KAYNAK : Haber Vitrini
HİLAL ÖZTÜRK
ANKARA - Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nda yapılan ihalelerde yolsuzluk yapıldığına ilişkin 'Vurgun Operasyonu soruşturması sonucunda 13'ü tutuklu 361 sanık hakkında açılan davanın görülmesine Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün başlandı.
Ankara 1 No'lu DGM'den görevsizlik kararı ile Ağır Ceza'ya gönderilen davanın bugünkü ilk duruşmasına 13 tutuklu sanık avukatlarıyla birlikte katıldı. Mahkeme Başkanı Mustafa Danışman, sanıkların sorgu ve savunmalarını aldı. Sanıklardan Yapı İşleri Genel Müdür Vekili İlkutlu Gönülal Bayındırlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Aban'ın kendisine 100 bin mark para teklif ettiğini itiraf etti. Kendisinin bu teklifi geri çevirmesi üzerine Aban'ın 'Borç olarak kabul et' dediğini anlatan Gönülal, "Evimi satıp yeni bir ev almayı düşünmüyordum. Bu nedenle bu parayı kabul etmek zorunda kaldım. Ama borç olarak kabul ettiğimi vurguladım" dedi.
Aban, Gönülal'ın bu ifadesine sert tepki göstererek, "Ben kimseye para vermedim. Bu arkadaş hiç işkence görmediğini söylüyor. Bu kişinin emniyet, savcılık ve yedek hakimlik ifadeleri incelendiğinde her şey ortaya çıkacaktır" diye konuştu.
Duruşmada Mahkeme Başkanı Mustafa Danışman, Bayındırlık Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü'ndeki ihale işlemlerinin nasıl yapıldığını ayrıntılı şekilde sanıklara sordu. İhalelerin tamamının ilan yoluyla yapılmasının daha doğru olup olmayacağı konusunda yönettiği sorularla sanıkları 'sıkıştıran' Danışman, sanıklardan 'İlan yoluyla yapılması idealdir. Ancak deprem ve olağanüstü hal bölgelerinde yapılacak ihalelerin davetiye usulü yapılması şeklinde bir düzenleme var. Bir işin davatiyeyle mi, ilan yoluyla mı yapılacağını Bakan belirler. Bakanın takdiridir, o nasıl isterse o şekilde yapılır' içeriğinde cevaplar aldı.
Danışman, kendisine verilen cevaplardan tatmin olmadığını ifade ederek, "Bunun belli bir ölçüsü yok mu? Bu takdiri nasıl kullanıyorsunuz? Objektif bir ölçü olması gerekmiyor mu?' şeklinde sanıklara sorular yöneltti. Sanıklardan Sedat Aban bu soruları "Bizim hiçbir yetkimiz yok. Davetiye usulü mü, ilan usulü mü olacağına Bakan bey karar verir" sözleriyle cevaplarken, Avukatı Ceyhan Mumcu davet usulü ihalelerin özellikli işlerde yapıldığını belirterek felekat bölgeleri ve OHAL bölgelerini örnek gösterdi.
Mahkeme Başkanı Danışman bunun üzerine Ankara Adliyesi'ndeki ihalenin de davetiye usulü yapıldığını hatırlattı ve "Bunun OHAL veya depremle ilgisi var mı?" dedi. Avukat Ceyhan Mumcu bunun üzerine, "Efendim kurumlar bunu istiyor, çok ısrar ediyorlar. Hem işlerin daha çabuk olmsını hem de daha güvenilir olmasını sağlamak için davetiye usulünü tercih ediyorlar" şeklinde konuştu.
Yargıç Danışman, "O zaman tüm işlerimizi kurumların tercihlerine göre yapalım. Kanunlar varken tercihlere göre takdir yetkilerini kullanmak doğru mu? Siz bunları bizden daha iyi bilirsiniz. İlkeleriniz ve kurallarınız var" karşılığını verdi. Mahkeme Başkanı Mustafa Danışman, sanıkların suçlamalar karşında diyeceklerini sordu. Aban'ın da aralarında bulunduğu tüm sanıklar suçlamaları reddederek ihalelerde usulsüzlük yapmadıklarını, kimseden rüşvet almadıklarını, ya da kimseye para vermediklerini ifade ettiler. Sanıklardan Gönülal dışındakiler Emniyette işkence gördüklerini söylediler. Sanık Mustafa Eriş, firmaların dosyalarını toplayarak istenilen firmaya ihalenin bırakılmasına yönelik faaliyette bulunmadığını ileri sürerek yalnız 1981 yılında ihaleye giren firmalar arasında bir anlaşma yapıldığını ve üzerinde anlaşılan firmaya o ihalenin bırakıldığını gördüğünü anlattı.
Kendisinin böyle bir anlaşma içine girmediğini söyleyen Eriş, bu anlaşmanın kanuna aykırı olduğu belirtti. Eriş ayrıca idarenin böyle bir anlaşmadan kesinlikle haberdar olmayacağını vurguladı. Sanık avukatlar müvekkilerinin yaptıkları savunmaları tekrarlayarak beraatlerin karar verilmesini talep ettiler.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:58