Medya
  • 27.7.2005 11:16

AVRUPA BASININDA BUGÜN...

LONDRA (İHA) - Avrupa basınında bugün gazetelerin ön sayfalarını iki buçuk yıl aradan sonra uzay mekiği Discovery''nin dün Cape Canaveral''dan fırlatılışını gösteren fotoğraflar kaplasa da, gündemde hala Londra saldırıları var. Guardian gazetesi, Londra Emniyet Müdürü Sir Ian Blair''in dün yaptığı açıklamayı manşetine taşıyor: ''''Yeniden saldırma gücüne sahipler. Onları bulmalıyız.'''' Times gazetesi de, 21 Temmuz saldırılarını düzenleyen ve kaçmayı başaran şüphelilerin, kuzey Londra''da yaşadıklarını ve patlayıcılar bulunan eve geri döndüklerini yazıyor. Gazetenin manşeti, ortaya çıkarılan son bulguları yansıtıyor: ''''Yeniden vurmaya hazırlar'''' Independent gazetesi, saldırganların kullandıkları evin dışarıdan çekilmiş bir fotoğrafını kapağına taşıyor. Polisin bu apartman dairesinde bomba yapımında kullanılabilecek malzemeler bulduğunu, 21 Temmuz saldırılarının ardından da şüphelilerin daireye geri döndüklerini yazan Independent, soruşturmada tüm dikkatlerin bu eve yoğunlaştığını anlatıyor manşetinde: ''''Curtis House 58 numaranın sırları'''' Financial Times gazetesi ise, saldırılarla hiçbir ilgisi olmayan bir Brezilyalı gencin polis tarafından öldürülmesiyle başlayan tartışmalar sürerken, ''''Poliste ''öldürmek için ateş et'' alarmı'''' manşetiyle, yetkililerin, yedi farklı olayda polisin şüpheli kişileri vurma raddesine geldiği yolundaki açıklamalarını öne çıkarıyor. ''''İSLAM DÜNYASI VE BATI''NIN BİRBİRLERİNİ ANLAMA ZAMANI GELDİ'''' Guardian gazetesi, baş yazılarından birinde, akademisyen Jonathan Glover''ın kaleminden, İslam dünyası ve Batı''nın birbirlerini anlama zamanının geldiğini yazıyor. Glover''ın ''''Şiddeti önlemenin tek yolu diyalogdur'''' başlıklı yazısı özetle şöyle: ''''Siyasi şiddet, bir grubun soyutlanmaya ya da aşağılanmaya karşı verdiği tepkidir. El Kaide''nin 11 Eylül saldırıları öncesindeki söylemi de bunu yansıtıyor. Bu söylem, ''İslam''a inananlar şiddet, eşitsizlik ve haksızlıklara maruz kaldılar. Müslümanlar''ın kanı dünyanın gözünde beş para etmez hale geldi'' fikri çevresinde şekilleniyordu. Terör saldırıları, hem sebep olduğu can kaybı hem de bilinçli yapılıyor olması nedeniyle öfke ve tiksinti oluşturur. Londra''da trafik kazaları bombalardan daha fazla can alıyor; ancak bombaların temsil ettiği anlayış insanları çileden çıkarıyor.'''' Glover, yazısını şöyle sürdürüyor: ''''Bombacılar, herhangi birimizi öldürerek siyasi bir mesaj veriyor. Benzer şiddet olaylarını daha önce de gördük. İsrailliler ve Filistinliler''in birbirlerine uyguladıkları şiddet bunun küçük bir modeli. Her cinayetin savunması, bir önceki saldırıya misilleme olması. Şimdi, İslam dünyası ve Batı da benzer bir döngünün içine girebilir. Çare, tüm tarafların görüşlerini ve ihtiyaçlarını ortaya koyacakları bir görüşme zemini. ''Teröristlerle konuşulmaz'' söylemi, kötü bir slogan. Elbette ''konuşmak'' cinayetleri, şiddeti hemen yarın sona erdirmeyecek; ama doğru ve planlı bir konuşma, şiddetin çelik zırhında delikler açabilir, alışılmış söylemlerin sorgulanmasına neden olabilir. Dinde ve siyasette inançların sorgulanması ise hayat kurtarır.'''' BLAIR''DEN ULUSLARARASI KONFERANS ÇAĞRISI Farklı medeniyetlerin birbirlerini anlama ihtiyacına dikkat çeken bir diğer isim de İngiltere Başbakanı Tony Blair. Financial Times gazetesi, bugünkü başyazısında, Blair''in, ılımlı Müslümanlar''ın, şiddet olaylarını reddettiklerini göstermelerini istediğini ve bu yönde hızlı adımlar atılması için uluslararası bir konferans fikrini ortaya attığını yazıyor. ''''Blair, sonbaharda yapılmasını düşündüğü konferansın ana temasının ''İslam''ı aşırı görüşlülerden ve teröristlerden geri almak'' olabileceğini belirtti. Bu, önemli ve acil bir görev. Ancak akıllara gelen soru, herhangi bir siyasi liderin, hele hele Irak Savaşı''nda başlıca rolü üstlenen bir liderin, bunun altından kalkıp kalkamayacağı. Bir diğer soru da, Suudi Arabistan ve Pakistan gibi müttefiklerinin, verdikleri sözleri tutup aşırı görüşleri bastırıp bastırmayacakları.'''' ''''Artık Batı''nın güvenliği ve Müslüman dünya, ayrılmaz bir ikili oldu'''' diyen Financial Times, yazısını şöyle noktalıyor: ''''Blair, Arap dünyasının ''laik diktatörlükler ve dini fanatiklik'' dışında bir seçeneği daha olduğunu belirtiyor: Demokrasi. İngiltere, Suudi Krallığı''na silah satarken ve Pakistan lideri General Pervez Müşerref''in istihbarat işbirliğine bağımlıyken, Blair bunun sonuçlarına katlanabilir mi? Bu iki yönetimin de, iktidarda kalmak için İslamcı gruplara, geri dönemeyecekleri ödünler verdikleri unutulmasın.'''' Times gazetesinin yorum sayfalarında ise, Orta Doğu uzmanı Amir Taheri''nin bir yazısı yer alıyor. Batı ve İslam dünyası arasında ortak bir anlayış benimsenmesinin gerekliliğine dikkat çeken Taheri, Müslümanlar''ın da yapması gerekenler olduğunu belirtiyor. ''''Öncelikle, Müslüman olmayan herkesin ''kafir, inançsız'' olduğu fikrinden vazgeçilmesi gerekli. İkinci olarak, ''tüm insanlığı İslam''a yöneltmek onurlu bir düşünce olsa da, bunu yapmak için her yolun mübah olduğu görüşünün terk edilmesi lazım. Müslümanlar, farklı inançları, inanç çeşitliliğini kabullenmek durumunda. Din adamları, siyasi konular olan Irak, Afganistan ve Filistin konusunda konuşmalar yapmak yerine, Allah''a ve dinin kendisine biraz daha fazla zaman ayırmalı. İslam''ın siyasileşmesi, en tanınan Müslüman''ın Usame bin Ladin olduğu bir ortam oluşturdu. İslam, bir dini inanç mı yoksa siyasi hareket mi olmak istediğine karar vermeli; çünkü, kötüye kullanılmadan ikisini birden bünyesinde barındırması m''i anlayış insanları çileden çıkarıyor.'''' Glover, yazıümkün değil.'''' BLAIR - ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ İngiltere Başbakanı Tony Blair, bugün bu iç sorunlardan bir an için de olsa ayrılacak ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan''la biraraya gelecek. Financial Times gazetesi, bu görüşme öncesinde kısa bir değerlendirme yayınlıyor bu sabah. Gazetenin değerlendirmesi şöyle: ''''İngiltere uzun zamandır Türkiye''nin Avrupa Birliği üyeliğine destek veriyor. Başbakan Tony Blair de, dönem başkanı olarak, müzakerelere başlamak için 3 Ekim tarihine bağlı kalacağını açık şekilde ifade etti. Ancak Türkiye''nin Kıbrıs konusunda sert bir adım atması olasılığı kaygıya neden oluyor. Özellikle Fransa ve Hollanda''daki referandumların ardından Fransa, Almanya ve Avusturya''da Türkiye karşıtı görüşler artarken, bugünkü görüşmede Tony Blair, Recep Tayyip Erdoğan''a ''temkinli bir tutum izlemesi'' çağrısında bulunacak.'''' Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:40

İLGİLİ HABERLER