Gündem
  • 11.11.2008 15:16

ÜMRANİYE BOMBALARININ SAHİBİ İLK KEZ KONUŞTU

Ergenekon Davası'nın 12'inci oturumu başladı. İddianamenin tamamlanmasının ardından bugün sanıkların savunmalarına geçildi. Bugünkü oturuma tutuklu sanıklardan Adnan Akfırat haricindeki diğer sanıklar katıldı. Tutuksuz sanıklardan Kemal Alemdaroğlu, Güler Kömürcü'nün de aralarında bulunduğu bazı isimler salondaki yerlerini aldı.

"BİZ BİR SENARYO İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

Ergenekon davasının bugün devam edilen 12. duruşmasında savunmasına başlanan tutuklu sanıklardan emekli astsubay Oktay Yıldırım, hakkındaki iddiaları kabul etmedi. Yıldırım, Ümraniye'de ele geçirilen bombaların kendisine ait olmadığını savunarak, tutuksuz sanıklardan Ali Yiğit ve babası Şevki Yiğit'in emniyet ve savcılıktaki ifadelerinin çelişkilerle dolu olduğunu söyledi. Yıldırım, "Biz bir senaryo ile karşı karşıyayız. Bu senaristin hayal kırıklığıdır" dedi.

Duruşmada savunmasına başlanan tutuklu sanık emekli astsubay Oktay Yıldırım, "Bir siyasi davanın bir numaralı sanığı olarak huzurunuzdayım. İddianamede bulunan suçlar için yazılı bir savunma hazırladım. Savunmamdan özetleyerek okumak istiyorum. 1989 ve 1999 yıllarında Doğu ve Güneydoğu'da terörle mücadele ettim. Bu zamanda sağ bacağımdan sakatlandım. 1999 yılında Van'da iki ameliyat geçirdim. Ameliyatımın ardından 1999 yılında İstanbul'a atandım. 2001 yılından 2003 yılına kadar ise tedavi gördüm. Daha sonra gazi olarak emekli oldum. İstanbul'da oturuyorum. Görevimden dolayı birçok ödül aldım ve görevimde olduğum süre içerisinde bir tek suç işlemedim. İddianamede yer alan iddialar düzmecedir. Uzun süredir tutukluyum. Bu süre zarfında burada olmaktan gurur duyar hale geldim. Ben Mahmut Öztürk ile Kilis'te görev yaptım. Bu nedenle Mahmut Öztürk'ü tanıyorum. Muzaffer Tekin ile de 1998 yılında birlikte Hakkari'de görev yaptık. Ben Mahmut Öztürk ve Muzaffer Tekin'den bu zamana kadar zarar görmedim. Emekli olduktan sonra internette yazılar yazmaya başladım. Emekli olduktan sonra Muzaffer Tekin ile görüşmeye devam ettik. Belli bir zaman sonra ordu sizin ailenize dönüşür. Ben hayatımı ülkeme adamış emekli bir askerim. Burada bulunan sanıkların hiçbiri birbirini tanımaz. Ergenekon davası yıla hikayesine döndü. Ümraniye'de ele geçirilen bombalar Mehmet Demirtaş'ın evinde bulundu. Mehmet Demirtaş benim askerimdi. Hastanede rahatsızlığım döneminde beni ziyaret etmişti. Şuanda nerede onu bile bilmiyorum. Ali Yiğit'i tanımam. Sadece göz aşinalığı var. Kimdir, nedir bilmem" dedi.

Neden gözaltına alındığının kendisine söylenmediğini anlatan Yıldırım, "Evimi aradıklarında ruhsatlı silahlarımı ben kendim gösterdim. Bir tane ruhsatını bulamadığım silahımı aldılar. Sonra emniyette ruhsatın yerini hatırladığımı söyledim. Bana artık çok geç dediler. Bombaların bana ait olduğu söyleniyor. Ben bu bombaları görmedim. Avukatımda bende görmedik. Mahkeme Başkanının huzuruna çıktıktan sonra, mahkeme başkanı bana bu bombaları sormadı. Avukatım bu bombaları hatırlattı. Bir dakika sonrada tutuklandım" diye konuştu.

Yıldırım, "Bana ait olduğu iddia edilen bombaların sadece fotoğraflarını gördüm. Bana emniyetteki sorgularda Danıştay saldırısı ve Muzaffer Tekin ile ilgili sorular soruldu. Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Tuncay Özkan ile ilgili bağlantılarım soruldu. Ben Ali Yiğit'e, Ümraniye'deki bombaların ele geçirildiği evin damına çıkıp çıkmadığımın sorulmasını istiyorum. Benim bombalarla bir ilgim yok" dedi.

Tutuksuz sanık Ali Yiğit'in ifadesinde evinin damında, sandığın içinde bomba olduğunu ancak bunların içeriğini bilmediğini söylediğini anlatan Yıldırım, "Hatta ifadesinde o kutuyu alıp salladığını, yerine koyduğunu söylemiş. Madem o kutuyu alıp salladı neden onun parmak izine rastlanmadı? Benim parmak izi raporum ve emniyette gerçeğe aykırı raporlar vardır. Bunlar hata mı, kasıt mı, özensizlik mi bunların ortaya çıkmasını istiyorum. Bunlar iki dakikada beni tutuklayan mahkeme heyetinin dikkatini çekmemiş mi? Ali Yiğit ve babası Şevki Yiğit'in emniyet ve savcılıktaki ifadeleri çelişkilerle doludur. Bu çelişki baba ve oğul arasındaki kopukluğun göstergesidir. 156'yı arayıp ismini ve kimliği açıklamayan biri Ümraniye'de bir evde el bombaları ve C4 bombalarının bulunduğunu ayrıntılı olarak anlatmıştır. 27 adet el bombası ele geçirilmişti. Peki C4'ler nerededir? Şevket Yiğit ve Ali Yiğit bu konuda sorgulandı mı? Yoksa ihbar sırasında ağızdan mı kaçtı? bütün bu sorular cevap beklemektedir. Ali Yiğit savcılıktaki ifadesinde benim LPG istasyonuna sürekli gelip gittiğimi söylemiş. Ben söylediği tarihlerde başka bir yerde çalışıyordum. Aynı anda iki yerde bulunmam fiziken mümkün değildir. Ali Yiğit'in anlattıkları çelişkilerle doludur. Ben Muzaffer Tekin ile gözaltına alındığım süreye kadar birkaç kez ancak görüştüm. Ancak iddianamede sık sık görüştüğüm belirtilmiştir. Belki 10 yıl önceki görüşmelerden bahsediliyor. Sayın hakimim biz bir senaryo ile karşı karşıyayız. Bu senaristin hayal kırıklığıdır" diyerek suçlamaları kabul etmedi.

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 04:25

İLGİLİ HABERLER