Ekonomi
  • 25.12.2004 14:36

TİSK BAŞKANI BAYDUR: ''TÜRBAN VE TESETTÜRÜN YANLIŞ İDEOLOJİLERİN SİMGESİ YAPILMASINA İZİN VEREMEYİZ''

SAFURE CANTÜRK-ZAFER ÇAKMAK ANKARA - Baydur, hükümete kadrolaşma ve başörtüsü sorunu konusunda da gönderme yaparak, ''Türban ve tesettürün yanlış ideolojilerin simgesi yapılmasına izin veremeyiz. Türban ve tesettür ne dinimize ne milliyetimizi ne de ülkemizi temsil edemez. Devlet yönetiminde yalnız sizden olanlara değil, olmayana da kapılarınızı açınız. Eğer dinimizi seviyorsanız kültürlü hoca ihtiyacını karşılayın. Milletvekili dokunulmazlığını kaldırın'' tavsiyelerinde bulundu. Baydur, siyasilerin en zayıf noktalarını da 'geçmişleri, yaşam tarzları ve sinir sistemleri' olarak açıkladı. Hilton Otel'de düzenlenen TİSK 22. Genel Kurulu'na Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanları Ali Babacan ve Kürşad Tüzmen, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Tarım ve Köy İşleri Bakanı Sami Güçlü, milletvekilleri, işçi ve işveren temsilcileri katıldı. Genel Kurulun açılış konuşmasını yapan TİSK Genel Başkanı Baydur, tek başına iktidara gelen AK Parti hükümetinin ekonomi politikalarından genel anlamda memnun olduklarını; ancak hala birçok sorunun olduğunu belirterek, Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme sürecine en kısa sürede girmek zorunda olduğunu ifade etti. Uygulanan kamu politikalarının işsizliğe çare olmadığını vurgulayan Baydur, Türkiye'nin işsizlikte OECD ülkeleri arasında 4. sırada yer aldığına dikkat çekti. Ekonomik büyümeye rağmen işsizliğin azaltılamamasının en önemli sebebinin işverenler üzerindeki vergi ve prim yükleri olduğunu belirten Baydur, ''Asgari ücret tespitinde tüm faktörleri göz önüne almalıyız. Her adım atışımızda ve asgari ücret üzerindeki her harekette işsizlik tetiklenir'' diye konuştu. Baydur, vergi ve sigorta prim yükündeki aşırılığın yatırımları engellediğinin altını çizerek, sigorta primlerine devletin de katılması gerektiğini dile getirdi. Baydur, aksi takdirde sosyal devlet deyiminin lafta kalacağını, yoksullara aş ve ekmek dağıtılarak bir yere çıkarılamayacağını, ekmek yerine iş dağıtılması gerektiğini kaydetti. Baydur, 4857 sayılı İş Kanunu'nun tarafların beklentileri ile AB hedeflerine bir miktar yaklaşıldığını; ancak hala kıdem ve ihbar tazminatı ile işletmelerin ipotek altında olduğunu belirterek, ''İş Kanunu'nda denge kurulabilmesi için kıdem tazminatında her tam yıl için işveren tarafından işçiye ödenecek 30 günlük ücretin 15 güne indirilmesi ve hak kazanma süresinin 1 yıldan 3 yıla çıkartılması gerekiyor'' dedi. Avrupa Birliği sürecinde Başbakan Erdoğan'ın çalışmalarını takdirle karşıladığını ifade eden Baydur, ''Sayın Başbakan orada ne eğilmiştir ne de dik durarak başkalarını kırmıştır. Noksanlarını kabul etmiş ve Türkiye'yi tatmin etmiştir'' şeklinde konuştu. BAYDUR'DAN SİYASİLERE BİR DİZİ TAVSİYELER TİSK Başkanı Baydur konuşmasında siyasi partilere bir dizi tavsiyede de bulundu. ''Bozuk ete gereğinden fazla tuz koymakla yiyeni aldatamazsınız. Onun için zamanı iyi değerlendirip, eti kokutmayın'' diyen Baydur, siyasetçilerin en zayıf tarafının geçmişleri, yaşam tarzları ve sinir sistemleri olduğunu söyledi. Baydur, halk üzerinde iz bırakan geçmişi silmenin zor olduğunu; ancak imkansız olmadığını vurgulayarak, AK Parti'nin mutlaka bu zorluğun üstesinden gelmesi gerektiğini ifade etti. Siyasi İslam felsefesinin Türk insanının felsefesine uygun olmadığının, buna kimsenin heves etmemesi gerektiğinin, edene de müsaade edilmeyeceğinin altını çizen Baydur, konuşmasına şöyle devam etti: ''Türban ve tesettür bir yaşam tarzıdır. Onun yanlış ideolojilerin simgesi yapılmasına izin veremeyiz. Türban ve tesettür ne dinimize ne milliyetimizi ne de ülkemizi temsil edemez. Avrupa normlarının şartlarını Avrupalı gibi görmeliyiz. Bu bakış A'den Z'ye köklü değişim ve uygulama ister. Ancak kişilerin düşüncelerine de müdahale etmemiz gerekir. Bir devletin saygınlık ve ciddiyeti, adalet huzurunda içerde ve dışarıda kişilere göre değil, kurallara ve yasalara göre değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmeyi doğru ve hatasız yapın. Devlet yönetiminde yalnız sizden olanlara değil, olmayana da kapılarını hep açınız. Siyasi parti yöneticileri herkese ve yasal her kuruluşa karşı önyargıdan uzak ve hoşgörülü olmalıdır. Yüksek oranla iktidar olmuş siyasi kuruluşların yumuşak karnı sinir, saldırı ve kendi yaptıklarının doğruluğuna inanmaktır. İktidarın da muhalefetin de siyasi saygınlığı önce kendi içinde demokrasiyi, adalet ve tarafsızlığı sağlamakla mümkündür. TBMM suçları ve hataları koruma yeri değildir. Onun için dokunulmazlığın kaldırılması milletvekilliğinin saygınlığını arttıracaktır. İyi ve doğru yaptığınız hizmetler kötü, yanlış ve kasıtlı uygulamalarınızın fatura bedelini ödeyemez. Hep doğru yerde ilerlemek zorundasınız. Müslüman bir memlekette dini ara eğitim kuruluşlarının kapatılmasını doğru bulmuyorum; ancak imam hatip mezunlarının lisans eğitimini ilahiyat, tarih, felsefe, psikoloji, sosyoloji ile takviye edip halkımızın cahil hocalardan kurtulmasını sağlamalıyız. Eğer dinimizi seviyorsanız kültürlü hoca ihtiyacını karşılamak zorundasınız.'' Baydur, bürokratları inandıkları evraklara imza koymaktan çekinmemeleri gerektiğini, kişi ve iktidarlara değil, millete hizmet etmeleri gerektiğini bildirdi. Girişimcilerinin de kapıya konulan her işçinin yıkılan bir yuva olduğunu bilmeleri gerektiğini belirterek, her koltuğun bir bırakma zamanı olduğunu, bu zamanın iyi tespit edilmesi gerektiğini ifade etti. TİSK Onursal Başkanı Halit Narin ise, Başbakan Erdoğan'a seslenerek, ''Yatırımları teşvik etmeniz doğrudur. Ancak hala bürokrasiyi yatırımların yanına çekemediniz. Türkiye'nin Avrupa'nın yükselen yıldızı olmasını istiyorsanız, bunu yapmak zorundasınız'' dedi. Narin ayrıca, Başbakan Erdoğan'a bankacıları şikayet ederek, kredi kartlarına uygulanan faiz nedeniyle halkın satın alma gücünü azalttıklarını ve ayrıca asıl görevleri olan ekonomiyi finans etmek yerine devlete borç verdiklerini dile getirdi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:31

İLGİLİ HABERLER