BALKIZ'DAN ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
İSTANBUL - Ali Balkız, Kadıköy Belediyesi brifing salonunda, 6 Martta İzmir'de Gündoğdu Meydanı'nda yapılacak mitingle ilgili toplantıda yaptığı konuşmada, Aleviler olarak yıllardır biriktirdikleri dertlerini dışa vurmak, kamuoyuyla paylaşmak, oradan haklar türetmek, bunu devlete dayatmak, aktarmak ve anlatmak gibi bir evrede yaşadıklarını söyledi.
Devletin birinci derece varlık nedeninin her şeyden önce yurttaşlarının can güvenliğini sağlamak olduğunu ifade eden Balkız, ''Yurttaşlarının eğitimi, öğretimi, sağlığı, hürriyeti, özgürlüğü bir tarafa Türkiye Cumhuriyeti devleti biz Alevilerin can güvenliğini dahi korumuyor, koruyacak önlemleri de almıyor. Yakın zamanda yaşanan katliamlara bakıldığı zaman bunların Selçuklu döneminden, Osmanlı döneminden kalanlardan çok da farklı olmadığını görüyoruz'' iddiasında bulundu.
İtirazlarını alanlarda dile getirdiklerini belirten Balkız, şunları kaydetti:
''Bizim istediklerimiz, insani, vicdani, yasal, meşru, doğrudan insan olmamızla, bu yurtta yaşıyor oluşumuzla ilintili bir şey. Biz ne zamandır bu topraklardayız, Kürtler ya da Araplar hangi yıllardan bu yana bu topraklarda ise o kadar zamandan beri biz de bu topraklardayız. Bu topraklarda yaşanan her türlü olumsuzluğu, açlığı, savaşları, sürgünleri, yoksullukları, depremleri, selleri herkes kadar yaşamışızdır ama bolluğu, mutluluğu, kalkınmayı, refahı, barışı herkesten daha az paylaşmışızdır. Ama ne o gün vardık devlet nezdinde bu topraklarda, ne de bu gün varız. Biz yokuz, yok hükmündeyiz. Ne anayasal çerçevede varız, ne yasalar çerçevesinde varız, ne yönetmeliklerde varız ne de yönergelerde varız, yokuz ama biz gerçeğiyle varız. Kendi Tanrı anlayışımızla, ibadet anlayışımızla, geleneklerimizle, göreneklerimizle yüzyıllardır bu topraklardayız ama devlet 'hayır, siz yoksunuz' diyor.''
Israrla var olduklarının mücadelesini vermeye çalıştıklarını belirten Balkız, demokrasinin bütün olanaklarını kullanarak mücadele ettiklerini söyledi.
Mücadelelerinin laiklik, demokrasi, insan hakları ve eşitlik üzerine kurulu olduğunu kaydeden Balkız, ''Bunlar zaten olabilseydi ülkemizde, bizim Alevilik diye bir sorunumuz olmayacaktı. Belki Aleviler olarak onların eğitimleriyle ilgili, özgürlük alanlarıyla ilgili faaliyetler içerisinde bulunacaktık ama 'Diyanet İşleri Başkanlığı zorunlu din derslerini kaldırsın, Madımak Oteli müze olsun, cem ve kültür evleri yasal statüye kavuşturulsun, Alevi köylerine cami yapılmasın, dergahlarımız biz sahiplerine iade edilsin' demeyecektik, onlar zaten kendiliğinden hayat bulmuş olacaktı'' dedi.
Bütün bu istemlerin ülkenin demokratikleşmesine, laikleşmesine ve devletin insanileşmesine bağlı olduğunu öne süren Balkız, ''Bu topraklarda yaşayan tüm ötekileştirilmişler, bütün hakları ellerinden alınmış örselenmişlerle birlikte mücadele ederek haklarımızı elde edebiliriz. Devletimiz, hükümetimiz hak talep edenleri nasıl zayıflatabileceği, nasıl susturabileceği konusunda oldukça deneyimli'' diye konuştu.