YAŞLANMAYI YAVAŞLATMANIN SIRLARI
İSTANBUL (İHA) - Yaşlanmak ne yazık ki kaçınılmaz; ama yaşlanma hızını kontrol edebilmek ve bu süreci sağlıklı bir biçimde geçirebilmek için artık birçok yöntem var. Doğru beslenme, cildi ve dış görünümü olumlu etkilemenin yanı sıra kanser ve diyabet gibi hastalıkların oluşmasını da engelleyebiliyor.Bugün birçok gerontolojist (yaşlılık uzmanı) ve bilim adamı, doğru önlemlerle yaşam süresinin 100 yılın üzerine çıkabileceğini belirtiyor. Yaşlanmayı yavaşlatmak ve sağlıklı yaşlanmak için anti-oksidantlar çok önemli. Nebraska Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Profesör Denham Harman'a göre, hücreleri ve DNA'yı tahrip eden serbest radikaller, yaşlanmayı yüzde 99 oranında hızlandırıyor. Serbest radikallerin vücuda girmesi için; sigara içmeniz, mangalda pişmiş bir dilim et yemeniz, güneşte çok fazla kalmanız; hatta sadece nefes almanız bile yeterli.
Vücudumuza giren besinlerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan serbest radikallerin bazı tehlikeli türleri, kansere dahi yol açabiliyor. Serbest radikallerin zararlı etkileriyle başa çıkabilmek için, vücuttaki bağışıklık sisteminin kuvvetli olması gerekiyor. Bu durumda anti-oksidantlar, yani A vitamini, beta karoten, C vitamini ve E vitamini oldukça önem kazanıyor. Peki bu durumda hangi besinleri tercih etmeliyiz?
Protein: Uzmanlara göre, öğünlerde proteine mutlaka yer verilmeli. Salam, sosis gibi şarküteri ürünlerinden ve kırmızı etten kaçınılmalı; yağsız beyaz et, balık, süt ve süt ürünleri tercih edilmeli. Ayrıca, bitkisel protein kaynağı olan kuru baklagillere de haftada 2 öğün yer verilmeli. Etler haşlanmalı, fırında veya ızgarada pişirilmeli, yağda kızartılmamalı.
Kepekli gıdalar: Beyaz ekmek, beyaz pirinç gibi rafine edilmiş karbonhidratlar yerine kepekli veya tam undan yapılan ekmekler, rafine edilmemiş pirinç, kepekli makarna gibi kepekli tahıllar tercih edilmeli.
Şeker: Yüksek karbonhidrat kaynağı olan tatlılar, pasta, börek ve çörekler, konsantre meyve suları, kola ve gazozlar, vücuttaki yağ miktarını arttırdıkları için, kaçınılması gereken besinler. Bu nedenle, vücudun şeker ihtiyacı meyvelerden karşılanmalı.
Yağ: Tereyağı, margarin gibi doymuş yağlardan uzak durulmalı, ayçiçek ve mısır yağları vücutta kullanılırken, serbest radikallerin oluşumuna daha çok zemin hazırladıkları için zeytinyağı tercih edilmeli.
Sebze ve meyve: Her gün 2-3 porsiyon meyve, 2-3 çeşit sebze tüketmeye dikkat edilmeli. Kabuklu yenebilen meyve ve sebzelerin kabukları soyulmamalı, yıkanırken ve pişirilirken besin değerleri kaybolmayacak şekilde hazırlanmalı. Özellikle lutein bakımından zengin olan ıspanak, brokoli, domates, havuç, portakal gibi besinler, antioksidan etkisiyle de yaşlanmayı geciktirir, cildi gençleştirir.
Yağlı tohumlar: Omega 3 ve Omega 6 kaynağı olan ceviz, fındık gibi yağlı tohumlar her gün az miktarlarda yenmeli. Çinko, selenyum ve CO enzim-Q 10 yönünden zengin olan bu besinler, sindirim sisteminde besinlerin emilimini artırırlar, kalp damar sistemini korurlar, enerji verirler ve kansere karşı koruyucudurlar.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:11