ANADOLU KAR ALTINDA. KAR, İSTANBUL'DA YAĞARSA MANŞETE ÇIKIYOR. SONRA DA GAZETELER ANADOLU'DA SATMIYOR...
''Kar manşet olmak için nereye yağmalı?'' başlıklı yazısında Can Dündar soruyor: ''Sahi, Anadolu niye az gazete okuyor sizce?'' İşte tekrar tekrar okunması gereken bir yazı.
Kar, manşet olmak için nereye yağmalı?
İstanbul'da oturmayan biri için gazete okumak çok eğlencelidir.
Gazeteler İstanbul'da hazırlandığından, gazeteye ister istemez bir İstanbul kokusu siner.
Mesela İstanbul'da iç sayfalar renkli basılır; Anadolu'da çoğu yerde o sayfalar siyah - beyazdır. Dolayısıyla ''İşte Kıbrıs bayrağının renkleri'' başlıklı bir fotoğrafı İstanbullu okur orijinal renkleriyle görür; Anadolu ise Kıbrıs bayrağının siyah - beyaz ve gri renklerden oluştuğunu düşünür.
''Gaziosmanpaşa'da terör'' diye bir başlık vardır; Ankara Gaziosmanpaşa'da oturuyorsanız, endişe içinde haberi okursunuz. Lakin haberi yazan arkadaş, bunun hangi ilin Gaziosmanpaşa'sı olduğunu yazmaz.
Kendisininki dışında bir şehir ve o şehirde aynı isimli semt olamayacağından öyle emindir ki...
* * *
Evet, İstanbul Türkiye'nin en büyük kentidir; kalbidir.
En çok gazete orada okunur.
Orada hayat durursa her yerde durur.
Dolayısıyla gazeteler oraya ağırlık verir.
Ama gelin görün ki, o gazeteler başka illerde de okunur.
Ve İstanbul'da, İstanbul için çıkarılmış bir gazeteyi Anadolu'da okumak tuhaf olur.
Çünkü baktığınız sayfalarla, baktığınız pencereler aynı şeyi söylemez.
* * *
Özellikle kar yağdığında ortaya çıkar bu durum.
Siz bulunduğunuz kentte bir haftadır kar altındasınızdır. Köy yolları, kasaba okulları kapanmıştır.
Bununla hiç ilgilenmez gazeteniz...
Lakin İstanbul'a bir kar taneciği düşmeyegörsün... Ne düşmesi, kar yağacağı belli olduğu an, alır medyayı bir telaş...
Televizyonların haber bültenleri yol durum raporlarıyla açılır; sonra Meteoroloji'ye bağlanılır, kriz merkezlerinden haber alınır.
İşte işin en eğlenceli bölümü budur.
Siz şehrinizde yoğun kar yağışı nedeniyle eve hapsolmuşsunuzdur; kasabanızın okul yolunda çocuklar donmuştur. Ve televizyonda birileri sizi ''yaklaşmakta olan kar tehlikesine karşı'' uyarıp durur.
Ya da tersi olur. İstanbul'daki spiker, ''Şu anda dışarıda kar serpiştirmeye başladı'' der. Pencerenize koşarsınız, güzelim bir kış güneşi size gülümser.
* * *
Bunun müstesna bir örneğine birkaç yıl önce bir yılbaşı manşetinde rastlamıştım.
''Yeni yıla karsız gireceğiz'' diyordu başlık...
''Biz'' dediği ''İstanbullular''dı tabii...
Başlığın hemen altındaki spotta ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kardan okulların kapandığı haberi vardı.
''Oralar'' yeni yıla karlı gireceklerdi; ama ''onlar'', ''biz''den değildi ki...
* * *
Son birkaç günün gazetelerine bakın, kar haberlerinin manşetten düşüp azaldığını göreceksiniz.
Oysa ajans haberlerine göre Anadolu'nun büyük bölümü kar altında...
Halen 2637 köy yolu ulaşıma kapalı.
Kayseri, Kırşehir, Yozgat, Adıyaman, Sivas, Kahramanmaraş, Bursa, Gaziantep'te kar yüzünden eğitime ara verildi.
Erzurum -17 derece...
Kastamonu'da şehre kurt indi.
Ağrı'da bir avcı donarak öldü.
Olsun, - tıpkı bir faninin taşrada şöhret şansı olmadığı gibi - İstanbul'a yağmadıkça, haber olma şansı yok karın da..
Sahi, Anadolu niye az gazete okuyor sizce?
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:21