2. ORDU KOMUTANI ORGENERAL ŞÜKRÜ SARIIŞIK'TAN, EMEKLİ PAŞALARA SERT TEPKİ
BURHAN KARADUMAN
MALATYA (İHA) - İnönü Üniversitesi tarafından düzenlenen "1. Ulusal Atatürkçü Düşünce Toplulukları Kurultayı"nda, paşaların emekli olduktan sonra söyledikleri ve yazdıkları ile ilgili tartışma yaşandı. Tartışmayı izleyen 2. Ordu Komutanı Orgeneral Şükrü Sarıışık'ın tepkisi sert oldu.
İnönü Üniversitesi'nin düzenlediği "1. Ulusal Atatürkçü Düşünce Toplulukları Kurultayı"na konuşmacı olarak katılan emekli Orgeneral Şener Eruygur ile emekli Orgeneral Çetin Doğan'a yönelik olarak, bir üniversite öğrencisi, "Özellikle emekli olan paşalarımızda şöyle bir şey var. Türkiye üzerinde oynanan oyunları, gerek NATO güdümlü gerek ABD güdümlü gerek Avrupa güdümlü oyunları gayet bize net bir şekilde aktarıyorlar ve biz de bunlardan faydalanıyoruz" diyerek, Osman Pamukoğlu ve Osman Özbek'in açıklamaları ile ilgili örnekler verip, "Neden paşalarımız görendeyken bunları söylemiyorlar da emekli olduktan sonra açıklıyorlar?" sorusunu yöneltti.
Üniversiteli öğrencinin, "Emekli paşaların görevdeyken konuşmayıp, emekli olduktan sonra konuşmalarını" eleştiren sözlerine cevap veren 1. Ordu eski Komutanı Emekli Orgeneral Çetin Doğan, "Resmi görevdeyken, Türk Silahlı Kuvvetleri emir komuta zinciri içerisinde herkes görüşlerini bir üst makama söyler. Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında doğrudan doğruya konuşma yetkisi Genel Kurmay Başkanlığı yetkisindedir. Ben 1. Ordu Komutanlığı yaptım. 1. Ordu Komutanlığı, kendi görev sahasının dışında, Türkiye'nin genel güvenlik konularını ilgilendiren görüşlerini resmi platformda görüşmüştür, ortaya koymuştur, tartışmıştır. Ama hiçbir zaman bunu bizim askeri hiyerarşinin yapısından dolayı da dışarıya yansıtmamıştır" dedi.
Toplantıda bulunan ve İnönü Üniversitesi'nde Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Kemal Kartal ise, emekli Orgeneral Doğan ve Eruygur'a yönelik olarak, "Bu toplantıya gelmeniz, bir üniversite öğretmeni olarak benim için, konuşmanızdan daha çok anlam taşıyor. Hatay Atatürkçü Düşünce Topluluğu Başkanı öğrencimizin sorduğu soru ortada kalıyor. Salonun en temel sorusuydu. Bunu, hepimiz için düşüneceğiz. Emekli olan sizin gibi değerli insanlar ve halen burada oturan resmi elbiseleri taşıyan komutanlarımız için önemli bir soru. Cebimizde duruyor, aklımızda duracak o" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Kemal Kartal'ın konuşmasından sonra söz alan 2. Ordu Komutanı Orgeneral Şükrü Sarıışık, şunları kaydetti:
"Cevap hakkımızı kullanmak istiyorum. Çünkü görevde olan bir komutan olarak, bir yerden eleştiri geldi. Şimdi Hatay Üniversitesi'ndeki arkadaşımızın cevabı açıkta kaldı dendi, o zaman bir açıklık getirmek istiyorum. Harp Okulu'ndan mezun olurken almış olduğum askeri bir disiplin ve bir askeri terbiye var. Meslek hayatımız boyunca, değişik yerlerde görev yapıyoruz. Biz de hasbel kader özellikle iç güvenlik harekatı ile ilgili uzun yıllar Genelkurmay Karargahı'nda sayın komutanım, (Emekli Orgeneral Şener Eruygur ile emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın bulunduğu masayı işaret ederek) hem ordu komutanımdı hem de Genel Kurmay Harekat Başkanlığı'nda da bulundum. Biz bu harekatın icrası esnasında görev yaptık ve ben o bölgelerde de çok uzun yıllarda görev yaptım. Bolu Komando Tugay Komutanı olarak, 1991-1993 döneminde Osman Pamukoğlu'nun görev yaptığı dönemde de orada görev yaptım. Şimdi kitapta gündeme gelen konulara bir açıklık getirmemiz gerekir. Bunların hepsi emir komuta zinciri içerisinde komuta katına bildirilen, intikal edilen, ettirilen ve onlara da çözüm tarzı üretilen bütün konular paylaşılmış ve orada komutanlık görevini yerine getiren arkadaşlar, kendi bildiklerini, düşüncelerini zamanında komuta katına zamanında yansıtmışlar. Ve en üst kademedeki komuta katıda aldıkları bilgiler çerçevesinde ve eldeki imkanlar ölçüsünde hepsinin cevabını vermiştir. Çeşitli şekilde daha sonradan emekliye ayrıldıktan sonra komutanların ifade ettikleri şeyler, meslek hayatları süresince de ifade edilmesi gerekenlerdir. Almış olduğumuz askeri terbiye, Harp Okulu'nun verdiği vizyon gereği, bulunduğumuz zamanda her şeyi rahatlıkla söyleyebilme imkanı veren bir anlayış içerisinde hareket ediyoruz. Komutanlarımız (Emekli Orgeneral Şener Eruygur ile emekli Orgeneral Çetin Doğan'a dönerek) bizden hiçbir şeyi taklitli bir şekilde, söyleme konusunda bir sıkıntı, bir problem yaratmadı. Her şeyi açık açık ve net olarak ortaya koyuyoruz. O gün orada meydana gelen koşullar içerisinde çıkartma hazırlığının durumu bütün arkadaşlar tarafından komuta katına zamanında yansıtılmıştır. Önemli olan, zamanında söylenmesi gerekenlerin, zamanında söylenmesi meselesidir. Emekliye ayrıldıktan sonra değişik düşüncelerle, şova dayalı bir zihniyetle konuları gündeme getirdiğiniz zaman, onun ciddiyeti ortadan kalkar. O günkü komuta heyetine karşı bir saygısızlıktır. Oradaki insanlara karşı, yapılan bu mücadeleye katkıda bulunan insanlara karşı bir saygısızlıktır. Dolayısıyla herkes cesaretle, yüreğindeki düşüncesini zamanında ve istediği yerde söyleme hakkına da sahiptir. Ama emekliye ayrıldıktan sonra çeşitli anlayışla, çeşitli şov düşünceleri içerisinde konuları gündeme getirmek, bizim askeri anlayışımıza, bizim askeri terbiyemize, askeri nezaketimize uygun bir model değildir. Bunu geniş halk kitleleri, bu işin içinde olmayanlar belki yanlış algılayabilir diye ifade etmek istiyorum. Bizim Silahlı Kuvvetlerimiz bir bütündür, her şeyi paylaşır ve her konuda isteklere süratle cevap veren bir anlayışa sahiptir. O soru ortada kalmamıştır. Zamanında s mız için önemli bir soru. Cöylemeyenler daha sonra söylemişlerse, bana göre bu söylenen sözlerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur."