Gündem
  • 23.5.2012 15:11

Yargının hızlandırılmasına yönelik tasarı komisyonda

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargının hızlandırılmasına yönelik tasarıyla, artık tutuklama kararlarının somut olgularla gerekçelendirileceğini belirterek, ''Bu husus mevcut düzenlemede de varolmasına karşın, bunun altı kalın çizgilerle çizilerek uygulayıcıların bu konuda daha özenli olmasını sağlamaya yönelik bir yazım şekli getirilmiştir'' dedi.
        Bakan Ergin, tasarı üzerinde yaptığı konuşmada, makul sürede yargılanma hakkının, adalete erişimin güçlendirilmesi ve yargı sistemlerinin etkin hale getirilmesi, toplumların adalet beklentisine cevap verilebilmesi adına hayati önem taşıdığını belirtti.
      1. ve 2. yargı paketlerinin ardından görüşülen 3. yargı paketinin Meclis'e sunulduğunu ifade eden Ergin, tasarının neler getirdiği konusunda bilgi verdi.
      Ergin, bu yıl itibariyle icra dairelerinde 12 milyon 700 bin dosya bulunduğunu belirterek, ''Ülkemizde yılda 6.5 milyon yeni icra takibi yapılmaktadır. Bu takiplerin 500 bini ilamlı icra yoluyla yapılıyor, 6 milyonu ise ilamsız icra yoluyla takip ediliyor. Yılda açılan 6 milyon ilamsız dosyanın yüzde 42'sini 800 TL'nin altındaki takipler oluşturmaktadır'' dedi.
      İcra dairelerine yönelik yapılan düzenlemeler hakkında bilgi veren Ergin, hizmet kalitesini artırmak amacıyla icra katipliği kadrosu ihdas edildiğini, icra dairelerinde para ile temasın kesileceğini kaydetti.
      Ergin, icraya başvurulmadan önce borçluya davet yazısı gönderileceğini söyledi. Evde kullanılan lüzumlu eşyaların haczedilemeyeceğini ifade eden Ergin, hacizli mal satışında elektronik ortamda ilan ve teklif imkanı getirildiğini bildirdi.
      Tasarıyla mahkemelerde evrak büroları oluşturulacağını belirten Ergin, ''Bu şekilde hakimler, gelen dilekçelerin havalesiyle zaman kaybediyor, bunu ön bürolarda çözümleyecek bir tedbir getiriliyor'' dedi. Ergin, mahkeme kararlarıyla hüküm altına alınan tazminatlara yüksek faiz uygulanacağını belirtti.
      Bakan Ergin, tutuklamaya ilişkin öngörülen düzenlemelerle ise kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının daha güçlü teminatlara bağlanmasının amaçlandığını kaydetti.
     
     -''Somut olgularla gerekçelendirilecek''-
    
     Tutuklama kararlarının artık somut olgularla gerekçelendirileceğini belirten Ergin, şöyle konuştu:
      ''Bu husus mevcut düzenlemede de varolmasına karşın, bunun altı kalın çizgilerle çizilerek uygulayıcıların bu konuda daha özenli olmasını sağlamaya yönelik bir yazım şekli getirilmiştir. Böylece kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinin varlığı, yasal karinelerin ötesinde tam bir vicdani tatmin sağlayan ve tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunun somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça yazılması gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca adli kontrol uygulamasının kapsamı genişletilerek bu müessese gerçek anlamda bir tutuklamaya alternatife dönüştürülmektedir.''
      Ergin, tasarının basının özgürlük alanının genişletilmesi anlamında da önemli düzenlemeler içerdiğini ifade ederek, geçici bir maddeyle, farklı tarihlerde mahkemelerce verilen ve bir kısmı sonradan ortadan kaldırılan basılı eserler hakkındaki bir çok toplatma kararının hükümsüz hale getirildiğini kaydetti.
      Sadullah Ergin, ''Biliyoruz ki geç gelen adalet vicdanları yakan ateşe dönüşmektedir. Bu ateşi hukukla, hukukun sınırları içinde söndürmek, hukuk ve yargılama güvenliğine helal getirmeden adli süreçleri hızlandırmak, vatandaşımızın hakkına gecikmeden ulaşmasını sağlamak temel hareket noktamızdır'' diye konuştu.
      Bakan Ergin, tasarıyla getirilen diğer düzenlemeleri şöyle sıraladı:
     -Yürütmenin durdurulmasına yeni düzenlemeler getirilecek.
     -Bir kısım suçlar kabahate dönüştürülecek, bir kısım kabahatler yönünden ceza vermesi yetkisi adli mercilerden alınacak ve idari makamlara verilecek.
      -Elektrik hırsızlığı karşılıklı yararlanma suçu olarak düzenlenecek, petrol boru hatlarından yapılan hırsızlığın cezası artırılacak.
     
     -''Samimiyet testinden geçmesi gerekiyor''-
    
     CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, alt komisyonda milletvekillerinin ortak iradesiyle, adli kontrolde üst sınırın 5 yıl uygulanmasının kaldırılmasına ve avukat olmaksızın duruşmalarda karar verilmesine yönelik düzenlemelerin tasarıdan çıkarılmasına rağmen, AK Parti'nin verdiği bir teklifle bu konuların tekrar gündeme getirildiğini kaydederek, ''O zaman bunlar alt komisyonda neden tartışıldı-'' dedi.
      Köktürk, şöyle konuştu:
     ''Oslo sürecinde MİT Müsteşarının görev tanımının dışına çıktığını, kanunsuz emir ile görüşmeleri gerçekleştirdiğini ve bu emrin Başbakan tarafından verildiğini açıkça gördük. 'Tutuklu milletvekillerinin yargılama sürecine müdahale edemeyiz' diyeceksiniz, 3 partinin uzlaştığı konulara gözünüzü kapatacaksınız ama MİT Yasası'na müdahale edeceksiniz, bu olmaz. Adaleti herkese eşit olarak sağlayacaksak önce Başbakan'ın ve AKP'nin kendisini samimiyet testinden geçirmesi gerekiyor. AKP, yargının hızlandırılması amacında değildir. Bunun arkasına saklanarak adil yargılanma ilkesini ve savunma ayağını ortadan kaldıracak, Balyoz davası başta olmak üzere bütün yargılamaları etkileyecek bir yasa çıkarma niyetindedir. Eğer bu tasarı uzun tutukluluk sorununu çözmeyecekse, savunmayı güçlendirmeyip savunma ayağını ortadan kaldıracaksa, bunun adı reform paketi olmaz, hukuk devletini katletmek olur.''
      Adalet Bakanı Ergin, bu düzenlemenin tek başına reform paketi olmadığını, reformlardan bir tanesi olduğunu söyleyerek, ''Komisyon gündemine hakimdir. AK Parti'nin verdiği teklif burada görüşülecektir. Bu yüzden bu tür endişelere gerek yoktur'' dedi.
      CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, tasarıya ilişkin eleştirilerini dile getirirken, tutuklu milletvekillerinin sorununun bu pakette düzenlenmediğini ifade ederek, ''Bu sorunu neden sonraya bırakıyoruz'' dedi.
      CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, iktidarın yargılamaları siyasi hale getirdiğini, yargıyı yeniden dizayn ettiğini öne sürdü.
     
     -''Milletvekilleri tutuklu ama bunu görüşmeye yanaşmıyoruz''-
    
     MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu ise devletin alacağına şahin olduğunu, tek kuruşunu dahi bırakmadığını belirterek, alacak-borçlu arasındaki dengenin bozulmaması gerektiğini kaydetti.
      Vatandaşların ''Çek Kanununu çıkarttınız duman oldu ortalık'' dediğini ifade eden Başesgioğlu, ''Vatandaştan şiddetli yakınmalar geliyor, bunun dengesini iyi korumak lazım'' dedi.
      Başesgioğlu, tutukluluğa itiraz konularının en öncelikle görüşülmesi gereken konu olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
      ''Milletvekilleri tutuklu ama bunu görüşmeye yanaşmıyoruz. O yüzden görüşülen diğer konuların da kıymeti kalmıyor. Deyin ki 'biz bu meseleye sıcak bakmıyoruz parti olarak, komisyonda görüşülmesini istemiyoruz', o zaman insanlar ona göre tavır alır. Tutukluluk süreci sadece milletvekilleri ile ilgili değil, bütün toplumu ilgilendiriyor. Tutukluluk meselesinin Adalet Komisyonu'nda enine boyuna tartışılması, uluslararası sözleşmeye ve vicdani kanaatlere göre toplumu rahatlatacak bir seviyeye gelmesi lazım.''
     
     -''Burası mahkeme salonu değil''-
    
     Milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlayan Bakan Ergin, muhalefetin, Balyoz ve Ergenekon gibi devam eden davalarla ilgili sözlerine yanıt verdi.
      Milletvekillerinin, Türk yargısının sorunları olarak ''tutuklu milletvekilleri, KCK yargılamaları ile Ergenekon ve Balyoz davalarını'' gösterdiğini ifade eden Ergin, ''Bunlara ilişkin somut bir şey yoksa bu paket hiçtir'' denildiğini ve bunu kabul edemeyeceğini kaydetti. Ergin, bu sorunların çözümünün bütünlük içerisinde yapılması gerektiğine işaret etti.
      Devam eden davalarla ilgili konuların burada dile getirildiğini belirten Ergin, ''Bu tespitleri burada cevaplayabilmek adına benim, Silivri'deki dosyaları buraya indirmem, delilleri burada tartışmamız gerekecek. Tartışmadan sonra da komisyon başkanı, sanıkların tutukluluk hallerine ya da devamına karar verecek. Burası mahkeme salonu değil. Komisyon çalışmalarını mahkeme salonuna döndürme imkanımız ve hakkımız da yok'' dedi.

 

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 17:49

İLGİLİ HABERLER