TARTIŞMALI BİR RAPOR: "TÜRK ASKER - SİVİL İLİŞKİLERİ VE AB"
Raporda, TSK’nın güvenlikle ilgili politika üretme mekanizmasının yeterince kontrol edilebilir ve saydam olmadığı savunularak, bu görevin parlamentoya devredilmesi isteniyor. Projenin hazırlık safhasında yer alan Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden (ASAM) Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu rapora tepki göstererek görevden çekilirken, projede bağımsız olarak çalışan eski Genelkurmay 2. Başkanı Emekli Orgeneral Edip Başer de ekipten ayrıldı. Bu nedenle hazırlanan raporun açıklanması, ekim ayına bırakıldı.
Başer Hürriyete yaptığı açıklamada, bu çalışmaya davet edildiğini ve çalışma sonuçlarını Avrupa Konseyi’ne aktarmayı amaçladıklarını belirtti. Başer, çekilme gerekçesini şöyle açıkladı: ‘Türkiye’nin koşullarını, önceliklerini anlatmaya çalıştık. Nihai raporda üzerinde durduğum konulara yeteri kadar yer vermediklerini gördüm benim görüşlerimi ifade etmeyen bir yerde imzamı tutmam doğru olmazdı.’ Başer, raporun son halinde Genelkurmay’ın doğrudan Milli Savunma Bakanlığına ‘acilen’ bağlanmasını istediğini kaydederek, ‘Ben bunun bir zorunluluk olmadığını düşünüyorum’ dedi.
AĞIR BİR DİL VARDI
Raporun ilk halini beğenmediklerini kaydeden ASAM Başkanı Gündüz Aktan ise raporun ikinci kez hazırlandığını, ancak eskisinden de ağır bir dil kullanıldığını savunarak ekipten çekildiklerini açıkladı. Bir kaynak ise raporun aslında hazır olduğunu, ASAM’ın çekilmesinden sonra yayın için ekim ayını beklediklerini belirtti. Türkiye’nin Ekim ayında AB ile müzakerelere başlayacağını hatırlatan kaynak raporun o zaman daha verimli bir şekilde tartışılacağına inandıklarını kaydetti.
İstanbul Politika Merkezi ve Avrupa Güvenlik Çalışmaları Merkezi (CESS) ise çalışmayı tamamlayarak raporu hazırladı. ‘Türk asker - sivil ilişkileri ve AB: Sürekli yakınlaşma için hazırlık’ adlı rapor hakkında konuşan ekip başkan yardımcısı Prof. Peter Volten, ASAM’ın ekipten neden çekildiklerini anlamadıklarını, benzer raporları AB’ye 2003 Mayıs’ında katılan eski Doğu Bloku ülkeleri için de hazırladıklarını ve faydasını gördüklerini kaydetti. Volten, TSK’nın AB sürecinde çok büyük değişikliklere imza attığını, ancak güvenlikle ilgili konularda karar alma ve politika üretme mekanizmasının hala TSK’da olduğunu kaydetti. Volten’e göre rapor, bu görevin parlamentoya devredilmesi savunuyor. Volten, TSK’ya getirilen eleştirinin karar alma mekanizmasıyla ilgili olduğunu söyledi. Raporda TSK’dan güvenlikle ilgili konularda ortaya konan karar alma mekanizmalarını şeffaf hale getirmesi isteniyor. Ayrıca, TSK’nın parlamentonun isteklerine cevap veren bir organizasyona geçmesi gerektiği de savunuluyor.
AB, NE İSTEDİĞİNİ BİLMİYOR
Volten, AB’ye üye ülkelerin tümünde ordunun güvenlikle ilgili konularda karar alma sürecine çeşitli şekillerde danışman olarak katıldığını, ancak parlamento tarafından verilen görevi talimatlar çerçevesinde yerine getirdiğini kaydetti. Volten, ‘Eğer TSK bu süreci tam olarak yerine getirmediyse bunun suçlusu da bir yerde AB’dir. AB, Türk ordusundan ne beklediğini hálá tam olarak ortaya koymamıştır’ dedi. Volten, TSK’nın Batı tarafından hükümetin işine karışan, karar alma sürecine doğrudan müdahale eden, adeta devlet içinde devlet şeklinde bir yapı olarak görüldüğünü, ancak bunun doğru olmadığını, gerçeği yansıtmadığını belirterek, Ankara’nın bu gerçeği Batı’ya iyi anlatması gerektiğini kaydetti. Volten raporu hazırlarken Türk akademisyenlerle, parlemanterlerle ve Genelkurmay yetkilileri ile pek çok defa görüş alışverişinde bulunduklarını kaydetti. Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Sjoerd Gosses ise raporu okuduğunu belirtti, ‘mükemmel’ olarak niteledi.
TSK ekibini çatlatan maddeler
1-Başbakanlığa bağlı olan Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı, doğrudan Milli Savunma Bakanlığı’na bağlansın. Hem de acilen...
2-TSK’nın güvenlikle ilgili politika üretme mekanizması yeterince kontrol edilebilir ve saydam değil. Bu görev parlamentoya devredilsin.
İlk değil
RAPORU hazırlamak üzere daha önce bir araya gelen ekip arasında da daha önce rahatsızlık yaşanmıştı. 17-18 Kasım 2004 tarihinde İstanbul’da yapılan ‘Türkiye’de hükümetler ve askeri bakışta değişiklikler’ toplantısında Emekli Orgeneral Edip Başer, yabancı uzmanların Türkiye konusunda bilgi eksikliği ve zaman zaman da önyargılardan kaynaklanan yanlış değerlendirmelerde bulunduğunu savunmuştu. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Haluk Kabaalioğlu ise yabancı katılımcılardan bazılarının Türkiye gerçeklerini bilmeden sağlıklı sonuçlara varamayacaklarını belirtmişti.
Akademisyen, asker ve diplomatlar var
TÜRKİYE’den ve yurtdışından pek çok ünlü akademisyen, asker ve diplomatın yer aldığı projeyi İngiliz raportör David Greenwood kaleme aldı. Raporun hazırlanması fikri daha önce Hollanda Büyükelçisi olarak Ankara’da görev yapan, Hollanda Dışişleri Bakanı olarak AB dönem başkanlığında Hollanda’yı temsil eden Michael Bot tarafından ortaya atıldı. Hollanda Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen ve Istanbul Politika Merkezi, ASAM ve Avrupa Güvenlik Çalışmaları Merkezi (CESS)’in ortaklığı ve dışarıdan bazı yardımlarla ortaya çıkan ekipte 2003 Ağustos’unda trafik kazasında hayatını kaybeden Prof. Ali İhsan Bağış, Türk ordusu ile ilgili çok kapsamlı bir kitap yazan Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu öğretim üyesi William Hale, Bilkent Üniversitesi öğretim Üyesi Dr. Metin Heper, Hollanda Üniversitesinde Türk Kürsüsü Başkanı Prof. Eric Jan Zurcher, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Haluk Kabaalioğlu, Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Ali Karaosmanoğlu, eski Hollanda Savunma Bakanı, BAB eski Genel Sekreteri Dr. Wim van Eekelen, eski AB Komisyonu Türkiye büyükelçisi Michael Lake bulunuyor.
Hollanda kendi krallığını halletsin
Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu ile birlikte ekipten ayrılan emekli Orgeneral Edip Başer, Genelkurmay’ın bir sivil otorite olan Başbakanlığa bağlı olmasının demokrasiye aykırı olmadığını kaydetti, ‘Onlar sizde demokrasi yok demeye getiriyor’ yorumunda bulundu. Başer, ‘Eğer bütün AB’de her sistemin aynı olması isteniyorsa bazı ülkelerde krallık var. Önce bunu çözsünler’ dedi.
:Özgür Ekşi - Hürriyet