TÜKETİCİ DE YAPILANDIRMA İSTEDİ
ADANA - Kaya, yaptığı açıklamada, tüketicilerin, 2008 yılında baş gösteren ekonomik kriz nedeniyle gelir kaybı yaşadığını söyledi. Bu dönemde tüketicilerin, temel ihtiyaçlarını dahi kredi kartı ile temin etmenin yanında biriken borçlarını ödeme noktasında zora düştüğünü anlatan Kaya, 2009 yılında 5915 sayılı yasa ile getirilen yapılandırmanın dar kapsamlı tutulmasından dolayı talep görmediğini, tüketicilerin kredi kartına olan borç birikimi ve takibe alınan borçlarının artarak devam ettiğini söyledi.
Krizin borç sarmalına sürüklediği tüketicilerin, aldıkları konut, taşıt veya ihtiyaç olmak üzere tüketici kredilerini de ödemekte sorunlar yaşadıklarını ifade eden Kaya, şöyle konuştu:
''Kredi borçları tüketicinin kabusu haline gelmiştir. Takipteki krediler, kriz dönemine gelen son iki senede yüzde 100'den fazla artış göstermiştir. Kredi kartı borçları kriz nedeni ile sürekli artış gösterdiği gibi, 2007 yılında takibe alınan borç oranı yüzde 8 iken bugün itibariyle yüzde 10'un üzerindedir. Kredi kartı borçları kriz sürecinde daha çok olmasına karşın tahsili zor alacakların varlık yönetim şirketlerine devri ve birçok tüketicinin servetlerini kaybetme pahasına borçlarını ödeme arzusu nedeniyle, kredi kartının tüketiciye maliyeti resmi rakamların çok üzerindedir.''
Kriz sürecinin akabinde düşünülen yapılandırma çalışmalarında, kredi kartı ve kredi borçlarının da yer alması gerektiğinin altını çizen Kaya, ''Kredi kartı ve kredi borçlarına yeniden yapılandırma ile tüketicinin rahat nefes alması sağlanmalıdır'' diye konuştu.
-''36 AY VADE İLE TAKSİTLENDİRME İMKANI GETİRİLMELİ''-
Kaya, gündemdeki kriz yapılandırması projesinin topluma faydalı olabilmesi için takipteki kredi kartı ve tüketici kredileri için borçların anaparasının 5915 sayılı yasadaki gibi yeniden yapılandırılarak, düşük faizle ve 36 ay vade ile taksitlendirme imkanı getirilmesi gerektiğini belirterek, faiz oranının da piyasada uygulanan oranların altında olmasını istedi.
Takibe düşmese de, kredi kartı borcunu ödemede güçlük çeken tüm tüketicilerin borç yapılandırma imkanından yararlanması gerektiğine dikkati çeken Kaya, şöyle devam etti:.
''5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası'nın 9. maddesinde yer alan (?bir gerçek kişinin sahip olduğu tüm kredi kartları için tanınacak toplam kredi kartları limiti, ilk yıl için ilgilinin aylık ortalama net gelirinin iki katını, ikinci yıl için ise dört katını aşamaz.) hükmü hayata geçirilmeli, aykırı davranışlar BDDK tarafından yapılacak etkin denetimle önlenmeli. Kullanımda olan kredi kartlarının limitleri reel gelirlere uygun hale getirilmeli. Limit düzenlemesi, yeniden yapılandırmanın bir ön koşulu olarak kabul edilmelidir.
Halen yüzde 20 olarak uygulanan asgari ödeme tutarı BDDK tarafından yüzde 40'a çıkarılarak kredi kartının borçlanma aracı olarak kullanılmasının önüne geçilmeli.''
5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 8. maddesinin, ''talepte bulunmayan veya sözleşme imzalamayan kişiler adına hiçbir şekil ve surette kart verilemez'' hükmünün getirildiğini anlatan Kaya, ''Son yıllarda maaş ve kiraların bankalar aracılığıyla ödenme zorunluluğu getirilmesi ile de birlikte, talep olmaksızın tüketiciye kredi kartı gönderilmektedir. Bu tür uygulamalara son verilmeli'' dedi.