TIP TEKNOLOJİİSNDE "KALEM ABLASYON" MUCİZESİ
Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç.Dr. Kaan Kırali, en sık gözlenen kalp ritim bozukluğunun atriyal fibrilasyon olduğunu söyledi. Bu hastalıkta kalp atımını başlatan uyarıların kalbin elektriksel sistemi dışındaki dokulardan kaynaklandığını kaydeden Kırali, "Bu durum ise çok hızlı ve organize olmayan bir kalp ritmi oluşturuyor. Öyle ki, atriyumdaki uyarı sayısı dakikada 300-600 arasında olabiliyor. Atriyal fibrilasyon yaşlılardaki en büyük felç (inme) nedenlerinden biri. Herhangi bir kalp hastalığı olmayan toplumda görülme oranı yüzde 0.4 civarında" diye konuştu.
Yaşla artan bu hastalığın, 60 yaşın altında yüzde 1'den az, 80 yaş üstünde ise yüzde 10 civarında görüldüğünü belirten Doç.Dr. Kaan Kırali, "Eğer atriyal fibrilasyon altta yatan bir kalp hastalığına bağlı ise bu hasta gruplarında görülme sıklığı yüzde 50'lere kadar yükselebiliyor. Atriyal fibrilasyon ayrıca kalbin pompalama gücünde yaklaşık yüzde 20-30 azalmaya da neden oluyor" dedi.
Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç.Dr. Kaan Kırali, kalp ritim bozukluğunun ani ortaya çıkması durumunda hastaların şikâyetlerinin çarpıntı, nefes darlığı, yorgunluk, baş dönmesi, göğüste basınç hissinin artması olduğunu söyledi. Doç.Dr. Kaan Kırali, sağlıklı kişilerde kalp atımlarının periyodik ve dakikada 60-100 arasında olduğunu belirterek, "Kalbi bir emme-basma tulumba gibi düşünecek olursak, bu pompa dakikada eşit sayıda ve aralıklarla kendisine gelmesi gereken kanı alır ve vücut ile akciğerlere pompalar. Bütün kalp atımları aynı düzende olduğundan kalbin hem sol, hem de sağ kulakçık (atriyum) boşluklarına gelen kanın hepsi buralardan eşit sürede sol ve sağ karıncık boşluklarına (ventrikül) gönderilir" şeklinde konuştu.
Kalp düzenli çalıştığı müddetçe kalp içerisindeki kanın her döngüde tamamen boşaldığı için içerisinde kan birikmesinin meydana gelmeyeceğini kaydeden Kırali, kalp ritmindeki bozulmaların kalp içerisindeki kanın tam boşalmasını engelleyici en önemli sağlık problemi olduğunu söyledi. Kırali, bu durumda kalp içerisinde kalan kanın pıhtılaşabileceğine dikkat çekerek, "Bu pıhtı parçacıkları beyin veya diğer organlara atılarak o organların yetmezliğine (ölüm, felç, kalp krizi, akciğer embolisi, alt vücut damarlarında tıkanma gibi) yol açabilir" dedi.
RİTİM BOZUKLUĞU, GENELLİKLE KALBİN BAŞKA HASTALIKLARINDAN KAYNAKLANIYOR
Doç.Dr. Kırali, kalbin düzensiz çalışmasının (ritim problemi) genellikle altta yatan kalbe ait bir rahatsızlığa bağlı olduğunu ifade ederek, "En sık görülen nedenler kalp kapakçıklarını tutan kalp romatizması, koroner arter hastalığı, doğumsal kalp hastalıkları ve kalp cerrahisi sonrasıdır. Ayrıca yüksek tansiyon, kansızlık, guatr, böbrek hastalıkları, kronik akciğer hastalıkları (amfizem, astım gibi) da başka nedenler' şekline konuştu.
Ritim problemli hastaların en az yüzde 10'unda da altta yatan bir kalp hastalığının saptanamadığını ifade eden Kırali, bu hastalardaki nedenlerin ise aşırı alkol veya kafein kullanımı, stres, bazı ilaçlar, metabolik bozukluklar veya ağır enfeksiyonlar olabileceğini vurguladı. Kırali,bazı hastalarda ise hiçbir neden bulunamadığını kaydetti.
Kırali, atriyal fibrilasyon tedavisinin seçiminin altta yatan hastalıklar ve hastanın şikayetlerine göre belirleneceğini ifade ederek, "Atriyal fibrilasyon için birçok tedavi seçeneği mevcuttur: ilaç tedavisi, elektroşok, kalıcı pil uygulaması, açık kalp cerrahisi yöntemi, ablasyon yöntemleri" ifadelerini kullandı. Kırali, tedavinin amacının normal kalp ritminin tekrar kazanılması ve kalp hızının kontrol altına alınarak olası bir felç gelişiminin önlenmesi olduğunu kaydetti.
Kaan Kırali, kalp ritim bozukluğunda kardiyoloji uzmanlarının ve kalp damar cerrahisi uzmanlarının uyguladığı iki ayrı ablasyon tedavisi olduğunu söyledi. Kardiyologlar tarafından uygulanan kapalı girişim tipinin, çoğunlukla kasık toplardamarından (ven) girilerek kalbin içine gönderilen yumuşak kateterler aracılığıyla uygulandığını ifade eden Kırali, "Uygulama süresi çok uzundur ve meydana gelebilecek bir problemde hastanın ameliyata alınması uzayabilir. Kalp cerrahları tarafından uygulanan açık girişim tipi açık kalp cerrahisi sırasında uygulanıyor. Genel anestezi altında uygulanmakla birlikte, seçilmiş olgularda epidural anestezi ile hasta uyutulmadan da yapılabilmektedir. Sol kulakçık açılarak yine pulmoner venlerin etrafı kalem ablasyon kateteri ile gözle görülerek yakılır ve pulmoner venlerin atrium ile elektriksel bağlantısı kesilerek ablasyon işlemi bitirilir. Eğer kalp açılmamışsa sol kulakçığın dışından uygulanan diğer bir aletle (bipolar ablasyon kateteri) aynı işlem yapılabilir. İşlem süresi yaklaşık 10 dakika kadardır ve olası bir problem durumunda anında müdahale etme olanağı vardır. Başarı şansı daha yüksektir" açıklamasında bulundu.
TIP TEKNOLOJİSİNİN MUCİZESİ: KALEM ABLASYON
Kalem ablasyonun tıp teknolojisinin en yeni ürünlerinden biri olduğunu belirten Kaan Kırali, Koşuyolu Kalp Hastanesi olarak bu yöntemi kısa bir süreden beri uyguladıklarını vurguladı. Kırali, girişimden 1 yıl sonra kalbin normal ritminde kalma oranının yaklaşık yüzde 75'ler seviyesinde bulduklarını belirterek, "Bu dünya standartlarında bir orandır. En sık (yüzde 75) kalem ablasyon tekniğini tercih ettik, bunun da nedeni hastalarımızın yüzde 85'inde romatizmal kalp hastalığına bağlı mitral kapak problemi
bulunması idi. Ablasyon girişimine bağlı ciddi bir komplikasyon ile karşılaşmadık" dedi.
Kaan Kırali, özellikle açık kalp cerrahisi ile tedavi edilecek kalp hastalarında kalem ablasyon kateterinin kullanıldığını ifade etti. Bu tekniğin de kendisine ait özel kullanım şartları olduğunu kaydeden Kırali, yöntemin ancak deneyimli ellerde problemsiz uygulanabileceğini söyledi. Kırali, başarılı bir uygulamadan sonra ameliyat çıkışı ritim proefclen nedenler kalp kapakçıklarını tutan kalp romatbleminin düzelmesi oranının yaklaşık yüzde 90'ın üzerinde olduğunu belirterek, "Hastaneden taburcu edilirken bu oran biraz daha düşük olabilir" dedi.
Kalem ablasyon kateteri ile yapılan girişimin en sağlıklı tedavi yöntemi olduğunu kaydeden Kırali, bu yöntemin gerçek anlamda tıbbın bir mucizesi olarak adlandırılabileceğini ifade etti. Kırali, "Bu yöntemle hastanın kalp ritmi düzelmekte ve kalp yetmezliği, pıhtı atmasına bağlı felç veya ölüm, kan sulandırıcı ilaçlara bağlı kanama riski bertaraf edilmektedir. Hastalara daha konforlu bir yaşam sunmaktadır" şeklinde konuştu.