Medya
  • 27.8.2015 02:40

Ethem Sancak‘tan Aydın Doğan'a hodri meydan

ES Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, 24 TV'den gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Sancak'ın yaptığı açıklamalar şöyle:

Ben bu kanalın kurucularındanım ve bugüne kadar bu kanalın stüdyosuna, izleyicilerinizin karşısına bir kere çıkmıştım. Çıkış nedenim de çok özeldi. Çünkü kanalı beraber kurduğumuz ve ruhumun yarısı olan Rahmetli Hasan Doğan'ın güzelliklerini anlatmak üzere, vefatından sonra onu anmak üzere çıkmıştım. Onu anlatmak benim vicdani borcumdu. O gün bugündür de her fırsatta o rahmetli, kıymetli insanı dilimin döndüğünce anmaya çalışıyorum. Allah rahmet eylesin.

Çünkü Hz. Peygamberimiz(S.A.V.) der ki: Ölülerinizi hayırla yad ediniz, onlara mahşerde iyi bir şehadet olur.

Sevgili kardeşim ve canımın parçası Hasan'ı her fırsatta anmak düstur edindiğim bir şey. O niyetle de çıkmıştım izleyicilerinizin huzuruna. Şimdi bu ikinci oluyor.

Genellikle prensibim, kendi başkanlığını yaptığım yayın kuruluşlarına çıkmamaktır. Çünkü o biraz da belki konumumdan dolayı haketmediğim bir pozisyon diye algıladığım için çıkmıyorum. Gerçi diğer saygın medya kuruluşlarına zaman zaman çıkıyorum ve meramımı anlatmaya çalışıyorum. 

HAYLİ ZAMANDIR ÖRTÜLÜ VE AÇIK TEHDİTLER ALIYORDUK

Gerçekten son haftalarda özellikle Star Medya Grubu'na menfur saldırılar oldu. Önce bütün çalışanlarımızı hedeflediler. Sonra da çok saygın bir yöneticimize, Star Medya Grubu Başkanı'na, Murat Sancak'ın canına kastettiler.

Sebebini soracak olursanız, halkın güzel bir deyimi var: Görünen köy kılavuz istemez. Aslında bunu herkes algılıyor. Çok güzel ve veciz bir şekilde izah etti Sayın Cumhurbaşkanımız. Bizi desteklemek ve cesaretlendirmek amacıyla bir cuma namazı çıkışında sorulan soruya verilen cevapta, aslında devletimizin ve milletimizin başı, millet adına niye böyle saldırılara uğradığımızı çok güzel izah etti.

Bu saldırılar uç veren saldırılardı. Hayli zamandır çeşitli şer odaklarından örtülü ve açık tehditler alıyorduk. İsimsiz mektuplarla, ne idüğü belirsiz yerlerden açılmış telefonlarla sürekli bu tehditleri alıyorduk. Zaman zaman güvenlik kuvvetlerimizle bunları paylaşıyorduk. Zaman zaman güvenlik kuvvetlerimiz ve devletimizin istihbarat kaynakları bu konuda bizi uyarıyorlardı, hedefte olduğumuzu söylüyorlardı. Çeşitli şer odağı terör örgütleri zaman zaman bizden rahatsızlık duyduklarını ve bertaraf edilmemiz gerektiği konusunda söylemlerde bulunuyorlardı.

"Paralel'i yazıyoruz, cevap Doğan Medyası'ndan geliyor"

Diyoruz ki demek biz doğru yoldayız. Biz terörün bu ülkeye vereceği zararlardan bahsediyoruz. Terörü ve PKK'yı ifşa ediyoruz. Cevap Doğan Medyası'ndan geliyor.

Paralel'i yazıyoruz, cevap Doğan Medyası'ndan geliyor. Ertuğrul ile öyle tanışıyoruz ki, bana "Senin bu yazarların seni okutamıyor, beni al okutayım" diyecek kadar tanıyorum kendisini. Biz solculuk yaparken o Paris'teydi. Daha sonraki zamanlarda daha çok muhabbetimiz oldu. Ahmet Hakan ile pek tanışmıyoruz. Bir keresinde bir program gerekçesiyle uzun bir muhabbetimiz oldu. Bir keresinde, bizim magazin muhabirlerimiz peşine takıldı beni aradı "Ya Ethem ağabey kurtar" beni dedi.

Patronlarından icazet almasa, bana küstahça saldırma cesaretinde bulunamazlardı. Demek ki patronlarından alıyorlar. Beni kaynağımı soruyorlar. Bu tür aptalca çamur atmalarca beni karalamaya çalışıyorlar. Ben en şeffaf girişimciyim. Çok şükür şeffaflığı seven biriyim. İşimin de hiçbir kuruşunu bu milletten gizli tutmadım. Her şey açık. Medyaya harcadığım paralar da belli. Kuruş kuruş hesabı verilebilir. Ben ve benim üzerimden saygın yöneticileri

Aydın Doğan gelsin, hani 24'e gelmez, ben de CNN'ye gitmem. Habertürk'te fatih altaylı var fatih moderatörlük yapsın, ben servetimin kaynağını açıklayayım, ama o da açıklasın. İsterse Oğuz Haksever'e gidelim. Bana her şeyi sorsun. 

Ahmet Hakan ya da Şirin Payzın'ın yürüttüğü programa gitmem. Patron güdümlüler. Milliyet'i ve Hürriyet'i nasıl aldılar ben Star'ı nasıl aldım, bunun kaynakları neydi, önceden de hazırlık yapalım, bunları oturup konuşalım. Aydın Bey benim nereden geldiğimi bilir, ben de Aydın Bey'in nereden geldiğini bilirim.

Oturduğum bir evim var Aydın Doğan'dan aldım. Kendisi ne kadara aldığımı biliyor. Hatta indirim yaptı. O derece hukukumuz vardı.

STAR MEDYA BÖYLE BİR GRUPTU

Malesef bu konuda, kendini "merkez medya" diye tarif eden ve neredeyse uzun yıllardır medya sektörünü güden ve yönlendiren "merkez", bütün uğraşlarımıza, çabalarımıza ve çağrılarımıza rağmen milli olmaktan hızla uzaklaşıyordu ve gayri milli rüzgarların seyrine kaptırmıştı kendini.

Bu alanda biz boşluk gördük. Bu alanda kavga verenlerin desteklenmesi gerektiğini gördük ve bu sektöre giriş yaptık. Hatta daha önce girip çıktığımız medya grupları ki Star Medya böyle bir gruptu, tekrar bunları satın alarak "bu kavgada biz de varız ve biz de burada milli bir duruş sergileyeceğiz" dedik.

ESKİDEN DOST OLDUKLARIMIZ BİZE CEPHE ALDI

Her ne hikmetse, bazı medya gruplarıyla geçmişte çok yakın dostluklar içerisindeyken, bu saf seçimimizden sonra karşımızda cephe aldılar ve bizi yıpratma kampanyalarına giriştiler. Son 5-6 aydır da bayağı neredeyse her sütunda tekrarlanan bir hale gelmişti. Bizi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlardı. Tamamen bu milli duruşumuzdandı.

BİZİM İKİ TANE YAYIN İLKEMİZ VAR

Medyaya girdikten sonra, medyacı arkadaşlara, sizlere hep şunu söylerdim: Çeşitli medya gruplarının çeşitli yayın ilkeleri olabilir ama bizim iki tane yayın ilkemiz var. Birisi milletin yanında durmak ve milli olmak, diğeri ise milletin değerlerini simgeleyen kurumların arkasında saf tutmak.

Bu ilkelerimiz var demiştik. Bunun da dışında, beraber çalıştığımız gazeteci arkadaşlara şunu söylüyorduk: Bunun dışındaki her fikrinizi, her renginizi bizim medya organlarımızda seslendirebilirsiniz, özgürsünüz.

Hatta bu durumu dışarıdan eleştiriyorlar, twitler atıyorlar. Diyorlar ki "bu nasıl iş, bir yazarınız öyle yazıyor, bir yazarınız böyle yazıyor" diyorlar.

BİLDİKLERİ İKİ TANE HEDEF VAR

Sürekli her sayfasında ve her günkü yayınlarında sürekli zikrediliyorsak, hem de bel altı vuruşlarla zikrediliyorsak, bu sonuçta bizim açık hedef haline gelmemizle sonuçlanıyor.

Bildikleri iki tane hedef var. Birisi milli birliğimizi simgeleyen Cumhurbaşkanımız, bir de biz.

FAİLİ BULUNAMAYAN ÇOK CİNAYET VAR

Uğradığımız saldırıları bizim mizansen olarak hazırladığımızı, hatta bizden öte devletin güvenlik görevlilerinin de mizansen hazırladığını ima ediyorlar. "Polis bunu niye bulmuyor, bulmuyorsa bunun altında bir neden var" diyorlar.

Tabi şunu düşünemiyorlar. Sayısız faili meçhul cinayet var Türkiye'de ve bunların failleri bulunamadı. Rahmetli Uğur Mumcu'nun faili de ortada yok, Çetin Emeç'in de faili ortada yok, Abdi İpekçi'nin de failinin kim olduğu karıştı birbirine. Böyle bir sürü örnek var tarihimizde.

Failini bir hafta içerisinde bulamıyorsa polis, o işi polisin tezgahladığı anlamına mı gelir? Veya, kendine 5 metre mesafede 22 kurşun sıktıracak mizansen babayiğidi var mı dünyada. Bunlar komik iddialar. Onlar da bu iddiaların komik olduğunu biliyorlar. Ama önemli olan şu, itibarsızlaştırmak, sıradanlaştırmak ve meşruiyet kazandırmak bu işlere. Yaklaşım bu, niyet bu.

Niyet bu olunca de çok kolaylıkla bu tür ifadelerde bulunabiliyorlar. Ama güneş balçıkla sıvanmaz. Ortada her şey. 

BU EYLEMİ SIRADAN BİR ADİ EYLEM GİBİ GÖSTERMEYE ÇALIŞTILAR

Burada amaçları şuydu. Ethem Sancak'ın bir kimliği ve kişiliği var ve bir titri var. En azından kaç zamandır medya yöneticiliği yapıyor ve medya girişimcisi. Murat Sancak da herhangi bir girişimci değil, Star Medya Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı. Bu eylemi medyayı susturmak ve bertaraf etmek için değil, sıradan bir adi eylem gibi göstererek olayı küçültme gayreti oldu.

Nitekim bir başka yazarları, sizin sabah programınızda "abla" diye nitelendirdiğiniz bir başka yazarları bunu açıkça söyledi zaten. Kendince cesur bir şekilde "ne var bunda, bu bir adi çatışmadır, bunlar zaten böyle insanlar, bu bir borç-alacak ilişkisidir" gibi anlatmaya çalıştı.

ALDIĞIMIZ TEPKİLER BİZİ ÇOK CESARETLENDİRDİ

Yani işin üstünü örtmek ve fikre ne kadar tahammülsüz olduklarını gizleyebilmek için binbir kılığa girdiler ama tabi ki millet bunları yutmaz. Biliyor, algılıyor. Nitekim menfur olaydan sonra toplumdan aldığımız tepkiler bizi çok cesaretlendirdi. Medyamızın önemli bir kısmı bize sahip çıktı. Burada huzurunuzda kendilerine teşekkür ediyorum. Akit'ten Turkuaz Grubu'na, Yeni Şafak'tan TV NET'e kadar bütün milleti düşünen, milletten yana tutum almış, Habertürk'e kadar, NTV'ye kadar herkes basın özgürlüğüne sahip çıktılar ve destekleriyle bize moral verdiler.

Böyle bir istisnai kamp; işte paralel medya, Sözcü ve Doğan Grubu'nun dışında hiçbir medya kuruluşu böyle bir çirkinliğe tevessül etmedi ve hakkıyla olaya yer verip, bunun basını susturmaya yönelik bir suikast olduğunu söylediler. Bizlerle paylaştılar, ekranlarına ve sütunlarına taşıdılar. Bundan dolayı da onlara gerçekten teşekkür ediyorum. Onların o desteği bize ciddi bir moral oldu. Demek ki yalnız değiliz. Millet bizimle. 

akşam

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 18:41

İLGİLİ HABERLER