YÖK BAŞKANI TEZİÇ: ''YASANIN BİR SÜKUNET İÇİNDE DÜZENLENMESİ MÜMKÜN DEĞİL''
BURAK GÖÇMEN
İSTANBUL - Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, YÖK yasa taslağı tartışmalarıyla ilgili olarak, ''Bu tartışmaları Anayasa değişikliğine gitmeden çözmek zorundayız'' dedi.
YÖK yasa taslağı, Prof. Dr. Erdoğan Teziç başkanlığında, Galatasaray Üniversitesi'nde görüşülüyor. Görüşme öncesinde basın toplantısı düzenleyen Teziç, üniversiteler kanununun kısa bir zaman dilimiyle düzenlenebilecek bir husus olmadığını söyledi. Teziç, bunun pek çok yasa için geçerli olduğunu belirterek, ''Yasanın, bir sükunet içinde düzenlenmesi mümkün değil. Buradaki değişik görüşleri tartışa tartışa nerelere yaklaşacağımızı da bulacağız, bunda bir şüphe yok. Anayasadaki konumumuz, bizim tarafsız bir alanın sorumlusu olmamız, siyasi iktidarların da bu alana müdahale etmemesi amacıyla Anayasa'da getirilen hükümler, bizim hareket noktamızda dikkat etmemiz gereken husus. Parlamentodaki çoğunluk içinden çıkan hükümetin buna özen göstermesi gerekiyor'' dedi.
''Biz bu konuda nasıl hassasiyet gösteriyorsak, hükümet, siyasi iktidar ve diğer çevrelerin birbirlerine rakip olarak gösterilmemesi gerekiyor'' diyen Erdoğan Teziç, üniversite sorunlarının hep birbirine eklenerek geldiğini, bir sorunu çözerken, başka bir sorunun da ortaya çıktığını söyledi.
Teziç, hazırlanmış taslak üzerinde 25 Aralık'ta ilk değerlendirmenin yapıldığını belirterek, ''Düşünmediğimiz noktalar vardı ve bunlar dile getirildi. Dün bu konuda daha kapsamlı bir tartışmaya oturduk. Üniversitelerarası Kurul içindeki komisyonun hazırlamış olduğu taslak üzerinde de bir takım değerlendirmeler vardı, bunu kanuni çerçevesine oturturken başka sorunlar gündeme geldi. Arkadaşlarımızın muhakkak çözülmesini istedikleri noktaları Anayasa ile bağdaştırmak gerekiyordu. Bu, uzun tartışmalara neden oldu. Bu tartışmaları Anayasa değişikliğine gitmeden çözmek zorundayız. YÖK, bugün bir araya gelerek dünkü değerlendirmelerden sonra nasıl bir yol izleneceğini ortaya koyacaktır'' diye konuştu.
ORTAÖĞRETİMİN ÖNEMİ
Konuşmasında, ortaöğretimin önemine de dikkat çeken Teziç, şunları söyledi:
''Bizim sadece üniversitelerle ilgili düzenleme konusunda ortaya koyacağımız görüşler, bir başka hususla da bağlantılı, o da ortaöğretim. Bunu gözardı etmeden, bu konudaki hassasiyetleri çok özenle bir siyasi tercih konusu değil ama bir akıl süzgecine oturtarak çözme sorumluluğumuz ister istemez bazı konularda milli eğitim camiasıyla da bir görüş alışverişinde bulunmamızı gerektiriyor. Bu konuda öğrencilerle de mutabakat şart. Bizim YÖK'e aldığımız öğrencilerin nasıl bir ortamdan geldiğinin de değerlendirilmesi gerekiyor. Onlarla da oturup bu hususta bir mutabakata, görüş birliğine ulaşmamız gerekiyor. Söz konusu olan bizim kişisel, siyasi iktidarın siyasi tercihleri değil. Öğrencilerin geleceği, uzun soluklu bir yol.''
Prof. Dr. Erdoğan Teziç, bu konuda aceleciliğin ön plana çıkarılarak çözüme gidilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Teziç, ''Sayın Başbakan'a görüşlerimizi iletirken bu hususlar üzerinde duracağız. Sayın Cumhurbaşkanı'na da bunları ileteceğim. Ondan sonra izlenecek yolu da birlikte kararlaştıracağız. Vakıf üniversitelerindeki sorunlar çözülmeli. Öğrenciler, körü körüne eğitilen gençler olmak istemiyorlar, düşünerek öğrenmek istiyorlar. Gençler tarafsız bir öğretim istiyor. Gençler bilgiye sağlıklı ulaşma arzusu içinde, bir kesimin esir olmak istemiyorlar. Çünkü önlerinde büyük bir yarış var. Belli yerlerde sorumluluk taşıyacaklar. Düşünceye dayalı bir öğretimin bütün imkanlarını kullanmak istiyorlar. Başka ülkelerdeki kardeşleriyle bilgi alışverişine girmek istiyorlar. İstekler çok büyük, bu isteklere nasıl cevap vereceğiz, bizim endişemiz bu'' diye konuştu.
Bilgi dünyasının çok çabuk geliştiğinin altını çizen Teziç, bu konuda kendilerine düşen sorumluluğun çok büyük olduğunu söyledi. Teziç, ''Bilgiye ulaşmada evrensel bir açılma var. Globalleşmenin boyutlarından biri de budur. Geleceğin barışı bu şekilde kurulur, diplomatik tartışmalardan önce bu zeminin oluşturulması lazım. Bu zemini de gençler oluşturacaktır. Bizim sorumluluğumuz, siyasi iktidarın sorumluluğu çok büyük. Birbirimizle sürtüşmeden, birbirimizi anlayarak bu konuya yaklaşmamız gerekiyor. Malzememiz bol ama 'aman bir an evvel olsun' dediğimiz noktalarda ayağımıza dikenler batar, dikkatli olmamız lazım'' dedi.
''YIĞILMALARIN ÖNLENMESİ ŞART''
Erdoğan Teziç, ileriye yönelik düşünülmesi gerektiğini ve üniversitelerin önünde yaşanabilecek yığılmaların önüne geçilmesinin şart olduğunu söyledi. Üniversitelerin bir kanunsuzluk içinde olmadığını belirten Teziç, ''Bir kanunumuz var. Nelerin değiştirileceği belli ama geleceğe ilişkin de endişeler var. 2-3 sene önceden, üniversite kapısında 4 milyon gencin yığılmamasının çözümünü üretmemiz lazım. Meslek okullarının çok sağlıklı bir biçimde düzenlenmesi gerekiyor. Herkesin üniversiteye gidemeyeceği bir ortamdayız. Hepimiz arzu ederiz gençlerin üniversiyete gitmesini ama kolay olmayacak. Başımızın biraz daha az ağrımasının yollarını arıyoruz. Bu yolları ararken, 'bir an evvel de kanunu çıkaralım' demeyelim, kanun çıktığı zaman hiçbir şey kurtulmuyor. Yasama süreci, ikna olma sürecidir. Eğer aksi tutumlar alınırsa, bir inatlaşmayla düzenleme yapılma yolu tercih edilirse, bunun adı çözümsüzlüktür'' ifadelerini kullandı.
Dar pencereden bakmanın, çözümsüzlüğe adım olduğunu belirten Teziç, meslek okullarının önemini tekrarladı. Teziç, ''Türkiye'de meslek okulları gerekli. Bunun için milli eğitim bakanlığı büyük parasal destekler aldı. Bunların üniversiteye uzanan yolda asli işlevlerini tanımlamak gerekir. Siyasi tercihin sık sık bu konuda bir tercihe gitmemesinin akli yolu nedir, bunu ortaya koymamız gerekir. Aksi halde biz taslakları yazarız, bitiririz işimizi ama bizden sonrakiler bir yığın sorunla karşılaşır'' diye konuştu.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:28