ: Bir adli olayda savcının önüne 'şunu oku' diye bir kağıt konuyor. O, savcının dinlenmiş bir telefon konuşması. Mahkemede yardım etmesi için bu kağıt önüne konuyor. Bunun Türkiye'den süratle kaldırılması lazım. Türkiye'de kirlilik o kadar had safhaya ulaşmış ki, her tarafı tehdit ediyor. Namuslu insanlar tehdit altında, hırsızlar tamamen hakim olmuş vaziyette. Adalet duygusu çöktü, güvensizlik duygusu hakim. Türkiye'de yalan gündem hakim.
YURTTAŞLIK HAREKETİ: Bizim halkı aldatan, soyan zihniyeti, daha fazla çırpınmaması için rahatlatmamız gerekiyor. Halkın bir parçasıyız. Bu yolsuzluğa, yoksulluğa, adaletsizliğe ve teslimiyete karşı savaşa gidilir. Şimdi yolsuzluğa, adaletsizliğe, teslimiyete ve haksızlığa karşı halkla beraber savaşa gidiyoruz. 'Yurttaşlık hareketi önderi olmak istiyorum' diyen herkes gelebilir. Biz orada hiç kimseye tahdit koyamıyoruz. Bizim bir tek tahdidimiz var: Namuslu olacak, halkı aldatmayacak, dürüst ve savaşçı olacak. Yani ihbar beklemeyecek. Ülkenin ihtiyacı, ihbar bekleyen değil, savaşçı insanlardır.
Biz ülkeye hizmet edecek projeleri halka takdim edeceğiz. Hedefimiz adalet, eşitlik, özgürlük ve dürüstlük ilkesi üzerine kurulmuş, bilimi, erdemi, adaleti ilke edinmişiz. Burada hedef namuslu insanların hırsızların savaşıdır. Aslında, bu kirliliğe bulaşmış insanlar kirlilikten kurtulmak istiyor.
İTİBAR ETMİYOR: Halk bütün gerçekleri biliyor. Aleyhimizde yazılan yazılara halk hiç itibar etmiyor. Biz o konuda çok rahatız. Keşke üzerimizde sürekli saldırı olsa. Bize o, büyük güç veriyor. Eğer saldırı olmazsa, bir tehlike var demektir. Bizi o zaman uyuşukluğa iter. Beni bütün yaşamım boyunca, saldırı her zaman güçlendirmiş ve daha şiddetlendirmiştir. Saldırı olmadığı zaman bir tehlike vardır, oradan korkmamız lazım.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:06